Yıllar geçer, çekip gidemediğiniz şarkılar vardır; çekip gidemediğiniz anılar vardır…Yıllar geçer, bir ses içinizi yakar…Hani yıllar geçmişti. Yıllardır görmediğin hatta izini kaybettiğin, ortak arkdaşlarınla dahi bağların çoktan çoktan kopmuştur. Belki o seni hiç hatırlamıyordur. Adını hatırlamıyordur. Sen de büyülü olan şimdi onda mazi dahi değildir.
Değişmez, niye biliyor musun? Sen o şarkıyı dinlemeyi seversin. O şarkının içini yakmasını çok seversin. Kimse bilmese de, kimse hatırlamasa da kimse için bir anlamı olmasa da; yıllar geçmişken, bir şarkı çalar, bir yerlere giderim.
Nereye, niye giderim, kimse bilmez. Kimsenin bilmesi de gerekmez. Benim için güzeldi ve hatırlamayı seviyorum kimi zaman…Hiç hatırlanmamak söz konusu olsa da umrumda değil, ben yaşadım; benimdi anılarım. Bu dünyada benim yaşadığım anılarımdı, bana aitti. Hatta o zaman on yıl geçecek ve ben sadece bir ayı bir ömür hatırlayacağımı düşünmemiştim elbette.Bir tatile çıkmıştım. Bir haftalık tatil bir ay olmuştu. Param da azalmıştı. Tatilden geri dönmek istemediğim için ne yapacağımı bilmezken, ben tatildeyken o mekanda tatile giden başka birinin yerine bakıp bakamayacağım soruldu.Tabii ki, evet dedim.(Bu arada annemleri bir ay boyunca çok az aramışım farkında değilim.) O mekanda bir müzik grubu albüm parçalarını prova yapıyorlardı, sonrasında ben de mırıldanmaya sonra onlardan biriymiş gibi söylemeye başladım. Öyle güzeldi ki, herşey bakışlarla yürüyordu.Prova ortasında şarkı devam ederken ne denilmek istenirse istensin, gözlerle anlatılıyordu ve hiç de konsantrasyon bozulmuyordu.Her günüm onlarla geçiyordu ama dönecektim. O şehir benim şehrim değildi.Şimdi aklıma bakışlar geliyor, hoşlanmalar, şarkılar, hala söylediğim şarkılar geliyor… Yıllar sonra sırf içimi acıtsın ve zaman tünelinden bir yerlere uçup gideyim diye Metin Kemal Kahramandan, ‘Deniz Koydum Adına’ parçasını cayır cayır dinliyorum keyifle…Ne de olsa benim zaman yolculuğum, ister acı çeker ister keyif alırım… Bilirsiniz, yalnız iki şey sizi hiçbirşeyin olmadığı gibi sizi dan diye hemencecik o ana götürür. Birincisi koku, ikincisi şarkı. Değişmez.Sokaktan biri geçer. Yanınızda arkadaşınız birşey anlatıyordur, burnunuza birden bir koku gelir, kohrolasıca bir koku: Sanki dünyada başka parfüm kalmadı. Artık arkadaşınız anlatsa ne yazar?
Kaç yıl, kaç yıl geçerse geçsin, zaman tünelinin başkahramanları: koku ve şarkı…Üzerinden ne kadar zamanın geçtiğine aldırmadan koparıp alır seni, kendini başka bir alemde buluverirsin. Sen o ana gitmek istiyor musun, mühim değil, duyduğun an; bittin! Zaman tüneli çalıştı…
Deniz koydum adını, Kederi bende kaldı, uzak köyler kurdum birbirine, Denizine aldandım…