“ Bir gün , bir adam geldi ve bir hayali yıktı gitti “Çocukluk hayallerimi yıkan kişi , aktör, “Alain Delon “ denilen adamdır. İtiraf ediyorum…Aktris , Natalie wood’u ilk kez “The west side story ‘de ” izleyip aşık olmuştum ,”.Bu kadınla kesin evlenmeliyim” diye kafama koyduğum da on beş yaşındaydım…O günlerde onunla ilgili her resme bakıp,her haberi okuyordum… Bu esmer,minyon kadın hakkında her şeyi en ince detayına kadar bilmem gerekiyordu… Her ne kadar bana tanımadığım bir ülke kadar uzak ve bilmediğim bir güneş kadar uzak görünse de , ona olan aşkım her geçen gün daha fazla tomurcuklanıyodu damarlarımda…Bu “minyon” kadının ,saydam ve billur gülüşü içime odaklanıyordu adeta…Zümrüt gözlü,bol kirpikli kadınımı “Alain Delon’a” kaptırdığım gün ılık ve tatlı bir rüyadan uyanmıştım sanki…İçime doğuşu da batışı da çok ani olmuştu….Romy Schneider , “ Sissi “ filmiyle kalbimi çalmıştı…Ya bu sarışın , yeşil gözlü kadınla , ya da , ona benzeyen biriyle yaşamalıydım…Bana , “Natalie’yi ” unutturacak tek kadın işte oradaydı…Yeni bir hayat aydınlığı yeni bir ışık doğuvermişti içime…Romy’e aşık olduğumda on yedisindeydim…Bildiğim bütün yolları kapatan ”zalim” adam,burda da karşıma çıktı ve “Romy’nin ” de katili oldu…Zaman zaman bu boğulmuş gençlik duygularının esiri olabiliyor insan…Galiba en önemlisi de bir türlü “ Zamanın ve yaşamak istediklerimizin gerçek sahibi olamıyoruz… Hayat ne yazık ki çok fazla şey vaad etmiyor bize…Her ne olursa olsun ” Alain Delon’u” sevmiyorum!…