bildirgec.org

bulmak hakkında tüm yazılar

CANIM İKİZİM!

| 26 June 2007 10:16

İkizimi çok küçük yaştan beri tanıyordum. Ben diyeyim beş, siz diyin altı. Biyolojik ikizim değildi elbette. Ama ikizimdi işte. Herkes “ikiz” diye dalga geçmişti bizimle. Biz birbirimize aşıktık resmen o yıllarda.
İlk okul bire beraber başlamıştık. Hatta önlüklerimiz bile beraber alınmıştı. Beslenme çantalarımız, suluklarımız… Herşeyimiz aynıydı. Hep aynı olalım isterdik.Birbirimizden başka kimseyi arkadaş olarak kabul etmezdik aramıza. Yediğimiz yemek, içtiğimiz su ayrı gitmezdi. Çok üretici bir zekası vardı. Fazla hayalperestti. Doğmadan önce, annemizin karnındayken, aslında ikimizin haberleştiğini anlatırdı bana.

Daha birinci sınıftaydık. Birgün annesi onu okula geç getirmişti. Ne annem nede sınıfın öğretmeni beni onsuz sınıfa sokamamışlardı o gün. Ne kadar ağlamıştım. Sonunda kapıda görününce rahatlamıştım. Ve oturmuştuk beraber sıramıza… İkinci sınıfa geçtiğimizde benim öğlenci, onun sabahçı olma sebebi ile ayrılmıştık. Ancak evlerimizde görüşüyorduk. Ama henüz aslında ayrılmadığımızı, yine görüşebileceğimizi idrak edebileceğimiz yaşta olmadığımızdan, bana çok zor gelmişti ayrı sınıflarda olmak. Bir süre sonra vücudumda kızarıklıklar olmaya başladı. Babam doktora götürdü. Sıkıntıdan kurdeşen çıkarmışım. Safın tekiydim ben o yıllarda. Sessiz sakin, pısırık, korkak, sapsarı bir kız çocuğuydum. İkinci ve üçüncü sınıfı onsuz geçirdim. Çocukça bir stres yaşamıştım. Onsuz kendimi savunamazdım bile. Onsuz parmağımı bile kaldıramazdım. Dördüncü sınıfa geçtiğimizde hak yerini bulmuştu ve özel okula alınarak birleşmiştik. Babam, ikimiz aynı sınıfa düşelim diye ne kadar uğraşmıştı. Beşinci sınıf da bitti. Artık duygusal ilişkimiz dayanılmaz boyuttaydı başkaları için. Ailelerimiz endişe ediyorlardı. Sınıf öğretmenimiz annelerimizle konuşmuştu, bizi başkalarıyla arkadaşlığa teşvik etmeleri için. Olmadı. Başkaları bizim için hiçti. Birbirimizden başkasını görmezdi gözümüz. Beraber oyun oynadığımız arkadaşlarımız vardı. Ama onlar da bize tek kişi muamelesi yapıyorlardı. “Yapışık ikizler” diye dalga geçiyorlardı. Artık ortaokuldaydık. İkizimi özel okuldan almaya karar verdiler. Benden ayrılıyordu. Yine içten içe üzüntülere boğuldum. Okulun ilk günüydü, yapayalnızdım. Yemek yiyordum bir başıma. İştahım yoktu. Sanki herkes bana bakıyordu. Çok yalnızdım. Mıy mıy mıy yemeğimi yemeye çalışırken ikizimi gördüm. Bana doğru geliyordu. Almamışlardı o okuldan. Başka okula gitmiyordu. Dünyalar benim olmuştu. Yemeğimi öylece bıraktım. Beraber yapışık bir yıl daha geçirdik. Orta ikide yollarımız gerçekten ayrılmıştı. Başka okula almışlardı. Üzüldüm yine çok… Ortaikinin sonunda fazlasıyla kopmuştuk birbirimizden. Bizi koparan sebep neydi, hatırlamıyorum. Ama görüşmüyorduk eskisi gibi. Ayda yılda bir.

İlk ergen olduğum yıllardı. Çok zor bir ergenlik dönemi geçirmiştim. Annem neler neler çekmişti benim yüzümden. İlk iki sene evdekilere kan kusturmuştum. Çok değişmiştim. Evrim geçirmiştim diyebilirim. O eski sakin, sevimli, tatlı halim gitmişti. Yerine cadı mı cadı, her birşeye bağıran agresif, deli bir yaratık gelmişti? Herşeyden nefret eden… Herşeyden sıkılan… İki sene geçirdim bu deli halimle. Hatta bir arkadaş o sıkıntıları atlattıktan sonra o zamanlar ne manyak olduğumu, benden nefret ettiğini yüzüme vurmuştu. İkizimin yokluğunda bir sürü aptal saptal arkadaşlıklar kurmuştum. Gül girmişti hayatıma. Aman evlerden ırak… Nasıl ekşimik surat birşeydi o öyle? Nasıl arkadaşlık yapmıştım? Tabi benim dünyalar tatlısı Ayşem gibi olamazdı ki herkes. Sonra B. girdi hayatıma. Yeni ergen olmanın ateşi başına vurmuş olacaktı ki, erkek peşine düşmüştü o yaşta. En fazla 6-7 aylık arkadaşlıklardı. Sonra toz misali püff diye uçup gitmişlerdi. Hiç aramamıştım da onları. Ayseciğimin yeri başkaydı ama… O birtaneydi. O bir melekti. Ardından lise sıralarında buldum kendimi.

Kaybedenlere… Anahtar Bulucu…

adeep | 24 June 2007 15:10

Bir arkadaşımız vardı, ne zaman kendini kaybedeceğini merak ediyorduk. Hergün istisnasız anahtarını ve cüzdanını kaybederdi. Bir espri konusu da olmuştu; ne zaman anahtarını kaybetse; “Çağrı bırak anahtarına” derdik. Sonunda o kadar olmasada, en azından kaybolan anahtarların yerini belirtecek bir alet yaptılar: Key Finder Keychain (Anahtar bulucu anahtarlık). Üstelik ıslık çalarak sinyal vermesini sağlayabiliyorsunuz. E! tabi ıslık çalmayı bilmeyenler onu da öğrenmek zorunda kalacak ama…
Kaynak

Kayıp Eşya Sorununa Mucizevi Çözüm

pamukdoktor | 30 May 2007 19:48

Evde sürekli bişeyler kaybediyor ve arama telaşesinden kurtulmak istiyorsanız, tam size göre bir zamazingo. Küçük parçalar ve ana üniteden oluşuyor. Küçük parçaları eşyanıza takıyorsunuz, eşya kaybolduğu zaman ise, ana unitedeki ilgili tuşa basarak, çıkan ses yardımıyla kaybolan eşyanızı buluyorsunuz.

arayan bulur

knemo | 29 November 2006 13:43

Başı önde dolaşanlar sokakta yürüken bazen olmadık nesnelerle karşılaşır ve kimi zaman bunları işaret kabul edip, sihirli yorumlar çıkarmaya çalışırlar. Caddede tek başına dolaşan bir maça kızı mesela, ya da nereden geldiği belli olmayan oynuncak araba.

İnsanlara sıradışı birşeyler bulmanın heyecanını yaşatmak için yola çıkmış drop spotssitesi buna benzer bir işin organizasyonunu yapıyor. “Yaşadığımız şehire kendi karakterimizden bir parça katmak” olarak nitelendirdikleri etkinlik sayesinde tanımadığınız insanlara ufak sürprizler hazırlayabiliyorsunuz.

bulana ödül!!

hales | 15 November 2006 17:52

burda kaybolan esyalarınızı bulmak için bir fırsat sunuluyor. ebumerang sayesinde değerli eşyalarınızı internete kaydediyorsunuz ve bulana bir ödül belirliyosunuz. internete kaydettirdiğiniz numaraya dair etiketi de eşyaya yapıstırınca iş artık kaybolan eşyanızı bulan hayırsevere kalıyor.

neydi şu şarkının adı?

gg | 22 August 2006 15:55

bir yerlerde dinleyip çok beğendiğiniz hakkında hiçbir fikriniz olmayan yada adını söyleyenini unuttuğunuz bir şarkıyı nasıl bulabilirsiniz? Şarkının ritimlerini, melodisini hatırlıyorsanız bu site size yardımcı olabilir. klavyenizdeki boşluk tuşunu kullanarak bir süre ritim verin site veri tabanındaki şarkılardan bu ritime en yakın olanı bulup getirsin.