bildirgec.org

cinsellik hakkında tüm yazılar

Yüzyılın seks trendleri

2006 | 14 May 2007 18:07

Gazetelelerin ve dergilerin vazgeçilmez konularından biridir cinsellik. Ve yüzyıllardır kadın ne siter, erkek ne ister korularını takiben birçok istatislik yapılmıştır. Nerede ne şekilde yapıldıgını bilmedigimiz ama okununca sanki evet siz de öylesiniz diyen bir çok iddialı yazı vardır.

Sabah gazatesinde görmüş oldugum ve “yüzyılın seks trendleri” gibi iddialı biz sözle giriş yapmış olan yazı hülya dergisine ait imiş. Mişler mışlar o nedenle kadın üzerinden yola çıkılan yazıda istatiksel olarak %lerde kendini bulmayı düşünen kadınları hedef almakta.

HAYDAR DÜMEN (!)

| 11 May 2007 10:40

Haydar Dümen abimizi tanımayan yoktur. 1-2 yazısına denk gelmemiş olan da yoktur kanımca. Bu abimiz bilindiği gibi Posta Gazetesinde cinsellik üzerine gelen “dahiyane” soruları “dahiyane teşbihler” yaparak cevaplandırıyor. Dümen, cinsellik üzerine yazdığı kitaplarla dikkatleri üzerine topluyor ve özellikle medyada cinsel problemler üzerine konuşmalar ve röportajlar yapıyor.
“aya gidiliyor da, tip, parmak kadar organa soz geciremiyor” diyen; tipi, üslubu,konuşması komik olan bu abimize konduracak sıfat bulamıyoruz, o kadar sevgi doluyuz vesselam…
Ben sadece hala kimsenin el atmaya cesaret edemediği bu tip konularda -özellikle gelen mektuplarda yaş ortalaması bu kadar düşükken- bu abimizin esrarengiz teşbihlerini minimum seviyeye düşürmesini tercih ederim.

erkekler kadınların ilk neresine bakar

plumprune | 20 April 2007 23:18

what's on a man's mind
what’s on a man’s mind

Atlanta merkezli Davranış Nörobilim Merkezi (Center for Behavioral Neuroscience) tarafından finanse edilen bir araştırma, kadın ve erkeklerin cinsel fotoğraflara bakış şekillerini analiz etmiş ve sonuçlar hiç de tahmin edildiği gibi değilmiş. Araştırmacılar, kadınların karşı cinste yüze, erkeklerinse cinsel organa bakacağını varsaymışlar, ancak şaşırtıcı bir şekilde alınan sonuçlar bu varsayımı boşa çıkarmış. Kadınlara oranla, erkeklerin ilk olarak karşı cinsin yüzüne bakma olasılığı daha yüksekmiş. Buna karşılık biz kadınlar, bir erkek ile bir kadının cinsel ilişkisini sergileyen fotoğraflar üzerinde, erkeklerden daha uzun süre yoğunlaşıyormuşuz -ar namuskalmamış-. Bu gibi sonuçlar araştırmacıların, insanların cinsel arzularını ve bu arzuların toplum sağlığı üzerindeki asıl etkisini anlamalarını sağlayan önemli veriler olabilirmiş.

Ve elde edilen bu sonuçlar, Stephen Hamann ve Kim Wallen tarafından 2004 yılında yapılan önceki bir çalışmayı destekler nitelikteymiş. Önceki çalışmanın sonuçları da, kadın ve erkeğin cinsel uyarıcı niteliğindeki şeyleri izlerken farklı beyin faaliyetleri gösterdiğini ortaya koymuş. Son çalışma, bireylerin herbir resimdeki yüz ya da uzuvlar gibi farklı unsurlara gösterdiği ilginin saptanmasını sağlayan göz takip teknolojisini kullanarak, farklı cinsiyetlerin ilgisini incelemiş.

internet gazeteciliğinde son durum

asteko | 23 March 2007 07:21

22 Mart 2007 tarihli Hürriyet.com.tr:

Free Image Hosting at www.ImageShack.us

Sayfada 3 üstsüz, 1 iç çamaşırlı, 1 mayolu, 2 derin yırtmaçlı bayan ve 3 meme görmeniz mümkün.

Cinselliğin bu kadar itici bir biçimde, daha ilginci bunun sadece kadınlar üzerinden öne çıkarıldığı haber sayısı insanın dikkatini çekiyor.

Bir gazetede magazin de olacaktır, ilgi çekmesi için cinsellik de… Peki bunun sınırı nedir? Ben bir kadın olsam, hergün Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden birinin sitesinde 10 tane çıplak kadın görmekten dolayı rahatsızlık duyardım.

konunun sadece Hürriyet’le sınırlı olmadığı da malum.

İşigüzel’in ayakları yere basan kadınları

kahramancayirli | 16 March 2007 14:17

Şebnem İşigüzel’i edebiyat dünyamıza kazandıran, 1993 Yunus Nadi Öykü Ödüllü “Hanene Ay Doğacak”,
İletişim Yayınları’nca on üç yıl sonra yeniden yayımlandı. Kitaptaki dokuz öykünün her biri sağlam, her biri ehil
bir kalemin ürünü olduğunu belli ediyor. Gereksiz hiçbir sözcük hatta hiçbir ek dahi yok, öykülerde her kelime
yerli yerinde, olması gerektiği gibi kullanılmış.
İşigüzel, bu ilk öykü kitabının ardından rotasını daha çok roman ve deneme türüne çevirdi. Oysa öykülerindeki
ustalığı yazdığı roman ve denemelerinde bulmak güç. Yazıldıkları günkü heyecanlarından hiçbir değer kaybetmemiş
hikÜüâyelerini okuyunca “keşke hep öykü yazsaydı” diye düşünüyor insan.
“Hanene Ay Doğacak”taki öykülerin çoğundaki döngüsel anlatım, olay örgüsünü öykü sonunda öyküye başladığı
noktaya geri getiriyor. Odağında ensest bir ilişki olan “Bir Öğleden Sonra” adlı öyküde bu durum oldukça bariz.
ÜüÖykü yazmak ve okumak, diğer edebi türlere kıyasla daha zahmetli, daha fazla emek gerektiren bir iştir. Öyküde
sınırlı olan edebi alana yerleştireceğiniz her sözcük üzerinde (diğer türlere kıyasla) daha çok durursunuz. Özellikle
öykü yazarken hem ölçülü, hem ekonomik, hem de etkili olmalısınız. Zira öykü okurları daha vefasızdırlar, okumaya
başladıkları öyküden kolaylıkla vazgeçip başka bir öyküye atlayabilirler.
Öyküyü severseniz, akar gider; berrak bir nehir gibidir, sudur neticede. Hele ki İşigüzel’in öyküleri. Ölüsevicilik,
ensest, erkek eşcinselliği gibi tabu konularda kalemini öylesine yetkin kullanmış ki yazar, öyküleri akıp gidiyor okurken.
Kıvamlı üslubu, sağlam karakterleri, yer yer sert cümleleri “Hanene Ay Doğacak”ı daha bir okunur kılıyor.
Öykü: Nazlı küçük kız
Perdenin diğer tarafına bakarsak, öykü okumanın da kolay iş olmadığını, ciddiyet istediğini; her biri titizlikle işlenmiş
sözcüklerin, okurun huzuruna çıkmak için birbirleriyle yarıştığını görürüz. Öykülerindeki sade, etkili cümleleri İşigüzel’i
çağdaşlarının arasında farklı bir yere getiriyor. Yaşlı bir eşcinsele hüzünlenirken ya da bir annenin oğluna olan aşkını, morg
görevlilerinin kadavralarla ilişkilerini şaşırarak okurken, İşigüzel’in samimi yazma biçimi asla rahatsız etmiyor.
Yazma edimiyle ilgilenen gençler bir dönem şiire yığılmışlardı oysa şimdi öykü türünde bir yoğunlaşma mevzu bahis. Nitelikli
öykü dergileri yayımlanıyor, görece az da olsa öykü kitapları basılıyor ama okuyan var mı? Amatör veya profesyonel öykü
dergilerine yayımlanması için öykü gönderenlerin sayısı, öykü dergilerinin tirajlarından daha yüksek! Velhasıl öykü yazıyoruz ama
öykü okumuyoruz. Şebnem İşigüzel’in “Hanene Ay Doğacak”taki öyküleri, bu topraklar dahilinde yazılmış en sağlam öykülerden,
bu yüzden öyküye gönül veren-vermeyen her okurun bu kitaba kütüphanesinde yer açması şart.
Öykü, dikkatinizi, edebi birikiminizi görece daha fazla isteyen bir türdür. Romanın, denemenin üzerine kuma gelmek istemez
hiçbir zaman, edebiyat evinin nazlı küçük kızıdır. “Sevgili Bayan Arvadak”tan “Suya Yazılan Mektuplar”a; kanımca dokuz öykünün
en iyisi olan ve kitaba ismini veren “Hanene Ay Doğacak”tan “Şehir Beni Terk Etti”ye kadar İşigüzel’in her öyküsünün, öykülerindeki
her sözcüğün kıymeti bilinmeli, titizlikle okunmalı.
Şebnem İşigüzel / Hanene Ay Doğacak / İletişim Yayınları / 2006 / 101 sayfa