Kendimi boşukta hissettiğim zamanlarda çok düşünürüm eskileri.Anılarım canlanır,yüzümde isteksiz bi gülücük meydana gelir.Karar verdim başımdan geçen güzel anılarımı yazacağım artık.Belki bana da iyi gelir…
10 yaşında ya var,ya yoktum.Taa o zamanlarda süslü bir kız çocuğuydum.Süslü,mini mini,bıcırık bir kız olmak çok hoşuma giderdi,ayrıcalıkmış gibi hissederdim hep.Arkadaşlarımla parkta bisiklet sürdüğüm güzel zamanlardı.İki kız arkadaşım vardı.Kız kardeştiler.Birbirlerinin tıpatıpı,boyları ağaç misali uzayıp gitmiş,iki kız çocuğuydu.Anneleri ikiz gibi göründüklerinden hep aynı giysileri giydirirdi.Birine aldığını diğerine de alırdı.Takım olarak dolaşırlardı hep.Ben de tek kız çocuğu olmam sebebiyle her istediğimi giyerdim.Giysilerimi annem gidip,beğenip,bana sormadan almazdı.Beraber gider,beraber beğenirdik.Turuncu renkte,kareli bir pantolon almıştık annemle.Yanlarında yırtmaçlar mevcuttu.Aldığımızın ertesi günü dışarı oynamaya çıkarken büyük bir hevesle giymiştim yeni cicimi.Annemin bana aldığı bebek kolonyaları vardı o zaman.Çocukluk aklı,onu sürmeyi de ihmal etmezdim yüzüme gözüme.Yine üstümün başımın batacağını bile bile,minik bir kız çocuğu ne kadar cilveli,süslü olursa o kadar süslenmiştim.Arkadaşlarımda dışarıdalardı.Büyüğünün adı Sevde idi.Büyüğü derken,benimle aynı yaşıttı.Ama ben küçük kız kardeş Banu ile daha iyi anlaşırdım.”Bakın bu da yeni pantolonum.Ne cici değil mi?”diye tanıtırken yeni giysimi,iki kızda da bir tuhaflık sevdim birden.Yüz ifadeleri değişikti.Umursamadım pek…Çocuk kıskançlığı işte.Beni sinirlendirebilmenin tek yolunun boyumla dalga geçmek olduğunu düşünürlerdi.Kıskançlıklarını,kaprislerini hep boyumla dalga geçerek çıkarırlardı.Ama ben hiç bir zaman umursamazdım.Cevabını verirdim.Onlara göre oldukça ufak boyluydum.Şimdi 1.80-1.85 civarındalar galiba,ben de 1.60 civarındayım.Hesap edin işte.Ben tınmaz bir şekilde eğlenirken,birden iki kız kardeşin bir araya gelip fısırdaştıklarını gördüm.Hoplaya zıplaya yanlarına gittim.”Ne var ne fısır fısır konuşuyorsunuz??” Büyük kız kardeş cevap veriyor “Hmm,şey,aslında bu pantolon kapri ama sen kısa olduğun için sana uzun gelmiş.Kapri olduğu anlaşılmıyor ki.”
Ben bu lafın üzerine, “Hahaytt boyu uzun aklı kısa kız,hiç mi yırtmaçlı pantolon görmedin.Cahilsin işte cahilsin.Kardeşinle aynı giysileri giymekten yırtmaçlı pantolon görmeye ve giymeye zamanın olmamış.Boyun uzamış ama aklın kısa kalmış.hehehehehe” diye cevap veriyorum.Bu sözü abimden öğrenmiştim.Boyu uzun aklı kısa…Belki anlamını da bilmiyorumdur o zamanlar.Sinirlenince yanaklarımın al al yanması o zamanlarda vardı.Ateş gibi yanan yanaklarımın hırsını çıkarmak ister gibi saç saça,başbaşa girdik Sevde’yle.Aman Allahım,ne kavgaydı.Annelerimiz çıkmıştı dışarı ayırmak için bizi.Çocukluk işte.Bir pantolondan nerelere geliyor konu.
Geçen yaz evlendi.Boyu benim bildiğim en son 1.85’ti.Küçük yaşta evlendi.Belki bir kaç cm daha uzar.Ama küçükken doğru söylemişim.Hakikaten aklını boya vermiş o.Hala da öyle.Evlenirken bile boyunun uzunluğundan,ve zafiyet geçirmiş gibi görünen zayıflığından meydana gelmiş olan sırtındaki kamburu görmemezlikten gelerek konuyu benim boyuma getirmeyi başarmıştı.Zavallı Sevde…Bir kompleksi vardı da biz mi farkedememiştik acaba??Şimdi evlendi,uzaklara taşındı,farketsem ne değişir ki:)