Kafama bi soru hep takılıyor. Acaba üremeli miyiz, yoksa ürememeli miyiz?

İnsanoğlu’nun olayı nedir: doğmak, büyümek, serpilmek, üremek, ölmek. Sadece bu değil tamam, ben bu kısmını sorgulayacağım. Deniliyor ki pek çok inançta, biz burada sınanıyormuşuz. Eyvallah, sınalım, dediğimiz birşey yok. Benim kafama takılan soru, madem sınanıyoruz, niye “üreyeceğiz de üreyeceğiz” diye tutturuyoruz. Şimdi bi tane öbür dünya var, hepimiz sonunda oraya gideceğiz, ama hala ortalığa aman bizden birşeyler kalsın diye tohum saçıp duruyoruz? Madem öbür tarafta bi ölümsüzlük söz konusu, bu kadar yaşama tutunmaya çalışma çabamızın nedeni ne? Madem deneniyoruz, bi güvensizlik söz konusu, e peki elmayı da yedik, cennetten atıldık, demek ki doğuştan defolu çıktık. Aman n’olur kızmayın, inanım aklıma gelen ve gerçekten hiçbir şekilde fesatlık içermeyen sorular bunlar. Bu bizim bencilliğimiz mi, yoksa Darwin’in dediği gibi üstün insana mı ulaşmaya çalışıyoruz. Hadi diyelim ulaştık, bundan bize ne? Ben vampir olmak istiyorum mesela, bu ölümsüzlük çabamın sebebi ne? Ben bir çocuk doğuracağım diyelim, bileceğim ki sınanacak, hele bir de benim hatalarım yüzünden yanlış şeylere inanma ihtimali olacak, aha sonunda tam ölümsüz olacak ve belki de cezalandırılacak. Bana çok zor geliyor bu, gerçekten. Ya da yokmuş öyle bişey, ölümsüzlük nesilden nesile genleri aktarıp, mükemmele ulaşmakmış. Kadınlar zaten seçiyorlarmış eşlerini, en iyisini karınlarında taşımak için. Erkekler de paso ortalığa tohum saçıyormuş, ya tutarsa misali. Böyle bir dünya ise eğer, üremeye değer. Üff ya da bilmiyorum, öylesine sorular soruyorum…