bildirgec.org

beni sizler “yarattınız” azizim :))çok mültefitsiniz doğrusu, teşekkür ederim.ufak ufak aranıza sığınmaya çalışıyorum naçizane…hoş görünüz, dökülen saçlarıma şefkat gösteriniz,manda spermi sürmekten imtina ediniz lutfen…Ala ala hey, bu kimlerin yazdığı, sizler yaşayın hey!

cem yılmaz repliği: eğitim şart!

“tomiko”; Şunu Türkiye İşçi Partisi olarak değiştirsek nasıl olur? ( dedik ya; ulusalcı soldanız diye)… Çünkü hiçbir zaman sağ partilere oy vermedim…Bindiğim araçlara sıra gelince; iki tekerlekte “yamaha”, dört tekerlekte “woswos”…Hafif’ten para kazanma konusuna gelince; ben hafif’e banka hesap numarası bile vermedim, kazanç haneme yazılanları sana ( ya da varsa “ihtiyaç sahipleri”ne) bağışladım gitti, ananızın ak sütü gibi helal olsun…

ee ne yapayım; bir kez yanlışlıkla “v” yerine “w” yazdım diye yazmadığınızı bırakmadınız, bu durumda sizleri eğlenceden yoksun bırakabilir miyim?…walla da bırakmam…Sewgili sanal dostlarım…Ayrıca woswos’um sarışın; ne yazık ki o kızılşın değil…”naylon wicdan” bana söz yetiştireceğim diye, iki kez yollamışsın iletini…

çok edepsizsiniz selmaelma!başka kapıya…hırlaşacak kadar vaktim bol değil sizin gibi bir edepsizle!ne yapayım, gerçekten de terbiyesizsiniz.üretkenliğimi size kanıtlamak gibi birniyetim ve mecburiyetim yok zaten.dileyen mütevazı yazılarıma bakabilir.”en” olma sevdasıyla yanıp tutuşanların yerideğil burası, öğrenemediniz gitti!siz ki, ulusal ve yerel mecralarda falan filan…varlığınızı “it dalaşı” sayesinde hissedebilmeniz deayrı bir hüzün vesilesi…anadilini bihakkın kullanamayanlarla ve dilde “ırkçılık” yapanlarla ortak paydam ne yazık ki olamıyor selmaelma.hele hele, “it dalaşı”na meyletmeye şehvetli üslubunuzbeni pek çok tiksindirdi, biliniz.gidiniz.

insan bu; şaşar beşer, derler.sana (inan ki, “size” yazmayı çok isterdim amao kadar çukurdasın ki ve o kadar acıyorum kihaline, cidden, yazık sana!) laf yetiştirmek çok müşkülbi’şi, bi bilsen!benden uzak, Tanrı’na yakın, aman aman!

senin gibi üstüne basıldıkça sağa sola irinini, çirkefliğinisıçratanlara ne denirdi öztürkçe kabilinden, deyiver debi öğrenelim bakalım edepsiz mahluk!eşref-i mahlukat tanımını bile unutturacak bir cehalet,bir ar namus yoksunluğuyla şehvetten tir tir titreyendudakların ve ellerinle çökmüşsün yine klavyenin başına…ne devlet!bak koca kadıncık! tamam, hasbelkader bir üniversitebitirmişsin, sağa sola yazılar falan gönderip diri vücudunupilates vb. aktivitelerle daha da diri tutmaya çalışıyorsun,soyun sopunla övünüyorsun, eşinle, çoluk çocuğunla, torun torbanla gönenip duruyorsun…tamam, amenna!çok “en”sin falan filan… iyi de, tüm bu görgüsüzlüğünlekendini maskara ettiğini de mi görmez bir “insan”, iştezurnanın 16 numaralı köehel sayısıyla uzunca zırtladığıyer burasıdır!”insan” nasıl olur da bu kadar aymaz, haylaz ve motor cambazı olabilir?! pes!senin sığ, ahlaksız, külhanbeyi tarzı efelenmelerin bile kartondan… “gerçek” değilsin sen!beş para etmezsin! utanmadan “aydın”lıktan bahsediyorsunbir de!miting alanlarında kur’an’dan sure okuyan bir ressam vardı ve şöyle derdi: ne yapayım ben böyle aydını?! aynen…ne yapayım böyle üniversite bitirince kendini “aydın” sanıpbin bir türlü hezeyanlarla sanal dünyada (Dünya’da değil selmaelma, öğren artık!) çocuğu yaşındakilere ve yaştaşlarına edepsizce saldırıp tatmin olan “okumuş”u!!!yazılarını okurken bir naylon poşet bulundurmaya başladım,biliyor musun?midem bulanıyor. ve birinin bu kadar midemi altüst edeceğiaklıma gelmezdi doğrusu sanal alemde…polemik adabın sıfır! tolerans nosyonunu o dev akademiktedrisata rağmen edinememiş olman da senin ve hocalarınınkoca bir ayıbı olsun!bir hiç olduğunu yüzüne çarpan bu satırların yazarına ne desen umurumda değil ve değilsin! unutma!seni kal’e almıyorum. sadece meydanın o kadar da boş olmadığını bil diye yazıyorum.f. g. ve benzeri kişi ve oluşumlara ne kadar uzak olduğumu yazdıklarımdan göremeyen birine ne diye dil dökeyim ki?işte kıt anlayışının bir göstergesi!sen ne kadar hastasın! kim, ne diye benden korksun ki!! :))bu hışırlık nedir? samimi bir şekilde yazdığıma kanaatgetirenler teveccühlerini esirgemiyorsa, onlara teşekkürüborç bilirim, hepsi budur. allah razı olsun onlardan.şimdi de “dinci” etiketini yapıştırırsın sen!süpper zeka bu, bayılmalara seza!benim de üslubunu beğendiğim, renkli sanal şahsiyetler vardır burada.bu dümdüz gerçekten bile bihaber, abuk sabuk komploteorilerin o kadar çocukça, anlatılamaz!..seni bu ham hayallerinle baş başa bırakmak gerek.ah tatlısu ulusçusu, benito mussolini artığı zavallı faşist teyze!sen “ulusçu” isen, ben ekskavatörüm! hem de “naylon ekskavatör”! bak, bununla da geç dalganı, o espri yoksunugrisi solmuş nöronlarınla… hatırım kalır bak…silaha, kur’an-ı kerim’e, mızraklı ilmihale ve nutuk’a el basıpyemin ettin mi sen de?!ifrat ile tefritin bokunu çıkarmakta üstünüze yok!temel eğitim safhasını adam gibi almadığınız, felsefeye vesiyasi düşünce prensiplerine global beynin yerel merceğiyledalamadığınız için, sapla samanı hallihamur ediyor vekendinden menkul aydın edalarıyla geri bıraktırılmışhalka balon eğitiminizle caka satmaya kalkıyorsunuz amakarşınızda elifi görünce mertek zanneden bir kitle yok!yemezler!sığ analiz (keşke bu yeti olsaydı sende) hadisen…faşizan öztürkçecilik yapmadığım, arapça ve farsça kelimeler kullandığım için “f. g. müsveddesi”, “imam hatipli”,”edebiyat hocası” gibi ipe sapa gelmez meslek-toto oyunlarınla acziyetini gösterdin.bilmiyorsun ki, dil de canlıdır, diğer dillerle etkileşim içindedir,dilde sınırlar olmaz, cümle bağlamına hangi kelime cuk oturuyorsa ve sen o kelimeyi bambaşka bir edayla bambaşka bir tonda bambaşka açılımlara çıkartabiliyorsan…sen bunları anlayacak kapasitede değilsin!bu yaştan sonra da öğrenemezsin artık!ne kadar saldırganlaşsan da, küfretsen de, bir anneolduğunu unutup belaltına çalışsan da, sana cevap vermemeye çalışacağım.cahil, gerçekten de hem cesur hem de edepsiz oluyormuş çünkü selmaelma.kalıplarla düşünen (!), dogmatik, faşizan bir ruh büyüyoriçinde hala, o nedenle sana ne dense boş küme!de hadi, ikinci kümeye!

azizim koza 68, emriniz olur…”derman arardım derdimederdim bana derman imiş”buyuran Niyazi-i Mısri ne derin bir şahsiyettir…bir aralar loş ruhum onun inci dizeleriyleaydınlanmıştı…vakt-i zamanında üstatla oldukça ülfet eden ve eserlerinemeftun olan fakir kulunuz, aşağıya alacağım bir detanıtıcı yazı kaleme almış “pastiche” kabilinden.kime, nereye gönderdim, hatırlayamadım doğrusu.paylaşayım dedim de…devletle…”Niyazi Mısrî büyük tasavvuf üstatlarından biridir. Anadolu’da Soğanlı adında küçük bir kasabada doğmuştur.Mısırlı olarak anılmasının sebebi tahsilini Mısır’da yapmış olmasından dolayıdır.Sonradan, İkinci Sultan Ahmet devrinde İstanbula gelmiş, bir müddet kalıp Bursa’ya gitmiş, orada yerleşmiştir. Sonra, Kaba Sofu Vâni Efendi adlı biri tarafından Midilliye sürülmüştür.Affa uğradıktan sonra da İstanbul’a gelen Niyazi Efendi, tekrar Bursa’ya sürülmüştür.Orada 1105 hicrî yılında Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.Niyazi, genç yaşta Halveti tarikatına (“Deneysel” çalışmalarıyla tanınan trompetçi Jon Hassell’ın da Halveti-Cerrahi musikısine ilgi duyduğunu not olarak eklemek gerek) girerek bu tarikatın ileri gelen şeyhlerinden biri olmuştur.Şiirleri, Türkçe’nin o devirdeki en güzel örneklerini teşkil eder.”

magazin

tombiş kız, kendine yapılmasını istemediğin davranışı, başkasınada yapmayacaksın. atalarımız ne güzel söylemiş dimi? ben eblehin tekiyim. ama senin gibi dedikoducu, şirret, tombiş kızı başka kim alır? senin alıcında ebleh olacak tabi……..insanlara yalaka vb bir sürü şey dedin, birileri sanada deyince hemen küsüyon. seni gözüme kestirdim, alacam seni tombiş, kurtaracam merak etme? mahallenin dedikodusunu yaparsın, artık.

Adını bana yakıştırmaya kalkma “naylon aydın”;benim türettiklerime atlama, adına tescilledim çünkü onu..İyi belle adını; sen hem “aydınsın”, hem de “sözlük” ama NAYLON olanından…Bana gelince; “çürük elma/kurtlu elma” dediğinde oldu mu bir yakınmam?…Yok ben değilim, sensin mi dedim?…”çürük, kurtlu” her nasılsa; özünde “kızıl elma”…Haydi şimdi de zıplayın buraya; “işte kızıl elma”dan da sözetti diye…Birkaç gün de böyle oyalanın “naylon taifesi” aydınıyla/sözlüğüyle ve de şakşakçılarıyla…İşte şimdi de “komik” için açmışsın sözlüğü, döktürüyorsun…Bana saldırmanın ve de sözlük karıştırmanın dışında; söz söyleme/düşünce üretme yeteneğini ne zaman göreceğim, “aydınca” ama NAYLON olmayanından ( yarım gün okutmanlıkta yoksa sen yalnızca sözlük mü karıştırmaktasın?) ?…Bak artık siyaset mevsimi de geliyor, feyz alalım değerli görüşlerinizden “naylon üstad”…

Ruhuna fatiha…Allah yerinde dinlendirsin…Öksüz kaldı şakşakçıları…Bana buraları “ciddiye alma” diye öğüt verirken, kendisine yapılan eleştiriye, garibin yüreği dayanamadı, terki diyar eyledi, toprağı bol olsun…Günler sonra rahmetle anayım dedim de…