bildirgec.org

çizgi film hakkında tüm yazılar

Ölü Gelin

Exxon Valdez | 08 December 2006 11:08

Tim Burton‘ın şaheserlerinden Ölü Gelin (Corpse Bride) filminin sabit bir hayran kitlesi olduğu bir gerçek. Film boyunca kasabanın ve insanların tasviriyle tutarlılığı devam eden atmosfer ve çok işlenen bir konunun dolaysız da olsa farklı bir açıdan verilmesi (bir yanda çirkin olsa da hayata çağıran, diğer yanda da güzel bir ölüme davet eden iki sevgili – çoğumuzun başına gelmiştir, değil mi?) filmi güzel kılan özellikler. Bunun yanında, filmin unutulmaması gereken fakat şu ana kadar pek de rağbet görmemiş bir güzelliği daha var: Bir çok ünlü filmin müziklerine imza atmış olan Danny Elfman tarafından hazırlanmış film müzikleri. Ayrıca çıkan film müziği albümünün şarkı listesi, hem filmin parçalarını hem de müziklerini hatırlatmak için neredeyse yeterli:

  1. Main Titles
  2. According To Plan
  3. Victor’s Piano Solo
  4. Into The Forest
  5. Remains Of The Day
  6. Casting A Spell
  7. Moon Dance
  8. Victor’s Deception
  9. Tears To Shed
  10. Victoria’s Escape
  11. The Piano Duet
  12. New Arrival
  13. Victoria’s Wedding
  14. The Wedding Song
  15. The Party Arrives
  16. Victor’s Wedding
  17. Barkis’s Bummer
  18. The Finale
  19. End Credits Part 1
  20. End Credits Part 2
  21. Ball & Socket Lounge Music #1 – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track)
  22. Remains Of The Day – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track combo lounge version)
  23. Ball & Socket Lounge Music #2 – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track)
  24. Ball & Socket Lounge Music #1 – Bonejangles & His Bone Boys (combo version)

Son olarak, film hakkında cüretkar bir tespit: Ondokuzuncu yüzyıl sonlarını parıltısız olmak bir yana, tam tersine karanlık bir çağ olarak tasvir eden başka bir yapım var mıdır? Şimdilik denk gelmedim diye hatırlıyorum.

Aniboom : Animasyon Evi

seryaman | 19 November 2006 11:55

üç boyutlu, iki boyutlu, stop motion ya da el çizimi hiç farketmez. animasyon düntasının en önemli adreslerinden birisi : www.aniboom.com.

benimde güzel animasyon çalışmalarım var diyorsanız 50.000 $ ödüllü aniboom awards 2006 ödüllerine bir göz atmaya ne dersiniz.

Küçük Ninja: Ninjai

Kaplumb Aga | 16 November 2006 20:02

Her ne kadar konuyla ilgili 2-3 bildiri yer alsa da eski tarihli olduklarından dolayı sizlere tekrar Ninjai‘i hatırlatmak istedim. Bir Atom Films ürünü olan Ninjai, Flash ile yapılma özelliğinin yanı sıra hiç de azımsanmayacak bir hayran kitlesine sahip.

Yeni bölümleri uzun süredir merakla beklenen çizgi filmin ilk 12 bölümüne buradan ulaşılıyor.

Robotech: The Shadow Chronicles

Andrasta | 15 November 2006 13:31

İlk Robotech bundan tam yirmi bir yıl önce yani 1985’de çizgi seri olarak karşımıza çıkmıştı. Tabi ki bu serinin Türkiye’ye gelişi 90’lı yılların başını buldu. Orjinal televizyon serilerini oluşturan bölümlerin sezon isimleri aşağıdaki gibidir.

  • Robotech: The Macross Saga
  • Robotech: The Masters
  • Robotech: The New Generation

Bu sezonların aralarını doldurmak veya aynı evrende başka yerlerdeki olayları anlatmak için birçok başka seri ve filmde üretildi.
2006 yılında ise Robotech geri dönüyor. Hem de artık teknolojik imkanlar ile çok daha etkilieyici ve gerçekçi bir şekilde. Son seri olan “Robotech: The Shadow Chronicles”, doğudaki birkaç ülke ve festival dışında daha tam olarak ortaya çıkmış değil. Ama 21 yıldır devam eden Robotech çılgınlığı bu seri ile daha da alevleneceğe benziyor.

Star Wars – Clone Wars

dolap | 13 November 2006 15:12

Clone Wars

Star Wars Episode II: Attack of the Clones ve Star Wars Episode III: Revenge of the Sith filmleri arasında yaşananları çizgi film tadında seyretmek için işte size iki DVD. Öyle tadı damağınızda ekrana bakakalırken bitiveriyorlar ki kızıyorsunuz. Bulun buluşturun mutlaka izleyin: Star Wars Clone Wars Animated

Şirin Baba Cuma’ya Gitti

harschena | 21 October 2006 22:59

Şirin baba nerde? diye sorar o mavi yaratıklardan biri, cevap aynen şöyledir: cuma’ya gitti. Red Kit bara girer, kendine bir ayran söyler. Kovboylar Teksas’a Allah onları Kızlderililer’in şerrinden korursa, inşallah varacaklardır. Bu replikler aynen, bizzat yaşanılmış, biraz dini içeriği fazla olan bir tv kanalının karşısında defalarca yere düşülmüştür, tarafımdan… Acaba gerçekten bu düşünceler doğru mudur, yani çocuklar içki yerine ayrana mı, ormanda şirin çileği toplamak yerine cuma namazına mı yönlendirilmelidir? Belki de evettir. Şirinlerin mantardan köyüne bir de cami yapılmalıdır bence. Hatta Red Kit’in adı değiştirilmeli, Resulu Kadir olmalıdır. Evet, olmalıdır. Çinliler Şirinler’i yasaklamış diye duymuştum bir yerden, nedeni de sürdürülen komün hayatıymış. Onlar eşcinsel miymiş, nasil ürüyolarmış, Şirine köyün fahişesi miymiş gibi sorunsal-nedenlerden. Şirinbaba’yı camiye göndermek bence daha iyi yani. Ama hiç kurban kestiklerini görmedim. Onlar cücedir zaten o boyutta koyunu deveyi nerde bulsunlar, kelebek mi kessinler? di mi?

Kendi çizgi filmini kendin yap

2006 | 06 October 2006 13:12

Lost Marble firmasının yapmış oldugu Moho programı ile artık kendi 2D animasyonlarınızı (çizgifilm) yapmanız çok kolay. Buradan sitesine ulaşabileceginiz moho programı ile yapılmış bir kaç örnegi görmek için buraya bakabilirsiniz.

Programı kullanırken her kareyi farklı görüntüleyip birleştirmek gibi bir seri zorunlulugunuz yok. Başlagıç ve bitiş noktalarını belirterek karakterinizin hareketini saglıyabilirsiniz, farklı katmanlar ile daha kullanışlı tasarımlar gerçekleştirmenizi saglayan moho anime ilgisi olan arkadaşlar için kaçırılmaması gereken bir deneyim.

HOMER SIMPSON HALK KAHRAMANIDIR !

kuduz kedi | 24 September 2006 06:58

Charles Manson’ın bi lafı var: Bana yukarıdan bakarsanız bir aptal görürsünüz; bana asağıdan bakarsanız tanrınızı görürsünüz; ama bana karşıdan bakarsanız kendinizi görürsünüz.. Homer Simpson’a bakanlar dünyanın en gereksiz adamını görebilirler.. Gereksiz olmayı en yüce fazilet sayan bendeniz tarafından bunun bir sakıncası yok elbette.. Ama bakmak ve görmek kavramları çok nadiren bir arada gerçekleşir.. ve göz, yanılmaya en müsait organımızdır aslında..

Homer simpson, sistemin en büyük tehdididir. Çünkü eline fırsat geçse hayatının sonuna kadar yemek yemek, bira içmek ve yan gelip yatmak dısında hiç bir şey yapmadan yaşayabilir.. Sistemin korktuğu şey eli pankartlı göstericiler değil Homer Simpsonlardır.. Bu bir tercih meselesi, yaptıklarınla ve yapacaklarınla ilgili bir tercih.. “adam” olmak ya da olmamak.. varsın dünyanın mühendise, muhasebeciye, arkeoloğa, avukata ihtiyacı olsun.. Yeterince yok mu bunlardan?.. Sistem sana bi şey olman gerektiğini söyleyip duruyor.. Sence neden?? ” işte sevgili kuduz kedi okuyucusu!! Hayatın anlamı budur demiyorum sana.. pek bir anlamı olduğunu da sanmıyorum.. ancak tüm dünyanın ya da en azından yarısının aynı anda yan gelip elinde birayla televizyon karşısına oturduğunu düşünsene, askerler ve çocuk işçiler dahil.. kimsenin ne savaşmak ne de günde 14 saat çalışmak isteyeceğini sanmıyorum.. bunu kimse istemez ama zorunda olunca site site 14 saat de çalışırsın, kundaktaki bebeklere ates de edersin.. bu zorundalık kavramını sana dayatan, “daha çok çalıs senin de çok paran olur” diyen zaten sistem değil mi ki??