bildirgec.org

askı hakkında tüm yazılar

Plazmayı Nereye Yerleştirsem?

zabun | 01 August 2007 19:09

Yüklüce para verdiğiniz plazma televizyonunuzu eve getirdiğinizde, nereye koyacağınızı şaşırdınız mı? Yoksa, “L” biçimindeki salonunuzun her yerinden televizyonu görememekten mi şikayetçisiniz? Cihazlarınızı olumsuz dış etkenlerden, hırsızlardan koruyacak bir asansör sistemine ne dersiniz! PlazmaLift ile, plazma televizyonuzu

kullanmadığınız zamanlarda bir mobilyanın içerisinde gizleyebilir, kullanmak istediğinizde uzaktan kumandası veya dokunmatik tuşları sayesinde izlenme konumuna getirebilirsiniz. Yat, panelvan, çatı katı, yatak odası, gibi dar alanlarda yer kazanmanızı sağlayacak sistem, yerli bir şirket tarafından tasarlanıyor. Firma, dönen oda sitemleri gibi ihtiyaca özel tasarımlar sunabiliyor. Ayrıca, projeksiyon cihazları için geliştirilen asansör sistemiyle, bu cihazların ömürlerinin

dolaylı olarak uzaması sağlanıyor (her kullanımda yerinden kaldırılan projeksiyon cihazlarına oranla) ve kurma-kaldırma sıkıntısı ortadan kaldırılıyor. Televiyonu, orta ekseninden sağa ve sola çevirebilen sistemle, izleyici kör açılarda kalmıyor. Televizyonu, mobilya içinden çıkaran-döndüren-indiren, tavanda ve resim çerçevesi arkasında gizleyen, bayrak şeklinde bir yanal kenarından asan çeşitli uygulama seçenekleri mevcut. PlazmaLift ürünleri, TÜV ve GS kalite sistemleriyle sertifikalandırılmış.

Elden Askı

| 27 July 2007 02:08

Daha önce de alt kısmında mıknatıs olan ve sabunun üstüne gazoz kapağı takılarak tutturulan bir el hatırlıyorsunuzdur. Ama böylesi fedakar bir el her zaman sizin için orda duracak. Gerçeğe çok yakın bu askılar çok kullanışlı ve güçlü gözüküyorlar.kaynak

koku giderici elbise askısı

eminkeles | 24 April 2007 14:42

Sigara, ter gibi kötü kokuları sadece asarak giderebileceğinizi söyleyen bu askı Jun Kurihara tarafından tasarlanmış. Gerçekten işe yarıyor mu bilemiyorum ancak hoş tasarımı olan ve iyon teknolojisi kullanarak bunu gerçekleştiren askı ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

meslek aşkı

| 15 April 2007 23:33

-. Otur!
Bu, annesiydi.
-. Ne var!
Bu da oğul.
-. Otur dedim önemli bir şey söyleyeceğim.
-. Peki ama işim var çabuk söyle, ne diyeceksin?
-. Hayatın bir yalandı.
-. Hah! Tamam, güzel ama onu geç bana bilmediğim bir şey söyle.
-. Ne biliyorsun? Bir halt bilmiyorsun. Dur kalkma!
-. Saçma! Ben gidiyorum.
-. Ben senin… senin hayatın tamamen yalandı… benim… ben…ben profesörüm ve baban da öyle… aynı üniversitede… sen bir araştırma deneğisin. Yani bir deneksin sen…
Oğul kahkahayı bastı.
-. En sonunda o darbeler beyninde kalıcı hasar bıraktı ha? Valla olacağı buydu. Ne diyeyim. Dayaktan kafa olmuşsun.
-. Anlamıyorsun, her şey yalandı. Sahici değildi yani. Biz bunun için eğitim aldık. Dahası var. Sen işi çakmayasın diye ayrıca aile olma eğitimi bile aldık… yani normal zamanlar için. Bunu sana yaş gününün ertesinde söylemek istemezdim ama maalesef durum böyle. Araştırma sonuçlandı. Bitti yani.
-. Hassxxxktir! Sen gerçekten uçmuşsun.
-. Dinle. Bundan yirmi bir yıl önceydi. Üniversitede ilk yıllarım. Senin babanla ki geçek baban değil, aslına baban kim bilmiyoruz, biz seni Ersin’le çocuk esirgeme kurumundan aldık; neyse. O sıralar ikimiz de aile dinamiğiyle ilgileniyorduk. Fikir Ersin’den geldi. ‘Aile dinamiği ve gelişim psikolojisiyle ilgili ayrıntılı bir araştırma’. Sonunda kitap olarak basılacaktı ve ilk zamanlar, inan ki bu kadar uzun süreceğini planlamamıştık. Ne var ki veriler yetersiz kalıyordu, bu da bizi devam etmeye zorluyordu. Sonra iş, sorunların irdelenmesine geldi. Bu, bizim sürekli kavga etmemizi gerektiriyordu. Yani senin anlayacağın bütün o kavgalar, dayaklar, bağrışlar, inlemeler, her şey yani bir kurguydu. Ersin’le…
-. Ben gidiyorum.
-. Ne…Nereye gidiyorsun? Dalga geçmiyorum! Biz gerçekten sadece o araştırma i….
-. Fark etmez!
-. Ne demek fark etmez? Senin şimdi öfkelenmen, çıldırman ne bileyim, eşyaları duvarda paralıyor falan olman gerekirdi. Nasıl bu kadar sakin, gidiyorum, fark etmez diyebiliyorsun anlamıyorum!
-. Fark etmez. Çünkü yirmi üç yaşındayım ve bu söylediklerin doğru olsa bile ben!, yirmi üç yaşındayım!
-. Ne demeye çalışıyorsun?
-. Bunu sen analiz et!
-. Biliyorum şimdi büyük bir travma yaşayacaksın… biz her şeyi düşü…
-. Sen öyle san! Benim için yokluk haline o kadar yakın yaşayan siz lanet ucubelerin, bırak her şeyin yalan olduğunu, Hitler’in gayrı meşru oğlu olduğumu söyleseniz de hiçbir şey değişmez. Bununla yıkılmam… ayrıca..
-. Evet?
-. Şüphelenmiyor da değildim zaten. Senin şu, yüzünde emanet gibi duran lanet domuz burnun; sonra onun, sürekli karşımda bir penguenle konuşuyor hissine kapıldığım orantısız kolları… sizin oğlunuz olduğuma ‘bin şahit’ti zaten…

Pantolon Ütüleme Askısı

semazem | 18 January 2007 12:00

Ütü yapmayı seven var mıdır bilmem. Ama bu işi sevenler bile pantolon ütülemekten sanırım nefret ediyorlardır. Sanırım bunların da soyu tükeniyor. Geçenlerde bir pasajda gördüm , bir tane ütücü kalmış artık dünyada, bir terzi de de yana yakıla onu arıyordu : “SON ÜTÜCÜ ARANIYOR”

Eh durum böyle olunca artık pantolonları kendi başımıza ütülememiz gerekecek sanırım. İşte bu aleti bizi bu dertten kurtarmak için yapmışlar. Pantolonu yıkıyor sonra da buna geçiriyorsunuz. Pantolon geriliyor, kuruduğunda ütü istemiyor.

Victoria’ s Secret Yaptı Yine Yapacağını

siyah zeytin | 17 November 2006 20:32

Victoria’ s Secret yine yaptı yapacağını. Gecey eünlü pek çok mankenin katılması yetmiyormuş gibi , bir de sevgili Justine Timberlake abimizi de almışlar. Haklı olarak Justine’ de gözünü alamamış. Pek çok karede bu ana şahit olabilirsiniz.

Ürünler göz alıcı hoş ama, mankenlerin kanatları bence olayın püf noktası. O kanatlarla bu çamaşırlarla kanatlanılır ve kimse görse aklı uçurulur. Çok yakışmış, maşallah.

Beğenmedim diyen bence bu işlerden anlamıyor.