bildirgec.org

dilenci hakkında tüm yazılar

Dilencilik ama tarz farklı, olacak o kadar

thomasguven | 13 September 2010 16:57

Dünyada Dilencilik-Dilenme Yöntemleri.

Biraz da Dünya Manzaraları
11 ilginç dilenme tabelası.
Siz olsanız yardım yaparmıydınız bu kişilere,

1. Fahişe olmak için çok çirkin

FAHISE OLMAK ICIN ÇOK ÇIRKIN
FAHISE OLMAK ICIN ÇOK ÇIRKIN

2. Eşim kaçırıldı ve fidye için 98 cent açığım var.

esım kaçırıldı biraz para lazım
esım kaçırıldı biraz para lazım

Bir çift asalet…

| 19 October 2007 23:52

Hergün kapıda dikilip Allah rızası için, çocuklarının başı için vs. diyerek, artık yüreklerimize giden tüm damarların tıkanmasına neden olan vicdan istismarcılarından o kadar illallah etmiştim ki, gözlerinden mağdur olan, ensesinde topladığı, genç yaşında başı bembeyaz olmuş saçlarına ve diğer ayrıntılarına, ancak konuşmaya başladıktan sonra dikkat edebildim.”Çorap satıyorum.” dedi, elinde ve omuzunda taşıdığı kocaman çantalarını yere indirerek.”erkek ve bayan çoraplarım var, almak ister misiniz?” diye sordu kibarca.Ne kadar diye sordum”Çifti üç milyon.” dedi.Oturup biraz soluklanmasını söyledim ve hem kendime hem eşime bir kaç çift çorap seçtim, parasını verdim.Müşterilerimden bir tanesi, dedi; “Helal olsun, senin durumunda olan birçok kimse dilenirken, şu kör halinle sen de rahatlıkla dilenerek belki de fazlasını kazanabilecekken, kolayı değil zoru seçmiş, ekmeğini kazanıyorsun.” Kadın, hafif alınmış ama son derece net, gururlu ve kendinden emin bir ses tonuyla; “Zaten dilenmemek için, çalışmayı tercih ettim.”dedi.Yaşlı annesiyle birlikte yaşadığını ve evin geçimini bu şekilde rahatlıkla sağlayabildiğini anlattı.Teşekkür ederek, yeterince dinlendiğini söyledi ve o kocaman içleri çorap dolu ağır çantalarından birini, yardım teklifimizi zarifçe geri çevirerek, omuzuna, diğerini de eline aldıktan sonra; ağır ağır gözden kayboldu.O kadın öylesine güçlüydüki, hayatından çok daha fazlasını taşıyordu o çantalarda.

APTAL, CİNGANE

haberhaberhaber | 10 September 2007 00:55

Çocukluğumda annemden ve etrafımızdaki komşularımızdan çingenelerin, Kıpti(cimri)hırsız, dilenci, yurtsuz olduklarını makbul insan olmadıklarını duyarak büyüdüm. Tabi benim gibi tüm mahallenin çocukları da.
Yaramazlık yapan çocuklara,
Şimdi çingeneler gelecek seni onlara vereyim de gör, mahalleden uzaklaşma seni çingeneler götürür.
Kardeş diğer kardeşe kızdığında ise,
sen kardeşim değilsin seni cami avlusundan bulduk veya senin annen baban çiğnene buradan geçerken seni torbasından düşürmüşler annemde acıdı seni eve aldı denirdi. Kardeşini iyice gıcık etmek içinde at arabasıyla geçen romanları göstererek bak akrabaların geçiyor denilirdi.
Biraz daha büyüdüğümde ise çingenelerden kız alınıp verilmeyeceğini, erkeklerin askerlik ve polislik yapamayacağını öğrenmek oldu.
Bu bilgilerin üzerine Türkan Şoray ın çingene filmleri (hırsızlık yapan yalan söyleyen) tuz biber oldu.
Bu fikirler bende evlenip iki çocuk olduktan sonra çingenelerin çok olduğu bir ile tayinimiz çıkıncaya kadar devam etti.
Lojmanımız çingene mahallesiyle neredeyse iç içeydi. Çocuklarım bir hafta boyunca bahçede oturup etrafı seyrediyor gelen geçen kızları izliyordu.
Kızım neden oynamıyorsunuz nereye bakıyorsunuz?
Anne burada yasenya yokmuş. Hani burada çok çingene vardı
?(yasenya o aralar televizyonda oynayan bir dizi. Bir subayla çingene kızın aşkı. Kızda fırfırlı ışıltılı elbiseler kollarında bilezikler, saçında kocaman bir gül)
İşte kızım bu giden ablalar yasenya dediğimde ağlayarak içeri kaçmışlardı.
İşe başlayacağım bakıcı gerekti. Mahalleden hemen bir çingene kızı çağırdılar. İşe başladı. Sık sıkta annesi ziyarete geliyordu.
Hayat dolu, neşeli, yokluğu hiç dert etmeyen, varlığa keşke benimde olsun diye kıskançlık duymayan topluca bir hatun.
Zehra Hanım mehtabı isteyen var mı?(bakıcım)

A be mehtabın sevgilisi var.
Ne iş yapıyor?
A be zanaatkârdır.
Düğün ne zaman?
A be daha haskerlik durur.(hastaneye astane, askere de hasker derler.

Mehtabın benden maaşını aldıktan sonra ilk işi kuaföre gitmek olurdu, sadece mehtap mı? Tüm yasenyalar çocuk bakar, pazarcılık yapar, o parayla da kuaföre giderlerdi. Kıyafet, ayakkabı eşya düşkünlükleri yoktu, tek zevkleri kuaför ve rengârenk tokalar.
Baba evinin önünde sokakta tenekeyle ritim tutturur şarkı söyler, kızları karşılarında oynar, baba bununla övünç duyar.
Sevgilileri nişanlıları askere veya başka bir ile çalışmaya gider, yasenyalar sabırla ve sadakatle bekler. Altı yıl boyunca içlerinde yaşadım evimde benimle yaşayan oldu. Bunlarda aldatma, sadakatsizlik ihanet görmedim. Ne erkeğinde ne kadınında.
Hırsızlık mı? Bazı arkadaşlarıma uyup ortalık yerlere veya kıyıya köşeye tuzak para veya ziynet koymadım değil. Bunların hepsi temizlik yapılırken bulunup bir kutuya doldurulup şifoniyerime konduğunu bilirim. Yerde bir iğne de bulsa tenezzül etmezler. Zira onların yarın düşünceleri yoktur. Bu günü doyasıya yaşarlar, bu gün bulup bu gün yerler. Namuslarına çok düşkünlerdir.
(İki bohçacı roman satış yapmak için bir eve giriyorlar, evde kadının olmadığını fark edip çıkmaya çalışırken ev sahibi kapıyı kilitleyip tecavüze yelteniyor. Kadının biri hemen kakasını yapıp orasına sürüp diğer kadına da aynısını yapmasını söylüyör. Adam tiksindiği için kadınları dışarı atıyor. )
Yasenyalar kapı gıcırtısında, yağmur tıkırtısında oynayabilen hayatı doyasıya yaşayan kedileri bile abe miyav diyen Sevgili vatandaşlarımızdır.

Milyarder dilenci

karzu | 05 June 2007 09:26

Samsun’da dilenen yaşlı bir kadının üzerinden çıkan ve banka hesaplarında görünen tam 100 bin YTL nakit parası varmış.Biz hala dilencilere para vermeye devam edelim!Biz verdikce onlar da dilenmekten vazgeçmeyecek.

Yarın Nereye Gitmek İstiyorsunuz?*

Arod | 05 August 2006 22:45

Hayatta yarın ne yapacağına karar verebilen bir azınlık var dünyada. Kalanların ne yapacağına ise çoktan karar verilmiş gibi duruyor. Kendi hayatlarına yön verebilenler (en azından böyle bir opsiyonu olanlar) : Zenginler, işsizler, ev hanımları, öğrenciler. Bunlar bir popülasyonun ne kadarına denk geliyorlar tam emin değilim ancak onlara sağlanan bu özgürlüğün (işsizlerin bunu özgürlük olarak görmediklerini tahmin ediyorum) bedelini ödeyen büyük bir çoğunluk olduğu kesin. Tüm dünyada sabah uyandığında işe gitmek zorunda olan milyarlarca insan var. Gitmek zorundalar, para kazanmak zorundalar. Hayatta kalabilmek için buna ihtiyaçları var ciddi şekilde. Hayat onlara nefes alabilmeleri için çalışmaları gerektiğini söylüyor. Esasen bir insanın karnını doyurabilmesi için örneğin Türkiye’de aşağı yukarı 5 YTL’ye ihtiyacı var. Yani aylık 150 YTL eder bu. Ancak eminim bir çok insan bu parayı komik bulacaktır. Bir de barınma ihtiyacı olduğunu söyleyecektir. İnsanların barınmak için yaptıkları evler var tabi ki bir de. Bunların da kiraları oldukça yüksek oluyor. Yüz metrekare bir konuta 200-1000 YTL arasında bir para vermeniz gerekiyor. Biz küçük bir şehirde vasat bir evde yaşadığınızı varsayalım; şu andan itibaren hayatta kalabilmek için size gerekli olan para 350 YTL’ye çıkmış oldu. Başka hiçbir harcama yapmadığınızı varsayarsak, her ay bu parayı bir şekilde toparlamanız gerekiyor. Günlük yiyecek ihtiyacınızı günlük gelir şeklinde finanse edebilirsiniz, yani her gün karnınızı doyurduğunuza şükrederek yuvarlanıp gidebilirsiniz. Ancak barınma ihtiyacınız için büyük ihtimalle para biriktirmeniz gerekecek; keza ev sahibinizi hergün görme ihtimaliniz olmayacaktır. Öyleyse günde yaklaşık 12 YTL kazanmanız gerekiyor. Sadece hayatta kalabilmek ve nefes alabilmek için, karnınızı doyurup gece yatacak bir yere sahip olmak için böyle bir rakamı her gün kotarmanız gerekiyor. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Çok kolay olmadığını söylemeliyim. Dilenmek gibi onur kırıcı opsiyonları düşünebilirsiniz. Hatta bunun onur kırıcı olmadığını bilakis yaşayabilmek için çalışanlardan farklı olarak sizin daha onurlu bir hayat sürdüreceğinizi iddia edebilirsiniz. Buna bir itirazım yok, haklılık payı da verebilirim size ancak dilenerek ne kadar efektif para kazanılabilir ona bir bakmak lazım. Dilencilerin toplumun gözündeki imajları düşünüldüğünde ve rakip dilencilerin varlığı göz önünde bulundurulduğunda işiniz zor görünüyor. Bir kere merkezi bir lokasyon seçmeniz her işte olduğu gibi bu işte de size avantaj sağlayacaktır. Ancak ucuza yaşamak için bir kenar mahallede oturduğunuz için böyle bir lokasyona ulaşmak için de para harcamak zorundasınız. O yüzden belki de en iyisi bulunduğunuz bölgede dilenmek. Diğer dilencilerle herhangi bir sürtüşme yaşamadan böyle bir “dükkan” bulduğunuzu varsayıyoruz. Böyle bir noktadan saatte yüz kişi geçse, bunlardan yüzde onu size acıyarak para verse, verilen paraların bozuk para olduğunu düşünerek maksimumunu 1 YTL, minimumunu 25 Kuruş varsayarsak, ve ortalama olarak 50 Kuruş aldığınızı varsayarsak, saatte 5 YTL kazanacağınız düşünülebilir. Bunu çok optimistik bulmuş olabilirsiniz o yüzden 2 YTL diyelim saat başına gelirinize. Öyleyse günde 12 YTL kazanabilmek için en az 6 saat ‘çalışmanız’ gerekiyor diyebiliriz. Eğer karnınızı doyurmanın ötesinde beklentileriniz varsa örneğin sizi bir yerden diğerine götürecek özel bir arabanız olsun istiyorsanız ya da evinizin sahibi olmak istiyorsanız, daha güzel şeyler yemek içmek istiyorsanız vs. daha fazla çalışmanız gerekiyor hatta dilencilik sizi pek kesmeyebilir. Hatta hayatınızı çalışmaya adamanız gerekiyor gibi geldi bana açıkçası. Yarın ne yapmak istediğinizi kestirir gibi oluyorum. Çalışmak istiyorsunuz. Bütün dünya bu motivasyonla dönüyor aslında, varolmanın zevkini çıkarabilen çok az sayıda insan var. Kalanlar salt varolabilmek için birşeyler yapmak zorunda. İyi çalışmalar!