‘KANATAN RÜZGAR’ Bu açlığımda ki sözcük çiftleşmesinden meydana gelen çocuksu duygu. Can yakan bir serinlikte olsa da, aslını inkar etmeyecek bir yalnızlığın çelişkili ifadeleridir. Düşüncelerim kafatasımın üst kısmından estiği sürece; dil’im tükürüksü cümlelerle insanları ıslatmaya devam edecek.‘Kristalimsi Gerçekte’Yosun tutmuş yaralarım ‘çiğ’ serinliğinde uzakta ki senle müziksiz tango’sunu sürdürürken ters atılan adımlar seni ileriye sürüklerken, önceden sahibi olduğum düşüncelerim beni sokağın başında şimdilerde yalnız bıraktı. Bakışlarında ki buzdan yansımalar artık üşütmekle yetinmeyip aramızda ki köprüyü de yakıyor. Yakınmak,kızmak nefret etmek ve öfkelenmek sığ’ılığında kalması gerekirken özlemek tüm yasakları delip kendini öne çıkararak ilk defa korkuyu da peşinde sürüklüyor.Yorgun düş’lerimde ki kalabalık ne kadar terk etsem de metaforu; anladım ki kalabalık kendimden başkası değil metaforda sensizlik.X: Kuramadığım cümlelerde ki ağlamaklı aşık! Bir gün gözlerinden içeri bakan karanlık gölgenin sahibinin aslında sevgilin değil de sevginin olduğunu anla artık.Senin sahiplenmen ve sev’men tek taraflı bir platonik çırpınıştan öteye gidemeyen kulaçlarının,seslerinden başka bir şey değil!Bunu da senin dışında herkes duyuyor…“İnsanın aslında her şeye (kendine) inancını yıkmaya yetiyor”Sadece bir dilek dilemek ve o dileğin gerçekleşmeyeceğini bilmek!Ya dilek dilemeden yaşamayı öğrenmeli insan yada ?