Vatikanlı keşişler, dünya kadınlar gününde; çamaşır makinasının dünyanın en önemli icadı olduğunu söylemişler.Deterjanı ko, kapağı kapat, mimozanı tak, yallah sokaa!Doğum kontrol hapından bile önemli bir buluşmuş.Hal böyle iken, şu makinaya alaka göstermem gerektiğini düşündüm. Belki de içimdeki sıkıntıyı bu alet söküp atacak..Saolsun İdris önayak oldu;“Abi, senin tüllerde baya baya kirlenmiş, yıkasak şunları “
Bugüne kadar çamaşırın envaisini yıkadım da perde yıkamak aklıma gelmemişti hiç.” iyi de ütüsü zor be idris’im” dedim.
“perde ütülenmez abi. yıka as, yıka as!”
Düşündüm mantıklı geldi..İdris, bi çırpıda tülleri indirdi.Camlar bomboş kaldı; Dehşetli bir melankoliyle bana bakıyorlar.“hangi programı seçelim abi?
“sen bilirsin idris”
“kırk dereceyi seçtim abi. biliyon mu? temiz perde kişinin iyi amellerine, kirli perde kötü amellerine delalet edermiş.”
“olm uçacam üstüne, çalıştır lan şu makinayı””kalgon kullanıyon mu abi?”
“lan olm, senin gibi dürziler yüzünden teknolojiden soğudum. kullanmıyorum n’olcak?”
Makina çalıştı; Bir yığın bez parçasının, itişip kakıştığı girdap.. her biri kendi derdine düşmüş, sokaktaki insanın hengamesi gibi.tüller, adeta genç bir kızın eteklerinin havalanması gibi savrulup duruyor..Biliyorum, bu meret az sonra daha hızlı dönecek; o, ince tiz ses törpüsü kafamı ince ince doğruyacak..Bitti.. tüller mis gibi kokuyor; Demekk ki, zehir dışarıya atılınca böyle oluyor.İdris tülleri takarken ibineliğini yaptı; pencerenin birindeki perdeyi iki ayrı kornişe takmış.. çek çek gelmiyor. makas değiştirmiş tren gibi meret. neyse düzelttik.Aklıma başka bir şey geldi,Şu makinanın, kazanı mıdır, tamburası mı ? her ne ise o.. Milletçe içine tıkılıp alt-üst olsak, zehrimizi dışarıya akıtsak nasıl olur?