bildirgec.org

değirmen hakkında tüm yazılar

Değirmen (Sarıpınar 1914)

| 02 February 2009 15:58

*Dikkat! Uyarı mahiyetinde bir küçük not düşmek isteriz; filmi acaip derecede sevmemizden ötürü, hemen hemen tüm sahnelerine değinen bir yazı hazırlandı, maksat cümle sırrı ifşa ederek filmden soğutmak değil, bu güzel yapıttan haberdar etmektir. Lakin kantarın topuzunu bir kerte kaçırmamıza karşın biz yazarı da bir insan olarak addetmeli ve günahı/sevabı ile değerlendirmelidir…Evet efendim, işte otuziki kısım tekmili birden, Değirmen

Reşat Nuri Güntekin’in kısa romanlarından birisidir aslında Değirmen’imiz,
Değirmen, Reşat Nuri Güntekin’in kısa romanlarından biri. Bir kasabada yaşanan acı tatlı olaylar, kasabanın ileri gelenlerinin ruh dünyası, Sarıpınar’daki depremin açtığı yaralar ile çıkarcı, entrikacı tiplerin acımasız davranışları, ibret verici bir biçimde başarıyla işleniyor. Toplumun gerçekleriyle bir kez daha yüz yüze gelerek irkiliyorsunuz. Çarpıcı bir roman. (Arka Kapak)

(Bu, yazarımızın değirmenden istifade eden tek eseri de değildir, ismini veripte film boyunca göremediğimiz değirmen bir başka eseri Damga‘da
eserin isminde geçmese de satırlar içerisinde daha işlevsel bir halde (aşıkların buluşma noktası olarak) belirir önümüzde.)

Edebiyat dünyasında ve sıklıkla yazın aleminden beslenen 7. Sanatta yer almış diğer değirmenler ile kıyaslandığında filmimiz çok daha mütevazi ve sükuta ramolmuştur. Kaldı ki şu an bile Türk sineması’nın aktif çalışan dev ismi Şener Şen mevzubahis olduğunda, filmografisinde pek ismi zikredilmeyen maalesef son sıralarda gelen bir filmdir.

DEĞİRMENDE GÖMME

teacher07 | 05 May 2008 19:11

Güneş dağların başını yeni yalıyordu. Oğlunu başucuna geldi Döne Ana… Oğlum Hasan! dedi usulca. Kıyamadı uykusuna yavrucağın. Alçak sesle yeniden, Yavrum Hasan! dedi. Geç kalmamalıydı değirmene… Sular azdı bu mevsimde. Su değirmeni ağır çalıştığından, değirmen önünde sıra olurdu. Geç kalırsa, akşama kadar beklemek de vardı… Bıraksa uyusa yalnız kalacak yaşta değildi ki Hasan… Konu komşu herkesin de işi vardı. Kimse bakamazdı. Ablaları tarlada babaya yardım edeceklerdi. Harman da vardı daha…

Harman, tarladan getirilen ekinler, uygun düz bir harman yerinde serilir. Üzerinde, hayvanların çektiği düvenle ezilir. Ekin sapları saman haline gelir. Başaklar ezilir taneler dökülür. Samanla karışık harman bir öbek yığılır, çeç yapılır. Rüzgarda savrularak samandan ayrılır. Günümüzde modern makinalar harman yapmayı kaldırmıştır artık.

Bu Değirmenin Suyu Nereden Geliyor?

kadirgunay | 12 January 2008 15:48

90lı yılların modası olan özel televizyonların b.kunun çıktığı günüzmüde her kanalda bir yarışma programı karşıma çıkar oldu. Kimileri birilerinin maaşına denk ödüller alıyor, kimileri silindirleri buluyor aylıkları cukka ediyor, kimileri kutuları açıyor hass. tir olduğumuz rakamları alarak güle oynaya devam ediyor. Eyvallah kimsenin kazandığında gözümüz yok Allah daha da arttırsın diyoruz demesine de, bu değirmenin suyu nereden geliyor. Verilen miktarlar öyle az uz rakamlar değil hani. en düşüğü 50.000 lira en yükseği 500.000 lira. Ulan diyorum Kadir sen de katıl anasını satayım ne var ki 3 soru bilirsin alırsın 3-5 aylık para takılırsın ama sonra düşünüyorum da bu hıyarlığa ortak olmamalı. Yahu adamlar dünyanın parasını dağıtıyor, milleti böyle osuruktan şeylerle uyutuyorlar ama kimsenin sesi çıkmıyor.