Başbakanımızla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal birbirlerinin malvarlıklarını araştıradursunlar, ülkemizde 909 bin kişi açlık sınırının, 18 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun açıkladığı 2004 Yoksulluk Çalışması Sonuçları’nı çeşitli yönlerden incelemek, ekonomimizin geleceği hakkında yorum yapabilmemiz açısından anlamlı olacaktır.Açlık ve yoksulluk oranları bakımından kentler, kırsal kesimlerimize kıyasla iyiye gitmekteler. Kentlerde gıda ve gıda dışı harcamaları içeren açlık sınırı yüzde 22’den* yüzde 17’ye inerken, kırsal kesimdeyse yüzde 37’den yüzde 40’a çıktı (Bu ikili kıyaslamalar 2003 yılı sonuçlarına göredir).Bu rakamların bize söylemek istedikleri aslında çok net: Türk ekonomisinde aslan payına sahip olan tarıma hiçbir hükümet gereken önemi vermedi. Uygulanan popülist politikalar çiftçinin kamburunun ağırlaşmasına yol açtı sadece. Türkiye genelinde, 15 ve daha yukarı yaşta tarım sektöründe istihdam edilen yoksulların toplam nüfus içindeki payı 2003’te yüzde 10,92 iken, 2004’te bu oran 11,29’a yükseldi. Ekonomi politikalarının her ülkede aynı sonuçları vermesini beklemek, safça olur. Bu yüzden devlet adamlarımız ülkemizin demografik ve iktisadi özelliklerini göz önünde bulundurarak güncel makro ekonomik politikalar belirlemeliler. Arjantin’de işe yaramayan bir çözüm önerisi belki de bizim topraklarımızda mali mucizeler yaratacak, Türkiye’yi yıllardır ulaşmaya çabaladığımız seviyeye daha hızlı taşıyacaktır.Ülkemizin refah düzeyi yükseltilmek isteniyorsa sadece şehirlerimizin değil aynı zamanda kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın da dikkâte alınması gerekir. Kırsal kesimde hem yoksulluğun hem de açlığın büyümesi köyden kente ekonomik göçü körükleyecek, oluşan tablodan uzun vadede kimse hoşnut kalamayacaktır.Türkiye çapında fertlerin yoksulluk oranı sanayide yüzde 21’den yüzde 16’ya, hizmet sektöründe yüzde 17’den yüzde 12’ye düşerken aynı oran tarım sektöründe yüzde 40’tan yüzde 41’e çıktı. Görüldüğü gibi, yoksulluğun sektörel dağılımı da tarım alanında yeni reformlara ve teşviklere ihtiyacımız olduğunun, kırsal kesimin ekonomisini sağlama almak istiyorsak tarıma bir an önce neşter vurmamız gerektiğinin altını çiziyor.Siyasetçilerimiz ekonomik tablolardan pembe sonuçlar çıkarmayı bir yana bırakmalılar zira her dört kişiden birinin yoksulluk sınırının altında hayatını sürdürdüğü ülkemizde o pozitif cümlelerin hangi ekonomik göstergelere dayandığını ve o cümlelerin halka ne faydasının olduğunu çok merak ediyorum.*Yazıyı ondalıklara boğmamak için gerekli yerlerde virgülden sonraki iki basamağı kullanmayıp rakamları bir basamak yuvarladım.