bildirgec.org

antonio banderas hakkında tüm yazılar

Vampir de olsa insan insandır! : ”Interview with the Vampire (Vampirle Görüşme)”

gorcun | 17 April 2009 12:01

Interview With The Vampire
Interview With The Vampire

Interview with the Vampire, Anne Rice‘nin aynı adlı romanından uyarlanan 1994 yapımı film Neil Jordan tarafından yönetilmiş. Film bir vampir filmi olmasına rağmen korku ya da gerilim filmi değil. Dram hikayesi olarak görülebilir. Farklı bir vampir hikayesiyle karşımıza çıkan filmde Hollywood’un ünlü yıldızları boy gösteriyor .
Louis rolünde Brad Pitt, Lestat rolünde Tom Cruise, gazeteci Danie rolünde Christian Slater, Armand rolünde Antonio Banderas ve küçük kız Claudiarolünde ise 12 yaşındaki Kirsten Dunstfilmin yıldız oyuncularından sayılabilir.

Interview With The Vampire
Interview With The Vampire

Filmin hikayesi buradan itibaren izlemeyenler için spoiler içerebilir. Film bir vampir olan Lestat’ın (Tom Cruise) 18.yüzyılda soylu bir insan olarak yaşayan Louis (Brad Pitt)‘i ısırırak vampir yapması hikayesiyle başlar. Günümüzde bu hikayeyi gazeteciye (Christian Slater) anlatan ve inandıran Louis hikayesini sonuna kadar anlatmaya karar verir.
Hikaye ilerledikçe Louis’in vampir olduktan sonra insancıl duygularını kaybetmediğini ve temel besin ihtiyacı olan kanı insanlara zarar vermemek için en zor yollardan yapmaya çalıştığını öğreniriz. Sıçan, fare, köpek gibi hayvanların kanlarıyla idare etmeye çalışan Louis bir yandan kendini bu hale getiren Lestat’e isyan ederken bir yandan doğasıyla baş etmeye çalışır. Ama bu duruma daha fazla dayanamayıp küçük bir kızı (Kirsten Dunst) ısıran Louis kızın aralarına katılmasıyla doğasıyla savaşmaktan vazgeçip küçük kızı yeni yaşama umudu olarak görmeye başlar.

Kirsten Dunst
Kirsten Dunst

Ama Lestat yine aralarına girip olaya yeni boyutlar katmaya kararlıdır. Film dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarından oluşmasına rağmen bir gişe filmi değildir. İnsancıl, dramatik, farklı bir vampir filmi olarak başarılı bir yapımdır. Oyuncular rollerinde başarılı performanslar göstermişlerdir. Lestat rolünde Johnny Depp‘e teklif götürülmüş ama bu gerçekleşmemiştir.

Evita (1996)

queennothing | 08 March 2009 11:45

Eva Perón, fakir bir ailenin beşinci ve son çocuğudur. Genç yaşlarında henüz hiç bir sorumluluk almamışken bir bavulla evden ayrılan küçük Eva, ‘aktris’ olmak istiyordu.

Eva Peron
Eva Peron

Cesur bir kız olan Eva, aslında sadece ‘ünlü‘ olmak istiyordu ve bu isteği öyle ateşliydi ki, hayatını kurtarmasını ümit ettiği şeyler, hayatını mahvetmek için saldırdığında, kazanmak için her yolu deneyecekti.

Annemin Yeni Sevgilisi ( My Mom’s New Boyfriend)

menese | 18 August 2008 17:12

‘Sanatsal hırsız’ Tommy (Antonio Banderas) ve iki arkadaşından oluşan çete, gayet ince bir teknikle Louvre Müzesi’ nden heykel çalmaya çalışmaktadırlar..
Bu heyecanlı sahneyle başlayan filmde, az sonra, çetenin işi sarpa sardırdıklarına ve Tommy’ nin de yakayı ele verdiğine tanık oluruz..

FBI ajanı Henry (Colin Hanks), ‘dul’ annesiyle yaşadıkları evden, gizli bir operasyonda görev yapmak üzere, üç yıllığına, ayrılmak zorundadır..
Biraz zor da olsa- Anne Marty (Meg Ryan), pek düşkün olduğu biricik oğlunun gidişini kabullenir..
Tam da- oğlunu yolcu ettiği havaalanında, artık kendini ve yaşantısını değiştirmesi hususu, şişko, bakımsız, mutsuz ve -haliyle de- yalnız bir kadın olan Marty’ nin kafasına dank etmiştir..

Ermeniler ve Kürtlerden, Hollywood’lu propaganda

SCAR TISSUE | 26 November 2007 02:36

Hürriyet’ te yer alan bu habere göre, Kuzey Iraklı Kürtler ile Ermeniler 100 milyon dolar gibi büyük bir rakamla Hollywood yapım şirketlerine bir dizi sinema filmi yaptırmak istiyorlarmış. Bu filmlerde uluslararası propaganda yapmayı hedefliyorlarmış.

Haberde Mel Gibson, Ömer Şerif, Antonio Banderas, Sylvester Stallone gibi ünlü aktörlerin rol alabileceği yazıyor. Kürt yönetimi ayrıca Kürt lider Barzani’nin hayatını anlatan ‘Peşmerge’ filmi için şimdiden hazırlıklara başlamış.

kalabalıkta yalnızım

WeaponX-hafif | 23 September 2002 11:12

Geçen hafta çok bunlaımlı geçti benim için. İç muhasebeler bitmiyor ki bir türlü. Evden pek çıkmadım. Bir şey yapmadım. sonra denk geldi faaliyetlerim tavana vurdu ama mutluluk yok. Sinema, arkadaşlar hiç biri yaramadı ki…

Haftaiçi boyunca yavuklum işim var diye ekti durdu. Sinirlendim biraz.

Tesadüfen “Femme Fatale” filmine davetiye geldi. Gitmem gerekiyordu. Senelerdir MaxiM olsun, Victoria’s secret katalogları olsun ağzımın sularını akıtan aşık olunacak kadın Rebecca Romijn’in filmiydi bu.

Aslında gitmeyecektim Antonio Banderas’ın oynadığı filme para kazandırmamalıydım. Ama davetiye olunca reddedemedim.

Tek başıma gitmek istemediğimden eski dalgamotorlardan birini aradım. Garip oldu biraz. Çehresi değişmiş. Saçlar gitmiş falan. Neyse 2 büklü şekilde balkona oturdum. Zaten takım elbiseyle rahatsızım işten gelmişim bir de üstüne daracık koltuklar. Mihmandar hanım çıktı sahneye, “Bildiğiniz gibi bu bir Antonio Banderas filmi” dedi. Köpürdüm. Ne alâkası var? “Bilmemkimin filmi” tabiri yönetmen için kullanılır. Bir de sinema işinde olacak, hıh!

Neyse işte Amerikan usûlü bir film-noir yapmış Brian de Palma. De Palma filmi olarak haliyle ağır aksak gelişiyor. Sıkıcı derdim ama, Romijn’in vücudunu sergilemesi bir yana, sadece gözlerine bakmak bile yetiyor. O ne göz yahu, içinde okyanus derinliklerinde kaybolmuş gibi oluyorum. Derin, derin, daha derin. O kadar güzel ki; yani iç çamaşırlarıyla ekranda cirit atarken bile aklıma seks gelmiyor. Böyel bir estetik güzellik herhalde Ingrid Bergman’lı, Sophia Loren’li dönemlerde kaldı. İçim eriyor bakınca. Evlene evlene de gidip Jon Stamos’la evlendi yahu. Hani vardı ya, “Full House” dizisindeki Jessie Dayı. Romijn bir dönem “Just Shoot Me”de Finch’in karısı rolündeydi, ki bu dönemde Finch’e karşı geçici bir kine sahiptim.

Değişik bir film diyemem. Aslında film zayıf. Ama biraz beyin cimnastiği yaptırıyor insana.

Bob Dylon’un boks ringi

hafifuyku | 10 January 1998 12:22

Aha,.. Bob Dylan’ın çok gizli bir boks ringi varmış ve arasıra yorucu bir günün sonunda içlerinde Robert De Niro, Antonio Banderas, Ving Rhames ve Naomi Campbell’in de bulunduğu bir takım ünlüler gidip ringde dövüşüyorlarmış. Ringde robert de niro’nun karşısına geçmeyi düşünebiliyo musunuz? Yani burda dövüşenler aktörler filan olduğuna göre, Robert’in yumruk filan atmasına gerek olmuyordur heralde… Mynet vasıtasıyla Entertaindom‘dan…