bildirgec.org

barış hakkında tüm yazılar

IRAK

| 04 November 2007 10:52

IRAK
Zavallı yüreğim, indi yeryüzüne
Talihsiz bir kaderi varmış
İndiği yer IRAK
Sen yüreğimde
Sen de benden IRAK
Bu ülekde acılar her yerde
Her biri bir yer tutmuş serzenişte
Milyonlar misafir tutmuş
Ateşler saçan yaratıkları
Milyonlar sevdayı unutmuş
Uzaklardan gelenler adam vurmuş
Sevgiyi vurmuş, Anaları Babaları
Hatta bebeleri,
Kardeş kardeşi vurmuş
Ahh..! Zavallı yüreğim
İndiği yer IRAK
Sen yüreğimde
Sen de benden IRAK
Başlamış konuşmaya
Uzaktan gelenler
Ateş saçanlar patron seçmişler
En kuklasından
Borozan vermişler
Çal bunu yeter
gerisi biz yaparız demişler
Demokrasi size, petrol bize
İslamiyet size, İsrail bize
Ölü doğanlar size
Kardeş kardeşi vuranlarda sizde
Ahkam kesenler
Zorbalarda size
Osmanlıyı arkadan vuranlarda size
İslamı arkadan vuranlarda
Biz gideriz gene geliriz
Gene lazım olur demokrasi size
Neme lazım petrol biter
Başka maden çıkar petrolun yerine
Bakarsın o kaynaklarda sizde
Ahh..! Zavallı yüreğim
İndiği yer IRAK
Sen yüreğimde
Sen de benden IRAK
Anlasanıza insanar
Tüm bunlar birer TUZAK

©2007 Blackfoal

Puştlar Dünyasında Gerçeği Görebilmek..

| 30 October 2007 15:30

İki Kafadar..

Hava sıcak mı sıcak karar vermiş iki kafadar , demlenelim bugün ülkeyi kurtarırız bir ucundan bir ucuna sorunları çözeriz demişler, tanrı rolüne soyunmuşlar, başlamışlar demlenecek yer aramaya kimi demiş; E-5 ortasında demlenelim trafik bize vız gelir, ben türküm demiş arkadaşıda boş dururmu, doğrusu trafik banada vız gelir ben de kürdüm demiş. Yok demişler E-5 de olmaz.. Hem konuşamayız ses olur gürültü olur, sonra sigara tüttüremeyiz şehirin havasını kirletiriz. Birde bu sorunu eklemeyelim bu ülkenin üzerine demişler. Düşünüp karar vermişler taksimde içelim demlenelim hem tv canlı yayın ekiplerinden birileri geçer görüşlerimizi çekerler tv de yayınlarlar hükümette duyar nasıl sorunları çözdüğümüzü bir çırpıda memleket kurtulur demişler. Almışlar nevaleyi kurulmuşlar Taksimde meydanda orta yere tesadüf buya bir tv canlı yayın ekibi de orada kurmuşlar çilingir sofrasını iki çay bardağına doldurmuşlar rakıyı başlamışlar memleketi kurtarmaya yüksek sesle konuşmaları hararetleri canlı yayın ekibinin dikkatini çekmiş lakin iki kafadarda durumun farkında ilk ben konuşacam benim fikirlerim daha doğru yok öteki benimki daha doğru derken, yok demiş türk ben ben senden daha zekiyim senin aklın almaz bu işleri. Kürt demiş ben senden daha zekiyim asıl senin aklın almaz bu tür işleri.. Tutuşmuşlar kavgaya biri birine bıçak çekmiş, demiş türk burası Türkiye Kürdiye değil. Ben söz sahibiyim buralarda sen değil. Olsun demiş kürt, Kürdiye olmayacağı ne malum. Yok demiş türk benim dedem Çanakkalede şehit düştü hadi ya demiş kürt benim de dedem Çanakkalede şehit düştü. Sanki ikisi birden kafalarına bir şey düşmüş gibi aniden durmuşlar başlamışlar ikiside aynı anda yüksek sesle düşünmeye o zaman neden biz kavga ediyoruz. Kendi kendimize neden parçalıyoruz gücümüzü azaltıyoruz. Çanakkalede dedelerimiz dosta düşmana aynı siperde gösterdi gücünü bizim ne alıp veremediğimiz var. Yoksa biz asıl puştlara mı yardımcı oluyoruz birbirimizi kırmakla. Devam etmişler düşünmeye bu puştların derdi bizi bize kırdırıp zayıflatıp parçalamak piyonlara bölmek sonrada yutmak olmasın. Yutamıyorlar şimdi korkuyorlar kursaklarında kalacağımızı biliyorlar. Böyle yapmakla ne kadar hatalıyız demiş kürt kardeşçe elele vermişler. Türk demiş sen aileni geçindirmek için yüzlerce kilometrelerden doğulardan buralara geldin sen gelme ben geleyim demiş açalım bir yer. Ne güzel dedindemiş kürt türke dur demiş önce ben gideyim anlatayım dostluğumuzu aynı vatanın evladı olduğumuzu dedelerimizin aynı amaçlar uğruna bu vatan toprakları uğruna şehit düştüğünü. Bitsin bu çile bir gün bile uzamadan puştlar görsün gerçeği kardeşi kardeşe böldüremeyeceğini Hem Türkiye olmasının bir sakıncası yok ki dedelerimiz kurmuşlar bu ülkeyi şanlı bir tarihin parçası kılmışlar…
Gerçektende demlenmek güzel türk usullerince çözüm varmışda bulamamışız yıllarca iki kadeh attın mı çözüm tam dibinde….
Orhan veli de çözümü bulmuş dizelerinde “ bir rakı şişesinde balık olsam” Asıl gerçek her millet ister Anadoluda Türkiye Cumhuriyetinde vatandaş olsam…
Zenginliğimizi bilelim gerçeği bilelim gerçek mevlanada gerçek Çanakkalede gerçek kalplerde gerçek Aşık Veysel de Yunus Emre de gerçek; gerçeği kardeşlikte arayanlarda… puştlar da değil..
blackfoal

Çektiğiniz film dünyayı değiştirebilir mi?

neandertal | 15 October 2007 17:52

Filminiz değil ama onu izleyen insanlar dünyayı değiştirebilir!” yazıyordu sorunun hemen altında.

Youtube’ta gezerken rastladım bu videoya. Çok samimi ve etkileyiciydi. Ya da ben seviyorum böyle şeyleri.. Dünyanın her bir köşesinde çekilmiş savaş, eğlence, konser görüntüleri.. Gülen, ağlayan, kavga eden, eğlenen insanlar, gerçek yüzler.. Hepsi çok kısa süre içinde gösteriliyor ve “dünyaya başkalarının gözünden bakmaya çalışın, neler görüyorsunuz?” diye soruyor izleyiciye.

Hey Gidi Silah; Sızlanma!

universideli | 22 September 2007 20:48

Dünyamızın insanlara emanet edildiği son birkaç bin yıldır sürekli savaşlar yapıyoruz ve hangimize sorulsa mutlaka barışı istediğimizi söylüyoruz. Dünya çapında bir anket yapıldığında neredeyse insanların yüzde yüzü barış istediğini söylüyor. Hâl böyleyken bir yerlerde sürekli birileri ölüyor ve biz barış yanlısı olan tüm insanlar olarak yine kendi hayatlarımızı en rahat halimizle sürdürmeye devam ediyoruz. Gelecek savaşının ortasındayken bile penceremizdeki savaş çiçeklerini sulamaya devam ediyoruz. Madem ki tüm insanlık barış istiyor, madem ki dünyayı insanlar yönetiyor, neden her yıl haberlerde tüm dünyaya medeniyet örneği gösterilen ve barışın savunucusu olan toplumlar savunmaya (!) eğitimden, yani insana değer vermeyi öğretmekten, bütçelerinden daha fazla pay ayırıyorlar(?)Olmasının belki ,hatta kesin imkansız olduğunu herkesin bildiği bir şey vardır ki, bu da dünyanın silahsızlandırılmasıdır. Fakat bunu birilerine anlattığımda bana saldırma dürtüsünün insanların içinden silinemeyeceğini söylüyorlar. Peki öyleyse insanları ‘Barış’ ülkesine çekmeye çalışmalarımız da neden? Ya da binlerce insanın bir yerlerde füze patladığı zaman sokaklara dökülüp barış diye inlemeleri?İnsanlar mutluluğun peşindedir. Evet mutluluğun peşindedir ve mutluluğun olması için de savaşın olmaması gerekir ki bu da silahsızlanmayla ve saldırmayla ilgili tüm araç ve gereçlerin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşebilir. Bahsettiğimiz gibi ülkeler sürekli savunmaya bütçelerinden büyük paylar ayırıyorlar. Biz insanlar (yani sessiz toplum) belki hiç düşünmüyoruz veya düşünmememiz için sürekli bizleri başka şeylerle meşgul ediyorlar ama savaş için bu kadar fazla harcama yapılmasının sonucunda çok büyük savaşların olacağını göremiyor muyuz ki buna bir dur demek için çaba sarfetmiyoruz ve bir gün torunlarımızın, belki çocuklarımızın ve hatta kendimizin bir barınakta füzelerden korunmak için kalabileceğimizi hesaba hiç mi katmıyoruz, ya da katamıyoruz. Silahların sızlandığını ,artık öldürmeyi istemediklerini duyamıyor muyuz?