Her ayrılık aynıdır derler, evet ama benimkisi farklı… Kiminki farklı değil ki?Peki Sıla’nın şarkı sözünde dediği gibi mi yapmalı? “Oluruna bırak”. İnsan nasıl becerebilir bunu? İnsan nasıl bu kadar kalender olabilir? En azından ben beceremiyorum hem kendime zulm ediyorum hem çevreme… En çok annemi üzüyorum, sanki onun suçu neymiş?Sonunda konuşmaya karar verdim; Karşımda konuşmaya bile üşenen biri var… Bütün cesaretimi toplayarak onu anlamaya çalışıyorum ama onda bu gayretin zerresi yok buz gibi bana bakıyor… Anlıyorum ki, bir an önce bitsin bu işkence de gideceğim yere gideyim havasında…Kendimi alçalmış, yerlerde sürünen bir varlık gibi hissediyorum o andan itibaren… Lanet olsun sana diyorum. Ne cehenneme gideceksen git umurumda değilsin diyorum , unuturum unutacağım elbet…Aşkı seven gönül varsa hasret biter derler..Ben de bunu yapacağım.
yorumlar
konuşmayı pek sevmem. konuşmamda. gerektiği kadar dinlerim. gerekmediği kadar giderim.oluruna bırakmam deme. bırak bence. dene en azından. mesela düşünki o seni haketmiyor. adaletli ol kendine. dili güzele dilsiz insan yakışmaz. konuşmayı bilmeyenlere değerli kelimelerini feda etme.:)
Değerli yorumların için teşekkür ederim Calıkuşu…İnsan bunu zamanla anlıyor ama bazen yıkıp geçiyor iste…
bazen yıkılmak ayakda durmanın değerini belirler…
“Oluruna bırak”, bak ne gzel kendin demişin..”İlişkilerin “peri masalı” gibi bitemiyebileceğini , mutluluk konusunda ne bir “garanti” ne de bir “sigorta” olmadığı gerçeğini içimize sindiremiyoruz..””Cadı masalı” da olsa ilişki ilişkidir..
Melekler ağladıkça Cadılara özenir oldum…
İvandenisovic, çok haklısınız…Yorumunuz beni sevindirdi…:)Aslında, peri masalı ile cadı masalı arasındaki her hangi bir masala da razı olmak meselesi değil mi?