. biçimler geldi önce . kavisler. soğuk, nemli ve suni esintinin kavisleri . gölgeler .siyah bir çanta, üstünde ‘70.000 deads’ yazan , kucağında pembe battaniyesi bir adam , iki hindu ve bir cüce . o sıra makineyi tekmeleyen adam oluştu ; ve yere dağılan bozukluklar . tünelin içindeki ışığı gördüm, sarı çizgiye yaklaşanları ve yanı başımda var olan bedeni :”hoonıııaauuuwwwhuuunooohuunnnn…” .. alışkın olduğum bir çıkmaz bu; her zaman bir yolunu bulup içinden sıyrıldığım bir karmaşa .. bu seferki işaretse bir yazı .ışığın üstünde,,, beni angela’ya götürecek . kapılar açılıyor, içeri giriyorum . üç kokoş üzerlerindeki fularlardan bahsediyor . üçüne de aşık oluyorum,,, oturana kadar .. tenha vagon, karşılıklı oturaklar .. scaremonger karşımda . floresan beyazı tavana bakıyorum . sıranın hangisinde olduğunu tahmin etmeye çalışıyorum . scaremonger gazetesini hışırdatıyor . perona gelmeden önceki 15 dk.’yı anımsamaya çalışıyorum . scaremonger’ın gözleri üzerimde sabitleniyor . hislerimi yitiriyorum . gazete katlarından kurtuluyor ve tabana yayılırken, yanında boylu boyunca uzanmış halde onun dizlerini görüyorum .kıvrılmışve yere dayanmış diz figürü .bir sonraki durak, yerde haraketsiz yatarken kapıların açılmasıyla elinde gitar,,, sesi cassandra wilson’u andırıyor,,, “vay canına!”,,, bekliyorum, geçecek birazdan .. anons,,, kapılar kapanıyor , ses tellerimi duyumsuyorum, bir şeyler söylemeye çalıştığımı . yüzünde gerili gergedan derisi hareketleniyor . “sakin ol” diyor, eski aşklarımdan biri duruyor onun arkasında, bu bir esmeralda kokoşu, “sara krizi olabilir tamam ma, şimdi uykuya dalacak, bırakalım hade…” onun arkadaşı, “dilini tutmamız gerekmiyor mu?” bir solucanı çevrelemiş çocukların arasından pembe bir battaniye görüyorum .”tanrım, çabuk ol, ona çok yaklaştım…”. ineceğim durağın anonsu yapıldığı sırada ayağa kalkıyorum, üstümü silkeliyorum,,, : scaremonger dediğim adamın yüzündeki deri tekrar faaliyete geçiyor, kalkmama yardım ediyor, sırtımı sıvazlıyor, yerime doğru çekiştiriyor, elinde bir nörologun kartviziti,,, kendisinin, adam doktormuş . sırtımdaki sessiz kollardan kurtulup kendimi dışarı atıyorum. sessiz kapıdan geçip, sessiz merdivenleri tırmanıp, sessiz caddeye çıkıyorum . şekerci çocuk deviniyor yanımda ve durup düşünüyorum, koca şehir boş bir odaya dönüşüyor . sessiz bir sigara,,, sessiz dumanını seyrediyorum .”bu sefer iki yitiş arasında boşluk olmadı hiç” ,, “tek scaremonger, iki yitiş” ,, “daha önce olmuş şey değil ama…” sigaranın son dumanı,,, elinde alışveriş torbası yaya geçidinde yeşili bekleyen annem giriyor görüntüye . bir diğeri, bir bacağı yerde, taksiden inmek üzere . tüyleri yüzülmüş bitli bir tilki kürkü var şimdikinin üzerinde, yanımdan geçip gidiyor. scaremonger,,,o adam, o nörolog,,, babamdı . şimdi netleşiyor görüntü . “angela!”bağırıyorum . ona ulaşmalıyım .”angela!”. çerez poşetleri dolu tezgahının önünden, annemin bakışlarının içinde geçiyorum . “angela! aaaaaa!” . 73 yaşında kör bir kadının yanından”hoonıııaauuuwwwhuuunooohuunnnn”apartman girişine ulaşıyorum . “4. kat olmalı, burada oturuyordu” . merdivenlerden çıkıyorum . loş merdivenlerde önce kokuları sonra tad alma duyumun gidişini duyumsuyorum . demir bir kapı, kokusuz,tatsız, yalnızca demir bir kapı . zili çalıyorum . zili duyuyorum , kapının açıldığını . bir kadın görüyorum , ellerinki köpüklü bulaşık eldivenlerini . gözlerimin olduğu yere bakıyor . “angela! angela!” diye bağırıyorum omzunun arkasına doğru . korku bürümüş gözleri, kapıyı kavrayan ellerine bakıyor bir an ve kapı, üstüme doğru geliyor . ve bağırıyorum tekrar”angela burada mısın? angela!” . kapıyı itiyorum arkasındaki kadınla birlikte . ayakkabılığa yıkılan kadın imdat çağırıyor çığlığıyla . 4. kattan binaya dağılan trajedinin dalgaları yankılanıyor tanıdık soğuk boşlukta . geçmişimin boşluğunda . salona geçiyorum, bir beden var koltukta, boktan, renksiz ev kıyafetleri, , bacak bacak üstünde, bir ayağında terlik sallanıyor , sakız sesi .. ve işte orada! biliyordum! ah angela,,, arkamdan kadın, “burada Angela diye biri oturmuyor seni lanet olası bok çuvalı! çek git! çek giiiiit! imdaaaat!” pencereyi geçip balkona çıkıyorum . cam kırıkları,,, herşey o kadar tanıdık ki…”angela! angela oradasın işte! ah angela! angela, niyahet buldum seni,,, kardeşim…………… ” … ___________