bildirgec.org

bürokrasi hakkında tüm yazılar

Bu toplumu ne yapmalı!…

kaleidoskop | 12 January 2012 10:31

Şirketler, devletler ve devlet kurumları da tıpkı insanlar gibidir. Kendilerine özgü düşünme biçimleri, mantıkları, davranış biçimleri, kaprisleri, ihtiraslar, nefretleri ve sevgileri vardır.
Bu yüzdendir ki neredeyse hemen hiçbir devlet – devlet kurumu tam olarak MİLLETİNİN HUZUR VE REFAHINA ÖNCELİK TANIMAZ!
Yaşam deneyimi bize göstermiştir ki; devletler birçok durumda milletinin aleyhine olacak kararlar almış, milletin zararına olacak uygulamalar yapmıştır.

Örnekleri saymakla bitmez. ABD ve Türkiye’den başlayıp dünya turuna çıksak bunun sonu gelmez.

seni gidi kot-sakal !

kaleidoskop | 20 June 2009 12:14

Hayır, ben rastlamadım!…
Bugüne kadar, rüşvet yiyen bir memurun, zamparalık yapan bir memurun, devlet dairesine bile uğramadan maaş alan bir bankamatik memurun azarlandığına şahit olmadım.

Görevini yapmayan, görevini kötüye kullanan, hırsızlık yapan bir memurun azalandığına rastlamadım.

Demiş ya Nasreddin Hoca, “ye kürküm ye!”.
Ne de güzel söylemiş. Her milletin tuhaf bazı huyları, özellikleri var. Bizimki de şekilcilik, dış görünüşe önem verme, kılık kıyafet budalalığı.

Dedim ya, TC bürokrasisinde rezilliğin her türlüsüne rastlanır da devletin bir amiri müdahale deyim demez. Ota boka karışabilen kanunların eli kolu burada bağlanır durur.

Neden vidividi.tr

Flashcentury | 24 March 2009 13:45

Şu konuyu okuduğumda uzun süredir aklıma takılan bir konuyu sizinle paylaşmak istedim.

Ben Almanyada yasiyorum ve bilirsiniz burada .de diye bir domain var hem çok ucuz hemde herkes alabiliyor ve bir domain .de diye bitiyorsa anliyorumki tamam bu site ya Alman sitesi yada Almanya ya hitap ediyor. Birçok ülke için bu tip domainler var örneğin Belcika .be, Cin .ch, Arjantin .ag…. gibi ama neden Türkiyenin bir domaini yok?

.com.tr var ya diyebilirsiniz fakat bahsettiğim şey bu değil. birincisi .com.tr (gov.tredu.trnet.tr) gibi domainler bir sürü işlemden sonra alınıyor ve aldığınız domainle aynı isimde bir şirketiniz olması gerekiyor bir hosting sitesine girip pat diye alınmıyor. İkincisi .vidividi.tr çok uzun.

Bürokrasinin demir parmakları-3

kahramancayirli | 24 September 2007 16:57

Elbette bürokrasinin zaafları da vardır. Hayata karşı farklı durana saygı gösterilen, insanların özgürce düşünebildiği, kısıtlanmayan, kalıpsız toplumlar bürokrasiyi fena halde ürkütür. Kendini sağlama almanın yolları hususundaki tavizsizliği bu yüzdendir. Biraz olsun aydınlanmaya başlayan toplumların köhne sistemleri rahat bırakmayacaklarını bilir. Her yerde kulaklarının olması, düzene karşıt söylemler geliştirenleri yerinde yok etmesine yardımcı olur. Bu biçimde bir vakayla karşılaştığında demirden parmaklarını sözde zanlının etine geçirmeyi bir borç bilir. Tabii, işlediği bu suçun hemen ardından kendini kurtaran, durumu düzen nezdinde meşrulaştıran cümleler kurar: Bürokrasi, işini sağlama alır!

Bürokrasinin demir parmakları-2

kahramancayirli | 24 September 2007 15:36

Bürokrasi, mum ışığına uçan kelebeğin elinde sadece kömürleşmiş bedeninin kalması gibi, fark ettirmeden yıllarca yakar ruhunuzu. Etrafınızdaki insanlar da muhtemelen aynı göstermelik hedeflere odaklanıp kaldıklarından her şey her zaman “normal” gelir. Hatta kabuğunu kırıp özgürleşmeye çalışanları hainlikle, düzene ihanetle suçlarsınız.
Herkesin anormalleştiği bir ortamda “normal”in gözünüze “anormal” görünmesi kaçınılmazdır. Bürokrasi toplumsallaşmanın en çok aile ayağından beslenir. Zira anne-babalar çocuklarının tıpkı örnek komşu çocukları gibi olmalarını isterler. “Salla başını al maaşını”larla büyüyen çocuklar düzenli bir hayatı, her ayın on beşinde banka hesaplarına yatırılan para olarak görürler.
Bürokrasi, birey lafını sevmez. Çarklarını daha kolay döndürmek, dişlilerini zorlanmadan batırabilmek için kendine hayat karşısında bükeç olan, bükülüp duran insan ister. Bürokrasi, yeri geldiğinde de öğütür. Sesi çıkan ayrıkotlarına hadlerini bildirmek için ara sıra dişlerini gösterir. Kendisine katılan çaylakları uyutması çok sürmez; uyutamasa bile oyalar. Bürokrasinin ağzı iyi laf yaptığı için, kendi argümanlarınızı sunmanıza dahi izin vermez. Yüksek sesle konuşmanın tartışmanın galibi olmak manasına geldiğini sanır. Bu tür sanıların nesilden nesle aktarımını sağlayarak kendini yeniden üretmeyi sürdürür.

Bürokrasinin demir parmakları-1

kahramancayirli | 24 September 2007 15:16

Bürokrasi, toplumsal riyakârlığımızı beslerken, hiyerarşiyi desteklemekten geri durmaz. İçimizden küfürler ede ede üstlerimize yapmacık da olsa saygıda kusur etmemeye çalışırız. Bürokrasi, köreltir. Yaratıcılığınızı, farklı taraflarınızı görünmez törpüsüyle düzleştirir; bürokrasi tektipleştirir. Hepimizin düzene itaât etmesini isterken koyunlaşmaktan kurtulmaya çalışanları demir parmaklarıyla korkutur. Kendi bildiği doğruları sorgulamadan kabul etmemizi bekler. Düşünmemizi istemez çünkü düşünen insan, değişik yollar bulur, “mevcut”u “öteki”yle kıyaslar; etrafındaki çerçevelerden kurtulmanın yollarını arar.Bürokrasi, hepimizi basamaklara yerleştirir. Basamakları tırmanırken güçsüz, savunmasız olanı ezmeniz, onun için önemli değildir. Nihai hedef bulunulan ortamın “en”i olmaktır. En yüksek mertebede olanı, en zengini, en hırslısı… Sistem en çok şeye sahip olanı kutsarken, toplumun geri kalanını içinden çıkılmaz hezeyanlara sürükler. Oysa arada olmanın, gri bölgelerde yaşamanın hatta en alttaki olmanın da küçümsenmemesi gereken bir gururu vardır. Bürokrasi, yenilgiyi kabullenme tahammülünü göstermez. Tamamen kendi amaçları doğrultusunda bütün benliğinizi kullanır, yıllar sonra elinizde kalan posanızla ah, vah
edersiniz. Geçen yılların aynılığı ve size hiçbir anlam ifade etmeyişi kara bulutlar gibi iner zihninize. Bürokrasi, sizi kendi avucunda tutmanın yolunu bilir. Önünüze göstermelik hedefler koyar fakat bu hedeflerin asla sonu gelmez ve her konuda kendinizi “neden daha fazlasını ele geçirmeyeyim ki” diye düşünürken bulursunuz.

Kıllı hap var ama toplatamıyoruz

miralay | 21 August 2007 11:24

haberiniz yoktur, okuyun da hikayeyi gorun….
en cok kullanilan agri kesici parasetamol etken maddesini iceren ilaclarin, en ucuzlarindan biri Parol’dur.
Her eczanede gunde en az 10 kutu satilir. receteye yazılır ya da eşdeger olarak verilir…

yazayim da ilac sanayiinin durumunu gorun.
ucuz esdegere yem olmayin…

bu tabletlerin belli bir kisminda kil cikmis….
http://www.istanbuleczaciodasi.org.tr/_pages/detay.php?tur=Duyuru&id=5419

bakanlik toplatma karari vermis.
(bu durumda, uretici-ithalatci firma eczanelerdeki mevcut ilaclarini geri alir)

Trip geliyor mu?

logos | 26 December 2006 20:54

Google Analytics ya da Alexa dan değilde yerli yapımı bir yazılımdan web sayfası istatistiklerimi öğrenelim diyenler için şimdi trip varmış. TRİP, bir web sitesi ölçüm modülü. Site ziyaretçileriniz hakkında kapsamlı bilgileri toplar ve raporlar. ” İstanbul Ticaret Odası ve TRİPTEK işbirliği ile ve tamamen Türk yazılımcılar tarafından oluşturulan TRİP, Türkiye’de web sitelerinin ölçümlenmesinde standardizasyonu hedefliyormuş. Ancak üyelik koşullarına ve ücretlendirme politikasına bakınca bunun biraz zor olduğunu görüyorsunuz. Bir girip deniyeyim dedim ama koşullar allahlık. Bir iş ancak bu kadar yokuşa sürülebilir. Desteklemek lazım mı bilmiyorum beni bezdirdi.

bürokrasisiz devlet arıyorum

ploop | 07 September 2006 15:00

polisin, askerin, hukukun olmadığı ülke var mı? varsa eğer 5 sene sonra oraya taşınmaya karar verdim. bir yere taşınırken şuraya taşındım diye bilgi vermek istemiyorum kimseye.