‘siz ona şeytan dersiniz, o meleği tercih eder..’

Bir kaç kişiye sorulmuş bu soru. Pek çoğu zenginlik demiş,bir kaçı şan demiş,biri yaşam, sonuncusu aşk demiş.

Yaşam küçük kız çocuğu,bir elinde ay,bir elinde güneş,gözlerinde denizler,dudaklarında rüzgarlar,kalbinde aşk,kafasında da aşkin cevabı varmış.

Yüzyıllar zor geçmiş, acılar sonsuza kadar,yalnızlık sonsuza kadar,göz yaşları sonsuza kadar. Yaşam sonsuza kadar çünkü.

Sonunda yaşam aşkı bulmuş.Onun saçlarında gümüşler,gözlerinde melekler ve kalbinde yaralar,bereler…Kendi kalbini ona vermiş,onunkini kendi almış ama olmamış. Çünkü `cevabım aşk` diyenin aşkı yaşayacakmış ama bedeni değil.

Goğsündeki yaralı kalbin sahibi ölmüş,küçük kız büyümüş.Güneş kalbinde,ay ve dünya gözlerindeki denizde batmış.Kurtulanlar sadece kaçanlarmış.Aslında bütün elma hikayeleri de yalanmış …

Katıla katıla gülermiş,gülerken ağlatırmış,ağlattıkça daha da gülermiş artık. Artık o kadar güçlüymüş ki, soru soranlar pişman olmuş, tekrar çıkagelmiş.Kafa tutmuş gelenlere, lakin onlar biliyorlarmış nereden başlayacaklarını.Göğüs kafesindeki tutsak kalbin ona ait olmadığını da tabii.

Ne onlarin gücü yetmiş küçük kıza,ne de küçük kızın gücü yetmiş tekliflerini reddetmeye.

Anlaşmışlar sonunda zoraki.Kız ölümsüzlüğünü vermiş onlara, onlar da goğsündeki kalbin sahibini bır geceliğine ona…

L.jargar`dan…