Artan terör olayları yüzünden yüreğimizi dağlayan şehit haberleri üzerine hep düşünmüşümdür: neden yanlışlıkla düşen bir nükleer bombayla bu işlerin üstesinden gelemiyoruz diye. Yanlış, vahşi ve kolaycı bir hayaldi. Zira sınırın hemen birkaç kilometre ilerisinden sınırını geçen bir teröristi bile yakalamak çok zorken…Termal kameralar konusunda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Hele de coğrafi şartlar da bu faktörlerin üzerine eklenince istenmeyen güvenlik sorunları kaçınılmaz oluyor.Ancak ODTÜ ve TÜBİTAK’ ın ortaklaşa sürdürdüğü ve 10 yıldır üzerinde çalışmalar yapılan bir termal kamera projesi bu konuda en büyük sıkıntısı olan ısıya duyarlı kızıöltesi sensörü üretmeyi başarmış. Bu sayede dünyada üretilen en hassas termal kameraların seviyesinde tamamen kendi imkanlarıyla termal kamera üretebilen ender ülkelerden biri olmuşuz.Askerin gözü kulağı olan bu teknoloji aynı zamanda sağlık sektöründe de çeşitli yenilikler getirecekmiş.
yorumlar
aselsan yıllardır gece görüş ve termal görüntüleme sistemlerini üretmekte.. baykuş, şahin gözü ve hekos sistemlerinin yanında gece görüş için çok çeşitli cihazları mevcut ve bu cihazlar yıllardır üretilmekte..bahsettiğiniz yeni bir teknoloji olabilir ama yazının başlığı insanı yanıltıyor.. bu güne kadar dışarıdan tedarik edilmiş gibi bir izlenim uyandırıyor.. lütfen biraz dikkat..bazılarına aşağıdan ulaşabilirsiniz..GECE GÖRÜŞKARTAL GÖZÜBAYKUŞŞAHİN GÖZÜHEKOSMONOKÜLER GG CİHAZITERMAL SİLAH DÜRBÜNÜ6X GG DÜRBÜNÜASIR TERMAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİPİLOT GG GÖZLÜĞÜ
Haberden alıntı: Seri üretime geçildiğinde özellikle savunma ve sağlık sektörlerinde yurtdışına giden milyonlarca dolar Türkiye’de kalacak. bu konuda aselsanın nasıl üretim yaptığını görmediğimizden referansı da doğal olarak haberi aldım. Bu güne kadar teknoloji dışarıdan tedarik edilmemişse neden haberin altında bu şeklinde bir ifade geçsin? diye düşündüğümden…Aselsanın üretimi nasıl yaptığını bilmiyorum ama haberde bu teknolojinin artık tamamiyle Türkiyede üretileceği vurgulanmış ki zaten haberin espirisi de bu. Nasıl yansıtabilirdim bilemiyorum.
doğuda askerlik yaptım.. ve sözü geçen cihazları bizzat kullandım.. benim bu konu hakkındaki bilgim ve konuya ilgim oradan kaynaklanıyor.. silahlı kuvvetlerin teknolojik altyapısı çok büyük oranda yerli sanayiden sağlanıyor.. bu gurur verici.. telsizler, haberleşme sistemleri, elektro-optik sistemler, elektronik harp sistemleri, taktik araçlar, silahlar, patlayıcılar..vs bunlar küçümsenecek şeyler değil.. belki reklamını iyi yapamıyorlar..zaten en büyük problememiz bu sanırım.. kendimizi dünyaya tanıtamıyoruz.. daha kendimize bile tanıtmaktan aciziz gerçi..sizin suçunuz değil @kayvenk.. haber alma ve yayma görevi olan kurumlar böyle başlıklarla haberler yayınlarsa bilmeyen ne yapabilir inanmaktan başka..
Reklam konusudaki acziyetimize değinmeniz güzel. Benim yukarıdaki haberi buraya taşıyarak yapmaya çalıştığım da belki bunu yurt içinde reklam edebilmekti. Sizin hassasiyetinize de teşekkür ediyorum.İsim vermeyeyim ama bilgisayardan beyaz eşya sektörüne bazı Türk firmaları kendi isimlerini kullanıyorlar. Peki Türkiye bu bilgisayarların CPU sunu yapıyor mu? Ya da anakartını? Gerçi böyle bakınca Dünyadaki birçok firma dünya devi olup Türkiye pazarında boy gösteren yabancı bilgisayar firmaları bile yedek parçaları kendileri üretmiyorlar. Bu bahsettiğim durum otomobilden beyaz eşyaya gidiyor böyle.Belki haberde sizin tepki verdiğiniz aselsanın üretmesini neden bu güne kadar reklam etmedikleri sorusunun cevabı da bu olabilir. Yanlış anlaşılmayayım dediğim gibi aselsanın nasıl ürettiğini bilmiyorum. Sadece böyle de bişey olabilir hani.
10 sende iyi yapmış TÜBİTAK-(ımız). Aslında hiç yapmasaymış…Umarım buda kendilerinin yaptığı mayın dedektörlerine benzemez. ( Ki bu Mayın dedektörü başlıbaşına fiyasko , elimizde giden paralar, adı olan kendisi olmayan bir dedektörümüz-de var Bizlerin)SAĞOL VAR OL TÜBİTAK
Biz üretmeyi biliyoruzda sürdüremiyoruz uçak da yaptık,arabada,F16 tı jette şimdide hepsini satın alıyoruz!şimdide bu hadi bakalım sonu onlar gibi olmasın!
hemen üretime geçilsin lütfen, geceleri sivrisinek yakalamaya faydası olur zannediyorum… üüüüfff her yanım şişmiş…:)
sivrisinek değilse de, gecenin zifir karanlığında, buz gibi soğukta, tel örgülerin altından sızıp, kulede nöbet tutan vatan evladının gırtlağının kesilmesine engel olacağı muhakkak..o dağlarda yapayalnız o çocuklar.. bir karakol düşünün ki 20 kişilik personeli ile iran sınırında dağın en uç noktasında.. etrafında ne bir köy, ne bir yerleşim yeri.. helikopterle ulaşım sağlanabiliyor ancak.. benim bulunduğum tabur ilçe merkezinde idi.. iran sınırı 20 km ötedeki dağlar.. oradan izler ve dua ederdim onlar için.. ıssızlıkta bekleyenler için..bir dağ silsilesi hayal edin..gecenin karanlığında..koyumavi gökyüzünü, ufkun yüksek bir noktasında kesen testere dişi gibi siyah bir siluet..ve o uzun sıradağların ortalarında biryerde yanan bir tek ışık.. bir meşale gibi yanmakta.. göğün karanlık bağrına saplanan ışıktan bir hançer gibi.. orada sizin için, benim için, yumuşak yataklarımızda güven içinde uyumamız için bekleyen, soğukta, tehlikede, ama kararlı çocuklar.. ana kuzuları..anlatınca hikaye gibi geliyor sizlere belki.. tv programlarının (mehmetçik vs) mizansenleri gibi hayal etmeyin sakın.. onlar düzmece şoven pompalarıdır olsa olsa.. bu hayal ile anlaşılmaz.. orada gerçek vardır yalnızca.. o programlarla gaza gelenler, orada bir gece dahi geçiremezler..sadece orada sizler için bekleyenlere dua edin.. ve onları sık sık hatırlayın.. tek ricam budur..ve orada Allah’tan başka yardımcıları yoktur..
sahlanankoc ne kadar güzel yazmışsın.birebir orada yaşamak,bir çok olaylara tanık olmak çok zor olsa gerek.Bizlere anlatacak kim bilir ne kadar çok anıların vardır.Mutlaka yaz
şahlanankoç dualarımız eksik değil bundan emin ol… Allah baştakilere de sağduyu versin…