Yıl 1970. Nisan ayı.
Nasa, 69’da yaşanan heyecanın bir yenisini başarmaya, insanoğlunu bir kez daha Ay’a ayak bastırmaya çalışır. Fırlatma günü yaklaştıkça herşey tekrar gözden geçirilir, hiçbir hata olmaması için büyük bir özen gösterilir.
Kennedy‘deki herkes ve tüm astronotlar son derece heyecanlıdırlar. Ancak bir sorun vardır; dünya onların bu heyecanını pek paylaşmıyordur.
İnsanların Ay’a inmesi, orada araştırmalar yapması, insanlık için büyük ilerlemeler kaydetse de artık kimsenin ilgisini çekmiyordur. Dahası, uzayla ilgili görüntülerin televizyon ratingleri bile düşmüştür. Televizyon patronları popüler komedi şovlarını yarıda kesip uzaydan görüntüler yayınlamak niyetinde değillerdir.
Ne var ki, uçuş başladıktan iki gün sonra her değişir. Uzay aracında çıkan arıza nedeniyle astronotların hayatlarının tehlikeye girmesi, bir anda medyanın ilgisini çeker.
Apollo 13’ün Ay yolculuğu, önce bir ulusu, sonra da tüm dünyayı ilgilendiren bir drama haline dönüşür.
Jim Lovell, Jack Swigert ve Fred Haise
“Lucky 13”, 11 Nisan günü saat 13:13′ te fırlatılır. Kumanda modülü “Odyssey” de üç astronot bulunur.
Komutan Jim Lovell.
Ay modülü pilotu Fred Haise.
Kumanda modülü pilotu Jack Swigert.
Önceleri kimseye bir şey ifade etmeyen bu isimler, kısa bir süre içinde bir efsane haline gelirler. Her şey bir devre anahtarına dokunulması ile başlar.