ATİLLA AKAR
ATİLLA AKAR

Araştırmacı gazeteci yazar Atilla Akar’ın ilk “Gizli Suikastlar / Şüpheli ölümler” adlı kitabını okudum. Bu kitabı okumam diğer kitaplarını da okumama sebepti.Kitapta Atilla Akar, kırk tane ölüm vakasını ele alırken bu ölüm vakalarının gizli suikast şüphesi taşıması kitabın konusu oluşturuyor. Bu ölümlerin çoğu “normal ölüm” denilerek üzeri örtülmeye çalışılan, ünlü ve önemli insanların ölümleri.Kitapta yer alan ölüm vakalarına örnek olarak şu isimleri verebilirim.Vali Nevzat Tandoğan, Enver Paşa’nın Kardeşi Nuri Killigil, İlahiyatçı Yaşar Kutluay, İhtilalcı ve MHP ideologu Dündar Taşer, Petrol Araştırmacısı Raif Karadağ, MİT Müsteşarı Bahattin Özülker, Kaçakçı İbrahim Telemen, MİT’çi Turan Çağlar, Rauf Denktaş’ın Oğlu Raif Denktaş, Bekir Çelenk, Tuğgeneral Zeki Durlanık, Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Orgeneral Eşref Bitlis, Alparslan Türkeş, MİT Görevlisi Ertuğrul Berkman, Susurluk Raportörü Akman Akyürek, Susurluk Komisyonu Sözcüsü Bedri İncetahtacı, İskender paşa Cemaati Lideri Prof. Dr. Esat Coşan, Vali Recep Yazıcıoğlu, Su Profesörü Ali İhsan Bağış, Askeri Kripto Uzmanları, ASELSAN Mühendisleri, TAİ vakaları, Isparta’ya Düşen Atlas Jet Uçağı, Hrant Dink cinayetiyle bağlantılı ölümler.Bir suikastın gizli suikast olması için suikastın sadece hedefteki kişinin yok edilmesi amacıyla yapılması gerekir. Duyulması istenmez. Oysaki açık suikastlar, herkesin bilmesi istenen ve herkesin gözü önünde yapılan türde öldürmelerdir. Genelde toplumda zıtlaşma, sansasyon, dehşet veya kaos duygusu oluşturmak için yapılırlar.

Butto suikastı açık suikasttı
Butto suikastı açık suikasttı

Ayrıca açık suikastlarda tabanca, tüfek, bomba gibi saldırı silahları kullanılırken, gizli suikastlarda zehir, hastalık yapıcı muhtelif mikrop yüklemeleri, kaza, intihar süsü verme gibi metotlar kullanılır. Muhakkak bu metotlarda da iz ve delil bulma ihtimali vardır. Ama bu ihtimal, tabanca veya bunun benzeri saldırı silahlarıyla aynı değildir.Gizli suikastlarda kullanılan yöntemler, tarih boyunca gizli servisler tarafından bir bilim olarak değerlendirilmiştir. Bunun için kendi içlerinde, toksikologlar (zehir bilimciler), kimyagerler, doktorlar, mühendisler barındırmışlardır. Akla gelen her şey suikast aracı olabilir. Ancak zehir en çok tercih edilendir.Gıda ve içeceklere zehir katmak, zehirli spreyler, zehirli diş macunları, zehirli Kürdan, zehirli kitap, zehirli yüzük, zehirli iskemle, zehirli ustura veya jilet, zehirli sigara veya puro, zehirli şemsiye, zehirli eldiven, zehirli mendil, baca veya şofben zehirlenmesi, egzos zehirlenmesi, zehirin kullanım alanlarına verilebilecek en iyi örneklerdir.Bu örneklerin haricinde kalp krizi geçirtici ilaçlar, sağlık bozucu mikrop kokteylleri, mikrodalga veya radyoaktif şualarla kişinin bedensel varlığı hedeflenir. Ayrıca intihar, araba, motosiklet, uçak kazası süsü verme yöntemi de uygulanır. Örneğin, Prenses Diana’nın otomobil kazası gibi ölümü.Gizli suikastların ortaya çıkarılamamasının nedenini Atilla Akar şöyle açıklar:Ortaya çıkarılmazlar, çünkü her biri devlet içi olsun uluslar arası olsun bir odağa ve hesaba oturtulur. Çeşitli hesaplarla kimse bunları karşısına almak istemez. Dolayısıyla örtbas edilir veya bilinir ama dar bir çevrede kalıp, sineye çekilir. Acı ama gerçek budur. Ayrıca açık suikastlar gibi göz önünde yapılmadığı için çözülmesi için kamuoyu baskısı da oluşmaz. Kaldı ki bu ülkede açıkta işlenen onlarca cinayet de çözülememiştir. Sadece aileleri biraz ses çıkartır o kadar. Maalesef bir tür devlet zaafından söz edebiliriz belki bu noktada…Bu tür konulara ilgi duyanların Atilla Akar okumasını tavsiye ederim.Hatırlatmak isterim. Eğer okumaya başlayacaksanız sonu gelmeyecektir Akar kitaplarının.Her şeyin açığa çıkacağı günlere ulaşmak için açık bir gün yaşamanız dileğiyle.