Türkiye’nin Irak petrollerinden 1955’ten beri almadığı payı tahsile yönelik formüller araştırılıyor
07/01/2003 (245 defa okundu)
RADİKAL – ANKARA – Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın önceki gün Hürriyet’e yaptığı
“Musul ve Kerkük petrollerinde anlaşmalardan doğan haklarımızı inceletiyoruz” açıklaması, bu yönde bir araştırmanın devlete iletildiğini ortaya çıkardı. Araştırma, emekli büyükelçi ve Radikal yazarı Gündüz Aktan’a ait. Yakış, dün Meclis Dışişleri Komisyonu’nu bilgilendirdiği toplantıda, “Musul-Kerkük konusunda Gündüz Aktan’ın bir çalışması var.
Onun üzerinde duruyoruz” dedi.
Araştırma, sorunun yalnızca Musul ve Kerkük değil, bütünüyle Irak petrollerini kapsadığı iddiasında. İddia, 14 Mart 1925 tarihli bir imtiyaz sözleşmesine dayandırılıyor. Dışişleri ve Hazine bakanlıklarının elindeki
araştırmaya göre, Türkiye’nin Irak petrolleri gelirinden 1955’e dek aldığı yüzde 10’luk pay, o tarihten beri ödenmemiş. Araştırma, bu payı bugünkü petrol piyasası koşullarında hesap edip tahsil etmenin güç olacağı, ama Musul, Kerkük ya da bir başka bölgeden Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verilecek işletme ruhsatı ya da hisseyle çözüm sağlanabileceği sonucuna varıyor. Araştırma özetle şöyle:
5 Haziran 1926 anlaşmasıyla Türkiye’nin Musul’u bırakması karşılığında 25 yıl süreyle Irak petrollerinin yıllık gelirinden yüzde 10’unun Türkiye’ye ödenmesi kararlaştırılmıştır (madde 14). Irak, 13 yıl altın sterling olarak ödemeleri yapmış, 12 yıllık borcu kalmıştır. Türkiye’nin alacağı 1986’ya ka-dar bütçelerde gösterilmiş;
Irak’ın talebi üzerine, hakkımızdan vazgeçmeden, bütçelerden çıkarılmıştır. Alacağın mahiyetini anlamak için, ismini ‘Turkish Petroleum Company’ olarak muhafaza eden İngiliz şirketiyle Irak arasında yapılan 14 Mart 1925 tarihli imtiyaz sözleşmesine bakmak gerekecek.
Sözleşmeye göre, Türkiye Musul ve Kerkük değil, tüm Irak petrollerinin gelirinin yüzde 10’unu alacak (madde 3). Gelir sadece petrol değil, nafta, doğalgaz ve petro-kimya ürünlerini de kapsayacak (madde 1). Bu şirketin dışında ihaleye girip üretim hakkı alan diğer şirketlerin gelirleriyle (madde 6), bu şirketin kurduğu yan şirketlerin gelirleri de aynı uygulamaya tabi olacak (madde 33).
Türkiye’ye ödenecek gelir, ‘royalty’ denen ve şirketin ton başına Irak’a ödeyeceği maktu bir meblağın yüzde 10’udur. Irak’ın borcunu TPAO uzman ve hukukçuları hesaplayabilir. Ancak bu hesap, son ödemenin yapıldığı 1955’i izleyen yıllara göre yapılamaz. 1972’deki millileştirme, 1974 ve 1980’deki petrol fiyat artışları ile petro-kimya ve gübre sanayiinin artan üretimi başlangıç şartlarını tamamen değiştirmiş ve Türkiye’nin alacaklarını büyük meblağlara ulaştırmıştır.
Irak’ın petrol geliriyle ödemek zorunda olduğu borçlar 150 milyar dolar civarındadır. Ayrıca savaş sonu yeniden inşa faaliyeti için de bu gelir kullanılacaktır. Belki ABD bile harekâtın maliyetini petrol gelirinden almak isteyecektir. Bu durumda alacaklara karşılık olarak, Azerbaycan’da yapıldığı gibi, TPAO’ya yeterli petrol arama alanları tahsis edilmesi yönüne gidilebilir. Böyle bir tahsisin Musul ve Kerkük civarında olması daha makul olacaktır.
ama dün kardeşim bu konuda bana bir ahkam kesmişti. Evet %10’luk bir mesele karşılığı musuldan vazgeçilmiş ancak, daha sonra bilmem kaç milyon pound karşılığı bu haktanda vazgeçilmiş.
bende duymustum. ingiltere o petrole karsilik para odemis, turkiye de tum haklarindan vazgecmis. ama yukardakini okuduktan sonra olay daha da mi derin diye dusunmuyo deilim.
“tabi irak’a girelim hakkimizi allalim” diye gaza getirme olayi da olabilir
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Türkiye Irak’tan alacaklı mı?
Türkiye’nin Irak petrollerinden 1955’ten beri almadığı payı tahsile yönelik formüller araştırılıyor
07/01/2003 (245 defa okundu)
RADİKAL – ANKARA – Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın önceki gün Hürriyet’e yaptığı
“Musul ve Kerkük petrollerinde anlaşmalardan doğan haklarımızı inceletiyoruz” açıklaması, bu yönde bir araştırmanın devlete iletildiğini ortaya çıkardı. Araştırma, emekli büyükelçi ve Radikal yazarı Gündüz Aktan’a ait. Yakış, dün Meclis Dışişleri Komisyonu’nu bilgilendirdiği toplantıda, “Musul-Kerkük konusunda Gündüz Aktan’ın bir çalışması var.
Onun üzerinde duruyoruz” dedi.
Araştırma, sorunun yalnızca Musul ve Kerkük değil, bütünüyle Irak petrollerini kapsadığı iddiasında. İddia, 14 Mart 1925 tarihli bir imtiyaz sözleşmesine dayandırılıyor. Dışişleri ve Hazine bakanlıklarının elindeki
araştırmaya göre, Türkiye’nin Irak petrolleri gelirinden 1955’e dek aldığı yüzde 10’luk pay, o tarihten beri ödenmemiş. Araştırma, bu payı bugünkü petrol piyasası koşullarında hesap edip tahsil etmenin güç olacağı, ama Musul, Kerkük ya da bir başka bölgeden Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) verilecek işletme ruhsatı ya da hisseyle çözüm sağlanabileceği sonucuna varıyor. Araştırma özetle şöyle:
5 Haziran 1926 anlaşmasıyla Türkiye’nin Musul’u bırakması karşılığında 25 yıl süreyle Irak petrollerinin yıllık gelirinden yüzde 10’unun Türkiye’ye ödenmesi kararlaştırılmıştır (madde 14). Irak, 13 yıl altın sterling olarak ödemeleri yapmış, 12 yıllık borcu kalmıştır. Türkiye’nin alacağı 1986’ya ka-dar bütçelerde gösterilmiş;
Irak’ın talebi üzerine, hakkımızdan vazgeçmeden, bütçelerden çıkarılmıştır. Alacağın mahiyetini anlamak için, ismini ‘Turkish Petroleum Company’ olarak muhafaza eden İngiliz şirketiyle Irak arasında yapılan 14 Mart 1925 tarihli imtiyaz sözleşmesine bakmak gerekecek.
Sözleşmeye göre, Türkiye Musul ve Kerkük değil, tüm Irak petrollerinin gelirinin yüzde 10’unu alacak (madde 3). Gelir sadece petrol değil, nafta, doğalgaz ve petro-kimya ürünlerini de kapsayacak (madde 1). Bu şirketin dışında ihaleye girip üretim hakkı alan diğer şirketlerin gelirleriyle (madde 6), bu şirketin kurduğu yan şirketlerin gelirleri de aynı uygulamaya tabi olacak (madde 33).
Türkiye’ye ödenecek gelir, ‘royalty’ denen ve şirketin ton başına Irak’a ödeyeceği maktu bir meblağın yüzde 10’udur. Irak’ın borcunu TPAO uzman ve hukukçuları hesaplayabilir. Ancak bu hesap, son ödemenin yapıldığı 1955’i izleyen yıllara göre yapılamaz. 1972’deki millileştirme, 1974 ve 1980’deki petrol fiyat artışları ile petro-kimya ve gübre sanayiinin artan üretimi başlangıç şartlarını tamamen değiştirmiş ve Türkiye’nin alacaklarını büyük meblağlara ulaştırmıştır.
Irak’ın petrol geliriyle ödemek zorunda olduğu borçlar 150 milyar dolar civarındadır. Ayrıca savaş sonu yeniden inşa faaliyeti için de bu gelir kullanılacaktır. Belki ABD bile harekâtın maliyetini petrol gelirinden almak isteyecektir. Bu durumda alacaklara karşılık olarak, Azerbaycan’da yapıldığı gibi, TPAO’ya yeterli petrol arama alanları tahsis edilmesi yönüne gidilebilir. Böyle bir tahsisin Musul ve Kerkük civarında olması daha makul olacaktır.
ama dün kardeşim bu konuda bana bir ahkam kesmişti. Evet %10’luk bir mesele karşılığı musuldan vazgeçilmiş ancak, daha sonra bilmem kaç milyon pound karşılığı bu haktanda vazgeçilmiş.
bende duymustum. ingiltere o petrole karsilik para odemis, turkiye de tum haklarindan vazgecmis. ama yukardakini okuduktan sonra olay daha da mi derin diye dusunmuyo deilim.
“tabi irak’a girelim hakkimizi allalim” diye gaza getirme olayi da olabilir