özel bi nedeni yok.sevemedim şebnem ferahı,keza teomanı,özlem tekini..şebek gibi geliolar bana,samimiyetsiz.şarkı sözleri liseli kızların yazdığı şiirlerden daha derin gelmiyor.müziklerse hep birbirinin aynısı gibi,az pink floyd üzeri az marjinal söz yazarım iki elektro gitar attırdım mı iş tamam mantığıyla yapılmış,oldukça özensizyahu..bana ne?ben kanat atkaya mıyım?hayır?izzet öz?hayır?peki rıza silahlıpoda?asla!asla!
tam bugün ben de aynen böyle düşündüm :)”doğal olmaya çalışırken mesafeli ve sahte sözler dedim kendime teoman’ın şu çizgili klibini seyrederken. keza şebnem ferah’ın klip şarkısı da aynı. özel bir garezim yok ancak son dönemde fazla kastılar kendilerini doğal olacaz diye sanki. mesela teoman ucunu kaçırdı bence olayın….halbuki 17 albümünün sözleri müthişti. tam olarak şarkı sözüydüler. feridun bey’de de öyle bir durum vardı. gerçi son albümü dinlemedim bir şey diyemiyeceğim.”diye de düşüdnüm.
samimi olan, liseli kızların yazdığı gibi olmayan şarkı sözlerinden örnek verebilir misin ?
Bir de hangi liseli kızlar bu tip şarkılar yazabiliyor,
hangi liseli kızın kalbi”çocukken sahip olduğum kırmızı rugan ayakkabılaronlar da senin gibi çok tatlıydılarama canımı yakardılar, acıtırdılar” gibi derinden bir parçalanmanın dışavurumunu bu içtenlik ve düzgünlükle bir şerbet gibi akıtabiliyor ?
Hangi lisede okuduğunu bilemem ama ben okuduğum liseyi biliyorum, yaşadıklarımı, liseli kızların yaşadıklarını da biliyorum ve bunların yakınından dahi geçecek kızları da ancak çok dikkatli yüreklerin gözuçlarıyla seçebildiklerini hatırlıyorum.Aynı kovaya koyduğun teoman ve özlem tekin kendi bacağından asılabilir, içtenlik içermeyen parçaları olabilir.Ama mesela Özlem Tekin – Bu kalp ağırdır için “içten” değil diyen kürekle kovalanmayı haketmektedir kanaatimce.Pinkfloyd’dan sonra herşey boş geliyor gibi bir leylek misali üstten bakma sezinledim, haksız sayılmazsın ama görecelendirdiğin nokta çok kutsal bir yer lâkin oradan bile bakıldığında bana sorarsan son albümde farklı olan birşeyler var.Anladığım kadarı ile kafanda yerleşmiş bir önyargı var belki doğru zamanda ve doğru mekanda sağlam kafa ile dinlediğinde kendi dilinde kendi kanından bir kadının yaptığı müzikte tutunmak için çok taze bir dal bulman hiçte zor olmayacak.
neden biri “şunu sevmiyorum” dediğinde sanki bu bir önyargıymış gibi anlaşılır?bu da bir önyargı değil midir?sorular çok havada zira cevapladığımı sanıyorumben “derinden bir parçalanma” göremiyorum.. “kıçına tüy takmak seni tavuk yapmaz” diye güzel bir söz vardır..hangi liseli kızlar diyorsanız hey girl alıp ilhan mansıza şiir yazan ergenlerin şiirlerinde de aynı “derindeeen” parçalanmayı görebilirsiniz.samimiyet arayışı içine girersek sonuçta herşeyde samimiyetsizlik buluruz kanaatimce,önemli olan samimiyetsizliğin karşımıza çıktığı an onu isimlendirebilmektir.bu durumda örnek vermiyorum..ancak şunu eklemek durumdayım ki..saydığım isimleri sevmiyorum ama dinleyenleri de kuş beyinli adletmiyorum.sessiz sedasız köşeme çekilip uyuz oluyorum sadece..
“doğal olmaya çalışırken mesafeli ve sahte sözler” bunlara ilave olarak bi de “samimiyetsiz” dersem süper olur 🙂 hatta bu listeye feridun düzağacı da ekledim.
Biri sadece “şunu sevmiyorum” derse önyargı ile yaklaştığı düşünülebilir.
Bir diğeri “şunu sevmiyorum” dedikten sonra açıklamalar yaparsa önyargı ile yaklaşmadığı düşünülmeyebilir.
Soruların çoğuna cevap vermemişsin yine. Ama böyle mızıkçılık yaparsan olmaz ki ?
Galatasaray’ı beğenmiyorum diyorsan ya da ben Freud’a katılmıyorum dersen önünde saygıyla eğilinebilir ama Galatasaray kötü ya da Freud’u da sevmiyorum dersen iyisini ve sevdiğini de açıklaman beklenir senden ki karşındaki de karar versin.
Neyee ?
Seni vuracağı silahın büyüklüğüne
ya da
fikirlerini mis gibi kokan çiçeklerle süsleyip süslemeyeceğine …
Sessiz sedasız köşenizden sizi alıkoyacağız ama merak işte, hafif burası 🙂
şu güzel sanatlar dekanı mıdır nedir, şöhretli bir sosyolog var, küçümsemek için değil, hatırlayamadığım için adını yazamadım, işte o söylüyordu geçenlerde popüler kültür ekinde, ‘mesele samimiyetsizlikte’ falan babında…ulan tamam samimi olalım da, nasıl olalım? kim samimidir, kim değildir, ne samimidir, ne değildir? aldık mı başımıza belayı? hadi bakalım. bi de herşeyi beğenmenin sudaki manda hazzı ile, hiç bir şeyi beğenmemenin kabızlığı meselesi de konuşulmalı bi ara site ahalisince, yararlı olur. ha, bu arada teoman’ın bazı şarkılarını seviyorum. kılı var, tüyü var diye herife çamur atacak halim yok. ayrıca bikaç röportajını okudum, ‘meseleli’ çocuk allah için.. beybi burada mı?
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Avukatı değilim, savunmayacağım da, merak ettim.
~ ice cold american jokeZ ~
özel bi nedeni yok.sevemedim şebnem ferahı,keza teomanı,özlem tekini..şebek gibi geliolar bana,samimiyetsiz.şarkı sözleri liseli kızların yazdığı şiirlerden daha derin gelmiyor.müziklerse hep birbirinin aynısı gibi,az pink floyd üzeri az marjinal söz yazarım iki elektro gitar attırdım mı iş tamam mantığıyla yapılmış,oldukça özensizyahu..bana ne?ben kanat atkaya mıyım?hayır?izzet öz?hayır?peki rıza silahlıpoda?asla!asla!
acil şifalar diliyorum.
tam bugün ben de aynen böyle düşündüm :)”doğal olmaya çalışırken mesafeli ve sahte sözler dedim kendime teoman’ın şu çizgili klibini seyrederken. keza şebnem ferah’ın klip şarkısı da aynı. özel bir garezim yok ancak son dönemde fazla kastılar kendilerini doğal olacaz diye sanki. mesela teoman ucunu kaçırdı bence olayın….halbuki 17 albümünün sözleri müthişti. tam olarak şarkı sözüydüler. feridun bey’de de öyle bir durum vardı. gerçi son albümü dinlemedim bir şey diyemiyeceğim.”diye de düşüdnüm.
Hangi lisede okuduğunu bilemem ama ben okuduğum liseyi biliyorum, yaşadıklarımı, liseli kızların yaşadıklarını da biliyorum ve bunların yakınından dahi geçecek kızları da ancak çok dikkatli yüreklerin gözuçlarıyla seçebildiklerini hatırlıyorum.Aynı kovaya koyduğun teoman ve özlem tekin kendi bacağından asılabilir, içtenlik içermeyen parçaları olabilir.Ama mesela Özlem Tekin – Bu kalp ağırdır için “içten” değil diyen kürekle kovalanmayı haketmektedir kanaatimce.Pinkfloyd’dan sonra herşey boş geliyor gibi bir leylek misali üstten bakma sezinledim, haksız sayılmazsın ama görecelendirdiğin nokta çok kutsal bir yer lâkin oradan bile bakıldığında bana sorarsan son albümde farklı olan birşeyler var.Anladığım kadarı ile kafanda yerleşmiş bir önyargı var belki doğru zamanda ve doğru mekanda sağlam kafa ile dinlediğinde kendi dilinde kendi kanından bir kadının yaptığı müzikte tutunmak için çok taze bir dal bulman hiçte zor olmayacak.
neden biri “şunu sevmiyorum” dediğinde sanki bu bir önyargıymış gibi anlaşılır?bu da bir önyargı değil midir?sorular çok havada zira cevapladığımı sanıyorumben “derinden bir parçalanma” göremiyorum.. “kıçına tüy takmak seni tavuk yapmaz” diye güzel bir söz vardır..hangi liseli kızlar diyorsanız hey girl alıp ilhan mansıza şiir yazan ergenlerin şiirlerinde de aynı “derindeeen” parçalanmayı görebilirsiniz.samimiyet arayışı içine girersek sonuçta herşeyde samimiyetsizlik buluruz kanaatimce,önemli olan samimiyetsizliğin karşımıza çıktığı an onu isimlendirebilmektir.bu durumda örnek vermiyorum..ancak şunu eklemek durumdayım ki..saydığım isimleri sevmiyorum ama dinleyenleri de kuş beyinli adletmiyorum.sessiz sedasız köşeme çekilip uyuz oluyorum sadece..
“doğal olmaya çalışırken mesafeli ve sahte sözler” bunlara ilave olarak bi de “samimiyetsiz” dersem süper olur 🙂 hatta bu listeye feridun düzağacı da ekledim.
Biri sadece “şunu sevmiyorum” derse önyargı ile yaklaştığı düşünülebilir.
Bir diğeri “şunu sevmiyorum” dedikten sonra açıklamalar yaparsa önyargı ile yaklaşmadığı düşünülmeyebilir.
Soruların çoğuna cevap vermemişsin yine. Ama böyle mızıkçılık yaparsan olmaz ki ?
Galatasaray’ı beğenmiyorum diyorsan ya da ben Freud’a katılmıyorum dersen önünde saygıyla eğilinebilir ama Galatasaray kötü ya da Freud’u da sevmiyorum dersen iyisini ve sevdiğini de açıklaman beklenir senden ki karşındaki de karar versin.
Neyee ?
Seni vuracağı silahın büyüklüğüne
ya da
fikirlerini mis gibi kokan çiçeklerle süsleyip süslemeyeceğine …
Sessiz sedasız köşenizden sizi alıkoyacağız ama merak işte, hafif burası 🙂
sevişsen fikrin değişebilir..
şu güzel sanatlar dekanı mıdır nedir, şöhretli bir sosyolog var, küçümsemek için değil, hatırlayamadığım için adını yazamadım, işte o söylüyordu geçenlerde popüler kültür ekinde, ‘mesele samimiyetsizlikte’ falan babında…ulan tamam samimi olalım da, nasıl olalım? kim samimidir, kim değildir, ne samimidir, ne değildir? aldık mı başımıza belayı? hadi bakalım. bi de herşeyi beğenmenin sudaki manda hazzı ile, hiç bir şeyi beğenmemenin kabızlığı meselesi de konuşulmalı bi ara site ahalisince, yararlı olur. ha, bu arada teoman’ın bazı şarkılarını seviyorum. kılı var, tüyü var diye herife çamur atacak halim yok. ayrıca bikaç röportajını okudum, ‘meseleli’ çocuk allah için.. beybi burada mı?
ne biçim bir ahkâm bu ?