bildirgec.org

cinayet hakkında tüm yazılar

GİZLİ SUİKASTLAR

hafifmesrep | 07 October 2009 10:54

ATİLLA AKAR
ATİLLA AKAR

Araştırmacı gazeteci yazar Atilla Akar’ın ilk “Gizli Suikastlar / Şüpheli ölümler” adlı kitabını okudum. Bu kitabı okumam diğer kitaplarını da okumama sebepti.
Kitapta Atilla Akar, kırk tane ölüm vakasını ele alırken bu ölüm vakalarının gizli suikast şüphesi taşıması kitabın konusu oluşturuyor. Bu ölümlerin çoğu “normal ölüm” denilerek üzeri örtülmeye çalışılan, ünlü ve önemli insanların ölümleri.
Kitapta yer alan ölüm vakalarına örnek olarak şu isimleri verebilirim.
Vali Nevzat Tandoğan, Enver Paşa’nın Kardeşi Nuri Killigil, İlahiyatçı Yaşar Kutluay, İhtilalcı ve MHP ideologu Dündar Taşer, Petrol Araştırmacısı Raif Karadağ, MİT Müsteşarı Bahattin Özülker, Kaçakçı İbrahim Telemen, MİT’çi Turan Çağlar, Rauf Denktaş’ın Oğlu Raif Denktaş, Bekir Çelenk, Tuğgeneral Zeki Durlanık, Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Orgeneral Eşref Bitlis, Alparslan Türkeş, MİT Görevlisi Ertuğrul Berkman, Susurluk Raportörü Akman Akyürek, Susurluk Komisyonu Sözcüsü Bedri İncetahtacı, İskender paşa Cemaati Lideri Prof. Dr. Esat Coşan, Vali Recep Yazıcıoğlu, Su Profesörü Ali İhsan Bağış, Askeri Kripto Uzmanları, ASELSAN Mühendisleri, TAİ vakaları, Isparta’ya Düşen Atlas Jet Uçağı, Hrant Dink cinayetiyle bağlantılı ölümler.
Bir suikastın gizli suikast olması için suikastın sadece hedefteki kişinin yok edilmesi amacıyla yapılması gerekir. Duyulması istenmez. Oysaki açık suikastlar, herkesin bilmesi istenen ve herkesin gözü önünde yapılan türde öldürmelerdir. Genelde toplumda zıtlaşma, sansasyon, dehşet veya kaos duygusu oluşturmak için yapılırlar.

Butto suikastı açık suikasttı
Butto suikastı açık suikasttı

Ayrıca açık suikastlarda tabanca, tüfek, bomba gibi saldırı silahları kullanılırken, gizli suikastlarda zehir, hastalık yapıcı muhtelif mikrop yüklemeleri, kaza, intihar süsü verme gibi metotlar kullanılır. Muhakkak bu metotlarda da iz ve delil bulma ihtimali vardır. Ama bu ihtimal, tabanca veya bunun benzeri saldırı silahlarıyla aynı değildir.
Gizli suikastlarda kullanılan yöntemler, tarih boyunca gizli servisler tarafından bir bilim olarak değerlendirilmiştir. Bunun için kendi içlerinde, toksikologlar (zehir bilimciler), kimyagerler, doktorlar, mühendisler barındırmışlardır. Akla gelen her şey suikast aracı olabilir. Ancak zehir en çok tercih edilendir.
Gıda ve içeceklere zehir katmak, zehirli spreyler, zehirli diş macunları, zehirli Kürdan, zehirli kitap, zehirli yüzük, zehirli iskemle, zehirli ustura veya jilet, zehirli sigara veya puro, zehirli şemsiye, zehirli eldiven, zehirli mendil, baca veya şofben zehirlenmesi, egzos zehirlenmesi, zehirin kullanım alanlarına verilebilecek en iyi örneklerdir.
Bu örneklerin haricinde kalp krizi geçirtici ilaçlar, sağlık bozucu mikrop kokteylleri, mikrodalga veya radyoaktif şualarla kişinin bedensel varlığı hedeflenir. Ayrıca intihar, araba, motosiklet, uçak kazası süsü verme yöntemi de uygulanır. Örneğin, Prenses Diana’nın otomobil kazası gibi ölümü.
Gizli suikastların ortaya çıkarılamamasının nedenini Atilla Akar şöyle açıklar:
Ortaya çıkarılmazlar, çünkü her biri devlet içi olsun uluslar arası olsun bir odağa ve hesaba oturtulur. Çeşitli hesaplarla kimse bunları karşısına almak istemez. Dolayısıyla örtbas edilir veya bilinir ama dar bir çevrede kalıp, sineye çekilir. Acı ama gerçek budur. Ayrıca açık suikastlar gibi göz önünde yapılmadığı için çözülmesi için kamuoyu baskısı da oluşmaz. Kaldı ki bu ülkede açıkta işlenen onlarca cinayet de çözülememiştir. Sadece aileleri biraz ses çıkartır o kadar. Maalesef bir tür devlet zaafından söz edebiliriz belki bu noktada…
Bu tür konulara ilgi duyanların Atilla Akar okumasını tavsiye ederim.
Hatırlatmak isterim. Eğer okumaya başlayacaksanız sonu gelmeyecektir Akar kitaplarının.
Her şeyin açığa çıkacağı günlere ulaşmak için açık bir gün yaşamanız dileğiyle.

Cem Garipoğlu Yakalandı Ama….

64egesel64 | 03 October 2009 08:45

Cem Garipoğlu yakalanmış. Aman ne kadar büyük bir olay… Yok 197 gündür yakalanamamış, yok o kadar gün nerde saklanmış, yok kim saklamış falan filan….

Basın bu olayın üzerine öyle bir düştü ki görenler sanki 3. dünya savaşı çıktı zannedecek. Aslında bu gündemin bir amacı var. Gündemi meşkul edip halkın siyasetle ilgilenmesini önlemek.

Ortada kürt açılımı, tezkerenin uzatılması gibi önemli sorunlar var. Bu sorunlara vatandaşların ilgi göstermesini engellemek için Cem Garipoğlu gibi biri lazım.

Basınımızı takdir etmek lazım bu kadar bu olayın üzerine gittiği için. Ama keşke şu faili meçhul cinayetlerinde üzerine bu kadar kararlı gidilse. Bir sürü faili meçhul olay var ve aydınlanmak için bekliyor. Eğer bu bir gündem değiştirme hareketi değilse değerli basınımız bunu ispatlasın ve diğer dosyaların üzerinede bu şekilde gidilsin….

Cem Garipoğlu Bu Sefer Bulundu!

fcspell | 17 September 2009 16:21

İlk resmi
İlk resmi

Hürriyet’teki haberin bağlatısı

Evet aylardır hatta tam olarak 7-8 aydır gündemimizi meşgul etmekte olan Cem Garipoğlu hadisesi sonunda çözülmüş ancak verdiği ifadeler arasında öyle ilginç sözler var ki gündemimizi birkaç ay daha işgal edecek, akşamları televizyonlarda konunun uzmanları tarafından saatlerce tartışılacak gibi görünüyor.

Haberde Cem Garipoğlu’nun kendisinin teslim olduğu ve pişman olduğu yazıyor.

münevver karabulut cinayeti

jurnal | 22 August 2009 13:29

istanbul’da başı kesilerek öldürülülen ve cesedi etiler’de bir çöp konteynırında bulunan münevver karabulut’un katil zanlısı c.g hala bulunamadı.

yaklaşık 160 gündür hala yakalanamayan, “interpol” tarafından “kırmızı bülten”le aranan c.g.’nin bulunamaması şüpheleri c.g’nin ailesi üzerine yoğunlaşmasına neden oldu.

münevver karabulut’un kardeşi ablasının anısına facebook‘da bir “Münevver Karabulut (Ablamın) Anısına…” adlı bir grup kurmuş. münevver karabulut adına bir de şöylebir site açmışlar..

Münevver Karabulut cinayeti sinemaya uyarlanıyor!

gorcun | 31 July 2009 11:42

Yasemin Balık
Yasemin Balık

Aylardır medyanın ve Türkiye’nin gündeminde olan olaylı bir cinayet sıcağı sıcağına sinemaya uyarlanıyor. İstanbul’da başı kesilerek öldürülen 17 yaşındaki genç kız Münevver Karabulut’un hayatı film haline getirilecek. ”Karabulut” adlı filmde başrol Yasemin Balık adlı oyuncuya teklif edilmiş. Yönetmen Melih Göğebakan, Cem Garipoğlu rolü içinse 7 oyuncuya teklif götürülmüş. Yönetmen, Tolga Karel’in bu rolü üstleneceği sinyallerini vermiş. Çekimlere 20 gün içinde başlanacağı; İstanbul, Rusya, Almanya ve Hollanda olmak üzere 4 ayrı ülkede gerçekleştirileceği ve 90 gün sürmesi planlandığı belirtilmiş. Eğer planlandığı doğrultuda olursa film belkide bu yıl sona ermeden vizyona girebilir. Yapımcı şirketin avukatı Önal, filmden elde edilecek gelirle Münevver Karabulut adına bir okul ya da yurt yapılacağını belirtmiş. Başrol oyuncusu Yasemin Balık ise ”Türkiye’de maalesef herşey çabuk unutuluyor. Yaşananların unutulmaması için sinema tarihe bir not düşüyor.

SURROGATES

emsvizyon | 17 June 2009 17:17

bir çizgi roman uyarlaması olan surrogates‘in başrollünü bruce willis oynuyor. hikayesi oldukça ilginç olan yapım 2017 yılı dünyasını yansıtıyor beyaz perdeye. insanların sosyal olmak için robotları kullandıkları dünyada, gerçek bedenler “güvenli” evlerinde bir bilgisayar aracılığı ile robot bedenlere bağlıdır. onlar ne görür,duyar, hissederse gerçek beden de onu hissedecektir. hatta evlilikler bile robot bedenler ile yapılmakta, birbirlerine “gerçekte” hiç dokunmamış ve hiç birzaman biraraya gelmemiş kişiler yaşamlarını beraber sürdürmektedirler. gerçekliği, sosyal yaşamı ve algılayışlarımızı sorgulayan film, bunu bilim kurgu temalı bir dedektiflik hikayesi ile sunuyor bize.

rastgele saldırılara uğrayıp yokedilen surrogatelerin sahipleride hemen ardından ölü olarak bulunmaktadır. detektifimiz de bu cinayetlerin peşindedir.
film çözüme ulaşırken, çevredeki manzara insanların sosyal yaşamlarındaki maskelerin ardını görmemiz için gerekli pencereyi aralamaya çalışıyor, çeşitli ip uçları da sunuyor.
ülkemizde 25 eylül 2009 da gösterime girecek filmin fragmanı burada.