bildirgec.org

aysun hakkında tüm yazılar

Beni Tanımayan Sevgilime Mektup 2

huaryu | 09 December 2007 18:43

Sevgilim. Bugün seni gördüm yine. Bu sefer esmerdin yine. Makyajlıydın inadına. Oysa hiç sevmediğimi bilirdin bu makyajları. Yani anlamam ki insan niye hiç pürüzsüz bir yüze sahip olmak ister ki. Yüzdeki tüm hatların sıfırlanmasıdır makyaj. Üç boyutlu yüzünün kağıt üzerine düşmüş hali gibidir makyaj. Oysa ben senin yüzündeki çillerine kadar tüm lekeleriyle sevdim. Tüm çıkıntılarıyla yüzünün. Tüm girintileriyle.Sana bu satırları yazarken arka plandan lübe çalıyor. Davay şarkısı. Ne diyor kimbilir bu şarkısında lübe. Yabancı şarkıları bundan seviyorum sevgilim. Çünkü onlardan bir şey anlamıyorum. Anlamadığım bir şeye de konsantre olmuyor/olamıyor. İster istemez seni tüm benliğimle düşünüyorum.Düşünüyor düşünüyor ve yine düşünüyorum. Sana hiç kavuşamamış olmak veya kavuşamıyacak olmayı düşünüyorum. kavuşma düşüncesi, özlemenin sihrini bozmasından korkmuyorum. Zira zaten bozacak biliyorum. Lakin kavuşamıyacağımızı da bildiğim için endişe etmiyorum. Kavuşamıyacaz sana sevgilim. Aşkın; meşe ağacının koru gibi düşecek yüreğime. Dumanları gözlerimden süzülerek uzaklaşacak semada. Apaçiler mana arıyacak yangınımda. Yüreksizler bu yanık kokusu da nereden geliyor diyecek. Nasipsizler gülecek. Köpekler uluyacak. Bir sabah ezan okunanda tüm izler kapanacak.
Sevgili. Bugün gördüğümde mavi bir bluz vardı üzerinde. Çok güzel duruyordu. Bir pantolon sonra. Ellerin pantalonunun arka cebindeydi ve sağa sola yalpalayarak başını eğmiş bakınıyordun. Bir erkek bir kadını tüm varlığıyla sever. Tüm ayrıntısına aşık olur ve tüm ayrıntısını keşfetmek ister. Tüm ayrıntında tattım tek tek arzulu aşkı. Her ayrıntıydı beni senin sihrinle büyüleyen. Simurg muydun, anka mı? Lakin peşinden ne kadar gidileceğini kestiremediğim için serçe yüreğim vazgeçmişti sana kavuşma fikrinden.
İşte sevgili yine yazdım bu mektubu sana. Gecenin hangi yarısında olduğunu kestiremiyorum artık. Tıpkı baygınlık öncesi gibi, bakış ekranınım kenarları kararıyor yavaş yavaş. Sarılacak sağlam bir direk arıyorum fellik fellik. Aşkın tutmuyor ellerimden. Tüm şiirlerin yalanları dökülüyor önüme. Tüm şairlerin tek ayak üstünde durduklarını hissediyorum. Bunun hesabını verecek kalemi elindekinler. Ben aşkta tattım acıyı, acı henüz hiçbir mana katmadı bana…

Beni Tanımayan Sevgilime Mektup 1

huaryu | 07 December 2007 17:55

Dün yine seni gördüm sevgilim. Saçlarını sarıya mı boyamışsın ne? Pek de yakışmış doğrusu. O aptal sarışın(!) güzellerden olmuşsun. Bu sarışınlık; bakışlarındaki hırçınlığı almış, iyice hanım ve hanımcık olmuşsun. Zaten bir erkeğin kalbini yerinden ancak bir sarışın oynatabilir. Esmer ise; oynamış kalbi yerine getirebilir.
Sağ işaret parmağınla saçını oynarken fark ettim. Parmağının etrafına saçını dolamak isterken, daha ikinci turda saçların firar ediyor parmağından. Buradan saçlarının normalden biraz daha sert olduğunu anlıyorum sevgilim. Demek ki elimle saçını yavaşça okşamalıyım. Halbusem hep saçlarını; parmaklarımın arasından dökülürken hayal ederdim. Lakin bu olamaz artık. Hem seni rahatsız da edebilir. Tırpan parmaklarım, pırasa saçlarındayken.
Şimdi bunları sana söylerken saçlarının esmer hafif kıvırcık halini hatırladım. Nasılda dökülüyordu yüzünün etrafından. Onca çay görmüştüm, onca dere. Fakat böyle deli akan bir şey görmemiştim. Gözlerinin kenarından süzülen saçlarını gördüğüm zaman. Saçlarını usulca ellerimle okşamalıyım. Yeni sarı saçlarını. Sarışın saçlarını. Muzip gülüşünü yapmalısın bana. Tıpkı dün, sağ elinin işaret parmağına saçlarını dolarken yaptığın gibi.
Bir erkeğin elleri ne hisseder senin saçlarını okşarken? Bunu ne sen biliyorsun ne de ben. Ben bilmeliyim, sana da anlatmalıyım. Her şeyi anlatmalıyım sana. Önce kendimi sonra kendini. Saçlarını da anlatıcam sana. Sarışın saçlarını.

Pepsi Max.. Aman kalsın, nemelazım…

miralay | 25 May 2007 12:10

İki reklamdan ziyadesiyle şikayetçiyim arkadaşlar…
Diyet pepsi içen kişi, mankenle dudak dudağa geliyor ya.. İşte biri o.
Kola içmek insana ferahlık mı vermeli, ereksiyon mu?
Üstelik, diyet kolalar, bildiğim kadarıyla kadınlar arası daha yaygın. Yani, ben diyet içecek içen erkek pek görmedim ama kadınların çoğu içiyor. Bu durumda diyet pepsi içen KADINLAR ne durumuna düşüyor??

Kezâ, Yedigün reklamında da… kafaya diken kendini uçar-kaçar-motora biner-düz duvara tırmanır olarak buluyor. Eni konu kafa yapıyor olmalı..

İnsana serinlik vermesi gereken bir içecek ne diye halüsinasyon yaratsın ki? Ne var ayol bunun içinde?? Yedigün çok yakında kırmızı reçeteyle satılır hale gelirse şaşmam…