İşten 9da çıktım, yeni yıl yada eski yılın son günü işte. herkes bir plan program içinde. Ben ne yapacağımı bilmez bir vaziyette, yorgun vede argındım. Yahu benim hatırladığım yılbaşlarının hepsinde de erken bir vakitte uykum gelir benim. Hani sabahlara kadar oturan gece kuşu ben yıl başı yada o son gün gelince gözümden uyku akıyor. Sanki bir gün = bir yıl ve ben saat 12 olmadan danalar gibi esnmeye başlıyorum. Eh çevremdeki aktivasyon insanlarıda yeni yıl geliyor hadi eğlenelim içelim sıçalım diyor. Bide bu da ilginç normal zamanlarda sünger gibi içebilirken yeni yılda yada yılın son gününde içemiyorum. Bünye redediyor içkiyi.
Her neyse efenim,yine bu yılda aynı şeyler tekrar etti. Kardeşime gittim yeni yılı kutlayalım diye, uykum var, içkiler açılmış millet içiyor, ben bir bira aldım geçtim bir köşeye. Bira içip muhabbet derken uykum geldi. Gittim içeri yattım daha 12 bile olmadan. Yarı uykul halde içeriden 5 4 3 2 1 seslerini duydum. Aha şimdide beni uyandırmaya geliyorlar diye beklerken, içeriye iki kişi, arkalarında bir süper market arabası, içinde kardeşimin ev arkadaşı, onun arkasında da iki kişi, noel baba ve ren geyikleri kıvamında daldılar içeri. Uyku sersemi rüya falan mı görüyorum derken, yılbaşı kutlamaları, tebrikler falan filan. Baya komikti bu manzara işte.
yorumlar
çarşamba bütün gün yoldaydım. niçin?sevdiğim, sevdiğimin sevdiği, sevdiğimi seven ve konuya maydanoz kişi tarafından yeni yıla girmek için.yeni yıla girerken ise yanımda daha önce hiç tanımadığım, muhtemelen tekrar görme şansımın olmadığı, görsem de tanımayacağım 3 kişiyle beraberdik. bir elimde pasta(en kremalısından ki hiç sevmem) bir diğerinde de efes pilsen.6 ya kadar beklemek zorunda kaldım uyuyabilmek için. yatacağım yer salondu ve malum nedenden dolayı doluydu.saat 10 da kırık çekyatın artık beni üzerinde taşımaktan vazgeçmesiyle kendimi yerde bularak uyandım. giyindim ve dönüş için yola çıktım.ve yeni yılın ilk gününü de yolda geçirdim. yanımda oturan hatun yolun yarısını kıçını devirip uyuyarak ve kalan yarısını da kıçının posizyonunu bozmadan dışarısını izleyerek geçirmeyi tercih edince ben de kıçıyla alakadar olmak zorunda kaldım. neyseki güzel bir kıçı vardı da sıkılmadım fazla.Aslında önümdeki garip saçlı beyden de bahsetmek gerek ama bir ara hafif üyesi olduğundan kıllandığım için es geçiyorum.
“5 4 3 2 1 seslerini duydum”en anlamadığım mesele de budur..