UCL (university college of london) ve MIT (massachusettes institute of technology) elektronik departmanlarındaki bir grup öğretim görevlisi internette dokunmayı mümkün kılmışlar. nasıl peki? detayları buradanalabilirsiniz.
kısaca anlatmakta da fayda var. okyanusun iki ucundaki iki kullanıcı, geniş bant (ki bu genişlik ile ilgili bilgi verilmemiş) internet bağlantısı üzerinde 3D bir simülasyon ekranındaki bir kutuyu, birisi sol diğeri de sağ tarafından tutarak taşımış. buradaki önemli nokta bu taşıma işi sırasında kullanılan phantom isimli mouse/pointer benzeri cihazın, taşıma sırasında oluşan hareketleri ürettiği yüksek frekanslı küçük vuruşlarla birbirlerine iletmeyi başarması. yani hissiyat dediğimiz hadiseyi bu aletler aktarıyor. burda da onu satan firma var, fakat direkt satış yapıyorlar bilginiz olsun :))
belirtilen bir diğer nokta ise eğer internet üzerindeki gecikme, beyin ve organlar arasındaki gibi 30ms civarına inecek olursa bu hareketlerin normale yakın hale gelebileceği.
bundan sonra, el sıkışmayı nasıl yapacaklarını planlıyorlarmış. bu teknoloji ülkemize geldikten sonra, biz de onu kullanarak birbirini döven, öldüren ilk insanlar olarak sanırım bir başka blogun konusu olabiliriz. tabi bu arada hadisenin sanal seks olayına kazandıracağı boyutta dikkatle incelenmeli.
yorumlar
bu… bu… müthiş. olasılıkları düşünsenize. hele hele üretim, sanayii, tıbbî müdahaleler, cybersex açısından
niyeyse artık teknolojiden kusasım geldi dunyaca çok fazla bilişiyoruz gibime geliyor artık. yannız adamlar süper şeyler yapmış ayrıntıları çok ince düşünmüş. ama ben bööle bi dunya istemiyorum döveceksem yumrugumu konusturmak isterim şahsen 😉
abi benim, yazılımdan da, teknolojiden de. Tekrar insan olmak istiyom ben 🙂 Dokunacaksam, seviseceksem de olmasın arada klavye, maus mümkünse be :))
tabii bu bi düşünce sadece. Yoksa, Tamil’in dediği gibi, millet olarak suyunu çıkarıp, tuvalete de bu yolla gitmemiz yakındır.