Lületaşı, renginden dolayı, beyaz altın ya da denizköpüğü diye de anılır. Eskişehir’in simgesi olan bir zenginliktir. Dünya rezervinin %70 ini karşılayan lületaşı Eskişehir’de çıkarılır. Eskişehir taşı da denir… Beyazlık, yumuşaklık, verimlilik yönünden, çıkarılmakta olduğu diğer yörelerden ve ülkelerden daha kalitelidir. “Meerschaum” adıyla dünyaca ünlüdür.Yurdumuzda, Eskişehir, Çanakkale, Bursa, Kütahya’da çıkarılmaktadır. Ancak en çok üretilen yer Eskişehir’dir. Dünyada; Kenya, Madagaskar, Fransa, Fas, Rusya, İspanya, Çekoslovakya ve Yunanistan’da çıkarılmaktadır. Ancak, kalite ve miktar olarak, Kenya dışında dikkate değer değildir. Lületaşı, Viyana kuşatmasında, yeniçeriler tarafından Avusturyalılara tanıtıldığı da söylenmektedir.
Beş bin yıldır bilindiği, kullanıldığı, Arkeolojik çalışmalar sonucu söylenmektedir. Bin sekiz yüz otuz yılından başlayıp, yüz yıl kadar Avusturyalılar tarafından işletilmiştir. Ham madde olarak alıp, kendileri işleyerek dünyaya tanıtmışlardır. Bu yüzden Avusturya taşı olarak tanıdı dünya… Bin dokuz yüz atmış yılında ham madde olarak ihracatı yasaklanmıştır.Türkiye rezervinin tamamına yakını Eskişehir’de bulunmaktadır. Rezervin üç milyon tona yakın olduğu bilinmektedir. Lületaşı işletmeciliğine verilecek önem, Yöre ve Türkiye için önemli bir gelir kaynağı olacaktır… Eskişehir’in batısı, kuzeydoğusu ve güneydoğusunda çıkarılmaktadır. Çıkarıldığı yöreler; Sarısu, Yenişehir, Türkmentokat, Karaçay, Gökçeoğlu, Söğütçük, Sepetçi, Margı, Kümbet, Karatepe, Kara Höyük, Başören yöreleridir. Yerin 300 metreyi aşan derinliklerinde, yumrular halinde ve dağınık olarak bulunmaktadır. Genelde, yer altı suyu seviyesi altındadır. Kuyu kazılarak yer altına dik inilir. Belli seviyede yan tüneller yapılarak lületaşı çıkarılır. İnsan gücüyle, çıkrıklar ve kovalar yardımıyla çalışılır…
Yer altından çıkarıldığında, yumuşak ve işlemesi kolaydır. Hava ile teması sonucu sertleşir. Ancak, tekrar suda bekletildiğinde eski yumuşaklığını kazanır. Lületaşı, yaklaşık üç yüz yıldır Eskişehir’de işletilmektedir. Lületaşı işlemeciliği, yetenek ve tecrübe gerektirir… Sabır gerektirir. Ustalar, özel olarak biçimlendirilmiş bıçaklarla, hayallerini kolaylıkla lületaşına işlemektedir… Genellikle bu bıçaklar, ustaların kendilerince şekillendirilir ve kırk elli çeşit bıçakla işlerini yaparlar.Lületaşından genellikle pipo yapılır. Kaliteli lületaşı pipolar dünyaca ünlüdür.
Süs eşyaları, kolye, küpe, satranç takımı, küçük heykeller de yapılmaktadır…
Dış ülkelerden gelen talepler karşılanmaktadır. ABD, Avusturya, Hollanda, Belçika, Almanya’ya ihraç edilerek önemli döviz kaynağı oluşmuştur. Ustaların hayal gücü ve becerileriyle değerli sanat eserleri ortaya çıkar. Efsanede anlatılan köstebeğin çıkardığı, çobanın bıçak darbesiyle güzel bir kıza dönüşen lületaşı, ustanın elinde hep en güzele yakışır biçimler kazanır… Çırpma, saykal, kaba alımı, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, ovma, yağlı aba, parlatma, tasnif ve kutulama adı verilen işlemler sonucu eser tamamlanır…Eskişehir Valiliği, şehir merkezinde bulunan Yunus Emre Kültür Merkezi’nde bir müze oluşturmuştur. Ustaların ürettikleri seçkin ürünler, lületaşının işleniş aşamaları sergilenmektedir. Her yıl Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası düzenlenmektedir. Yine müzede ödül alan, sanatçıların lületaşı eserleri de sergilenmektedir. Lületaşı Eskişehir kültüründe yaşamaktadır. Türkülerine konu olmuştur“ Ağızlığım lüle taşıYarım ince kalem taşıGelin olmuş gidiyor yarKimler siler gözüm yaşıTabakamı açtım baktımBir cigara sardım yaktımGidiyorsun buralardanBeni kimlere bıraktın” Zekayi AşçıkocalületaşıEskişehir
yorumlar
lülüteşı satranç olayı beni bitiriyor. Hastasıyım, yeme de yanında yat.
Güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
Thing, istediğin yorumu yapabilirsin, uygun cümlelerle, olumlu yada olumsuz hertürlü yoruma açığım. Dediğim gibi kırıcı ve saldırgan tutum olmadıkça başım gözüm üstüne her yorum.acuistic ,baharali teşekkürler…
örneğin size bir tebih hediye….))
İyi ama Thing, gazete ya da dergi yazısı gibi olması kötü bişi değil ki. Lületaşını roman kurgusu içinde ele alacak değil ya. O şekilde de ele alınabilir belki ama hafif.org’un bilgi arşivini genişleten türde bir yazı olmuş bence bu yazı. Ben beğendim..
Anthro , tütün içme sana da bu hediye teşekkürler.
Rica ederim Tiçır. Lületaşını çok severim çünkü, ortaokul gezilerimizden birinde eskişehire uğrayıp bir lületaşı atölyesinde hediyelik eşya yapımlarını izleyip yardım etmiştik. O zamandan beri çok severim lületaşını. Yazını da çok beğendim o sebeple. Lületaşı çok özel bir endüstriyel malzeme aslında..
konya şekerine benziyor. ya da konya şekeri lületaşına benziyor. bilemedim şimdi…
Bunu demeyi içimden çok geçirdim ama sana kısmetmiş expresyon.o da ne beter şekerdir hiç sevmem
bu yazıdaki foto.ları gördükten sonra nasıl canım çekti anlatamam 🙂
Valla oruç halimle bile canım çekmiyor ne şekeri ne lületaşını
bende hep şekere benzetirim. uykudan uyanıp manyakça yenilesi üzerine de bir bidon su içilesi bir taş.