Neden insan kendi kendine yalan söyler? İnanmaya çalışır olmayan şeylere yada inanır? Bu olmayan şeyler bazen olanların yanında okadar kişiliksiz kalır ki, ozaman anlarsın bilinç altın yine yiyip bitiriyor seni. Anlarsın ki olan olmuş gidense gitmiş, yok olmuş!Deriz ki; hep iyi, herzaman iyi, iyilikler olsun kötüyü verme. İyiyi bize farkettiren kötüyü yok sayamayız ki hiç bir zaman. Yada aydınlığı ver, karanlığı verme. Doğruyu ver, yanlışı verme. Sabrı ver, öfkeyi verme. Manayı ver, maddeyi verme. Hazzı ver, acıyı verme. Sukuneti ver, kargaşayı verme. Güveni ver, şüpheyi verme. Sevgiyi ver, korkuyu verme. Birleşmeyi ver, ayrılığı verme……Uzar gider.Ama… Aydınlığı bize farkettiren karanlığı, doğruyu öğreten yanlışı, sabrı öğreten öfkeyi, manayı farkettiren maddeyi, hazza bizi taşıyan acıyı, sukuneti öğreten kargaşayı, güveni farkettiren şüpheyi, sevgiyi farkettiren korkuyu, birleşmeye taşıyan ayrılığı… Ölüme bizi taşıyan yaşamı… Yok sayabilirmiyiz hiçbir zaman?Hep iyilikleri yüreğimiz kilitlendiği zaman istemezmiyiz zaten? Her zaman hayattan istediğimiz birşeyler vardır mutlaka. Peki bu iyilikleri istemeden önce istediğimiz yola bir adımda biz atmışmıyızdır acaba? Bilemeyiz ki güzelliklere yol almak sadece bizim elimizde. Nekadar küçük dilimlersen dilimle her şeyin iki yüzü var.(iyi ve kötü) Bunu kabullenerek yaşamak en güzeli bence yoksa hayat, hayat olmaktan çıkıyor. Çoğu beklemediğimiz biçimde, düşe kalka, evrile çevrile akıp giden hayat böyle işte! İyilikte var, kötülükte… Ölen ölüyor, ölmeyen ölmüyor; seven seviyor, sevmeyen sevmiyor. Herşey kendi mantığıyla alt üst olmuş, yuvarlanıp giderken doğanın katı çizgisini aşmak için didişip duran gülünesi insancıklarız işte. Koşuşturuyoruz şaşkınlık içinde. Halbuki kendimizi bir bırakıversek olması gerekene, farketmeye bile gerek kalmayacak kötüyü! Yanlışı yaşarken başka yanlışlara sürüklenmenin alemi yok. Evet… Bazen şartlar ve olaylar kim olduğumuzu, ne olduğumuzu, ne yaşadığımızı etkileyebiliyor farkında olmadan. Yüreğimiz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya bizim için dönmesini durdurmuyor, hayat devam ediyor…Söylemeye çalıştığım bizler de doğanın bir parçasıyız ve doğada çirkin olan birtek öğe yok zaten…Kendimizi çirkinleştirdiğimiz gibi, doğayıda çirkinleştiren yine bizleriz ve bizim olan düşüncemiz. Güzelliklerin sürüp gitmesi bizim elimizde ve beynimizde… Işığımızın hiçbirzaman sönmemesi dileğiyle…sağlıcakla kalın…
yorumlar
shaika saika? sana bunları yazdıran sebep yazının neresinde? başı gri, ortası siyah beyaz kararsız, sona yakın yeşil, sonda pembe olmuş ve evet bir sen varsındır. bir de ışık. beklenti boşadır. ışığa yaklaşırsın arkadan bakarlar. ışığa yaklaşırsın bir süre daha iyi gördüğünü düşünürsün. gölgen küçüktür. arkandakiler en az senin kadar gölgededir. sonra sen ışığa daha da yaklaşırsın, yakmaya başlar. bakarsın kör olmuşsun. görmen gerekeni görüp kör olmuşsun. arkandakiler seni karanlıkta sanar artık. gölgen onları tamamıyla kaplamıştır. oysa sen ışığın içindesindir. ışığı anlarsın artık aydınlattıklarından yansıyan yalanı değil. gölgedekilerse gölgede kalacaktır. doğada her şeyin cevabı mevcuttur. bizim muhattabımız odur. ne var ki o bizi muhattap almaz. tek gidişlik bilettir elimizdeki. platonik mevkiden başka yer bulamazsın. tanrı bizi sevdiğini ne zaman itiraf etmiştir? biz onun sevgisi değilsek eğer. hı shaika? where is saika?diye yazınca beğenmediğimi düşünebilirsin diye söyleyeyim: yazıyı beğenmemiş olsam yorumlamazdım.
🙂 bu yazıyı gece dörtte kaymış bi şekilde yazdım @ soulinlimbo yatakta birden uyku tutmadı beni. hayattan hep bişeler isteyen ve isteği için kılını bile kıpırdatmayan insanları düşündüm buna bende dahilim arada, uyku tutmuyo bişeyler zırvalayayım bari dedim. Nedendir bilmem ama sizlerle paylaşmak hoşuma gidiyor duygularım. İnanırmısın:) o saatte canımdan bile çok sevdiğim bi arkadaşım netteydi ben karmakaraşığım bi yazı yazdım ve zırvaladım durdum ne yazdığımı ben bile anlamıyorum beynim davul gibi ve ne başlık koyacağımı bile bilmiyorum dedim:):):)… Şimdi neye güüyorsun diyeceksin, ortaya çıkan şeye gülüyorum arkadaşım…:):):) geceden bliyordum böle olacağını nese kendine iyi bak hep iyi hep iyi olacak değil yaa iyiyi bize farkettiren kötüyü yok sayamıyoruz ki iştee:D:D:D bak iyi yönünden bakalım yazdığım şeyin farkına varabildim en azından…:) sağlıcakla kal yorumun için teşekkürler.
senin yazıda yatağında dönüp durmuş bir hal varsa benim yorumum da yatağa hiç uğramamış bir haldedir. yani onu eklemeyi unutmuşum. kaymış yazıya kaymış yorum! bundan daha iyi, daha güzel, daha doğal başka ne vardır ki? mesela itiraf edeyim, benim gönderdiğim hikayedeki uykusuz sarhoş sinek de aslen benim! sen de kal sağlıcakla.
Oluyor arada boşver okuyacağım yazını kendine iyi bak…
okuma derim ben. kendime gelince ben de okumadım (-: | 🙁
Heyyy o dost benim dimi:))Mutlu olurum doğruysa:)yazın güzel olmuş yavrum,ben beğendim açıkçası..
yes bebek sensin:D:D:D beklentiler başlığıda senden çıktı zatiii:):):) canımsın beim sen anlıyorsun beni biliyorum ben;)Burada @soulinlimbo okudum yazını ve seni anladım açıkcası. en azından karmaşık duygular içinde olduğun anlaşılıyor olsun boş boş beyin karmaşası yaşayacağına diline geleni yazıya dökmek, paylaşmak en güzelii şimdi o yazdıkların hakkında en ufak bir düşünce kaldımı beyninde? bence hayır:) ben mesela şuanda kendimi tatmin etmiş durumdayım çünkü osırada neyi anlatmaya çalıştığımı biliyorum bana yetiyor açıkcasıı:) nese kendine çok iyi bak başka yerde başka yazılarda karşılaşmak dileğiylee…Buarada hızımı alamıyorum mutluyum bugün güneyimmm tabi dostumsun benimmm herşeyimsin hemdee seni sevmek için elle tutulur bi neden göremiyorum buna bağlı olarakta seni sahiden seviyorum canım dostum beniimmm:) zıvanadan çıktım gene biliyorum ve enter’ a basıyorum çawww…:)
Allaaaah kanım kaynadı valla:)meleeeeek ben de seni çok seviyorum,biricik dostum benim.bitanesin sennnn
yalnızlık ve beklentiler insanı cok yoruyor…guzel bir yazı, icimi ısıttı…ben de dusunmekten yoruldugum, bosa koyup dolduramadıgım, doluyo koyup sıgdıramadıgım zamanlarda yazıyorum. Sanki beyaz sayfa siyah olan herseyi biraz da olsa gri yapabiliyo…
Selam Arkadaşlar,Valla daha okurken modunuza girdim. Demek ki herkesde bu nokta açık ve hassas ve belkide yaralı..Kaç günlerdir yaşadiğim uzun gelgitlerden geriye doğru baktığımda aslinda hep ağzımdan çıkanlarin veya aman o kadarını duyumsayayımda ötesi olmasada onunla mutlu olurum dediklerimin olduğunu gördüm. Aslinda isterken, beklerken yanliş istiyoruz. Sonuçta birden, hayallerimiz büyük olmalı diye geçti aklımdan. Gerçekten de öyle…Tamam kendimizi öyle bir eğitelim, öyle bir bakış açısı alalım ki, az çok herşey bizi mutlu etsin, hedefimiz bu olsun ama her zaman büyük isteyelim. Allahım bile benden çok isteyin diyor, gerisi varmı işte..Birde benim kesin öğrendiğim aslında çocukluğumdan beri zaten kendi yapımda olup tam farkındalıkla davranmadığım ama son 7-8 senedir bilinçle baktığım bir durumda “BEKLENTİSİZ OLMAK” ama gerçekten beklememek. O zaman mutlu oluyor insan ve gelen herşey süpriz gibi gözüküyor gözüne. Ve dışarıdaki insanlara baktığında aşırı duygularla veya tepkilerle bakmıyorsun. Daha nötr daha soft bakıyorsun.. Haaa bunun şöyle bir dez avantajı da var, çoğunluk bu tutumda olmadığı için bazen seni ruhsuz, soğuk gibi sıfatlarla değerlendirebiliyorlar.. Ama ben onlarada sadece tebessüm ediyorum. Çünkü sebebini biliyorum ve onlarda öyle kabulum..:)Gelelim sizin yazınızda ki yanlışlara, benim dilimdeki hatalara.. Ya ben hatalarimi seviyorum. Neden mi, manyak falan değilim yani (gerçi azda olsa varda..), o hatalarin hepsi beni büyütmek için var, onlar olmasa nasıl doğruyu görecektim veya nasıl bakışım gelişecek ve ufkum açılacaktı ki.. Ve eminim ben o hatalari yapmasaydim ileride daha büyüklerini yapardim. Tabi burda en önemli şey, bunları fark edebilmek ve kabullenebilmek özelliğine sahip olabilmek.. Bana verilen bu görüş içinde hep şükrediyorum..Yanlış doğru nedir diye girersek batarız valla arkadaşlar, ne sonu var, ne kuralı var. Kurallar genele uyuyor, genel için var ama herkes yaşadığını biliyor, kimsede bunu anlayamıyor ama genele insanlari mahkum ediyor işte.Gördüğünüz gibi benim kafada karmakarışık işte..Bilmem konuyla ne kadar yakınlaştım ama bunları paylaşmak istedim. Sevgiyle kalın…
Ben de hatalarimla yanlışlarımla ben oldum…O zaman ben olmaz sen olurdum…Ama büyümedim ki ben bu hatalarla, yine devam ediyorum, yine acı çekiyorum, yine labirentlerde çıkış yolları bulamadan dönüp duruyorum, sanki salyangozun kabuğundaki çizgilerde yürüyorum ve heeep dönüyorum…Olmuyor, büyümüyorum, bir yanım hep cocuk…Hatalar da büyütmedi beni…Ben sanırım daha karısıgım…biri çözsün lütfen…
@hypatia çok güzel bir yaklaşımda bulunmussun bence… Hatalara sözümüz yok zaten. Hatalar yoktur dersler vardır demeliyiz herzaman… Yani sölediğin gibi yapılan hatalardanda bir pay çıkarmasını bilmek önemli bir yaşayış tarzı diye düşünüyorum…@mosaicus 🙂 sana ne diyebilirim ki iflah olmaz bir adamım diyorsun kısaca herhalde:) Olsun daha tamamlayamadığın şeyler var ki hala hata yapıyorsun eminim sende birgün doğruları görebileceksin bukadar umutsuz bakma. Vee unutma seni biz çözemeyiz, seni çözmek yine senin elinde…:)Arkadaşlar yazımı beğenmenize sevindim çok büyütülecek bişe yok ayrıca gecenin köründe uyku tutmamış bir halde fütursuzca yazılmış bir yazı sadece yinede tekrardan teşekkürler:) Kalın sağlıcakla…
Tşk ederim ilgin için…”Çözsün” derken elbette ki çözemezsiniz ama yazarak çözüme yol açabilirsiniz…Onu kastetmiştim sadece:( Peki insan dogruları biliyorsa, ama mantigi hep bi şekilde geri planda kalıyorsa, hep kalbinin sesini dinleyerek yaşıyorsa…Bu yanlış mı? İşte buna çözüm bulalım…
@mosaicus bence herşey bizim elimizde.inan bana herşeyi beynimizle yapıyoruz yani.Ben bunu çözene kadar neler çektim.Ama şahikanın da dediği gibi bence de herşey senin elinde…
Kendimi çok zayıf biri görünümüne mi soktum?…Hayır aslında o kadar güçlü, o kadar sabırlıyım ki…Sadece bu gücü kontrol edemiyorum…Herşey elimde evet, sürekli kıpırdıyor ve tutamıyorum onu…Beni yoran bu, beynimi alt etmeye çalışmak…Merak etmeyin şizofren filan değilim:) Sanki savruluyorum bir rüzgarda, mutlu olmaya çalışırken mutsuz ediyorum kendimi…bu ikilik zor işte…İyiyim ben…ya da iyileşicem:))
Tekrar Selam Arkadaşlar,Teşekkür ederim nacizane yorumumu beğendiğiniz için… Yazmak zor aslında, yorum yapmak kolayda, oturup bir yazı yazmak gerçekten zor, bende ufak ufak yorumlarla başlayayım dedim. Evet sevgili @shaika yazın güzel ve içinde bulunduğumuz anın gereklerinden, ellerine sağlık. Ve sen sevgili @mosaicus aslında sen zaten kendinin farkındasın. Bizim fazla birşey yapmamıza gerek yok ve yapmamalıyız da zaten. Çünkü sana akıl vermek kimseye düşmez, olsa olsa bilgiyi paylaşırken birbirimizden duyduklarımızdan kafamızda ışıklar yanar ve aaa evet bak bu diyerek farkındalığımız ortaya çıkabilir. Duygusal insan olmak zor be @mosaicus… Allah yardımcın olsun.. Ama hatalarının farkında olduğuna göre en azından sonuçlarını görebilir ve bir daha aynı duruma düşmemek için onu tekrarlamassın, sanırım öylesindir de… Çünkü ben hep öyle yaptım, yaptıklarımı farkedip, nereye götürdüğünü görüp, önümdeki yola şekil verdim. Ama sen hassas ve ince eleyen birisin heralde o kadar savrulduğuna göre. Bazı durumlarda bende öyle oluyorum açıkçası. Gerçi ondan zevk alıp, yaşadığımız o duygudan sevinç duyuyorsak problem yok ama yiyip bitiriyorsa işte o berbat valla. Birde aslında değer mi demek lazım.. Maalesef ben bu güne kadar değecek birine rastlayamadım, keşke rastlasam. Evet değer mi sence arkadaşım ??
İnsan anı yaşarken onun neye değip değmeyeceğini anlamıyor, göremiyor..herşey bitiyor ancak o zaman…Ama teşekkür ederim @hypatia onca satır bana değer verdiğini göstermiş…iyiyim ben:) merak edilmek güzel…
Kendini çok zorlama, en guzel şeyler onları en az beklediginde olur.
haklısın@hypatia sonuna kadar katılıyorum sana bazen hayattan bişeler istemekle değilde hayatın getirdikleriyle yetinmek lazım.işte ozaman mutlu olmayı öğreneceğiz demektir.Mesela benden bir örnek; eskiden çıtayı nekadar yüksek tutarsam hedefime okadar yaklaşabilirim derdim ama artık öle dertlerim yok hayatın bana sunduklarıyla yaşamaya çalışıyorum. Nekadar umutsuz bakarsan hayattada onu yaşıyorsun.Hayata ne verirsek hayattanda onu alıyoruz yani farkında olmadan, sora yine başlıyor isyanlar, haykırışlar heder olmanın alemi yok die düşünüyorum…@mosaicuz sevindim arkadaşım çokta vahim durumda değilmissin:) zaten boşver ufak pürüzleri, sağlıklıysan sorun yok belki yarın kafamıza bir tuğla düşecek ve gebereceğiz mutlu ölmek varken kendimizi yiyip bitirmek ne diye die düşünüyorum…Sağlıcakla kalın…
Buarada @zez cim konuşmama gerek kalmamış:) yeni gördüm yorumunu:) sanada teşekkürler…
Tşk ederim çok, söyleyemediklerimden bunca yorumu çıkaran sizlere tşk ederim…Anlaşılamadığımı düşündüğüm çok zaman oldu ya da öyle hissettiğim…Beni anlıyo olmanız ne müthiş!!Carpe diem deyip günü yaşayalım o zaman…Olmaz mı?