Gecenin bir vakti (hadi tam saat vereyim 01:10) aracınızda (bir minibüs) arkadaşlarınızla (2adet) oturmuş, muhtemelen, gelecek olan bir diğer arkadaşınızı (belkide arkadaşlarınızı) bekliyorsunuz. O sırada karşı istikametten siyahlara bürünmüş (gece tam belli olmasa da bordo kazak, bordo ayakkabı) siyah bereli, siyah eldivenli (parmaksız) biri geliyor. Cılız(ve de uzun) bir yaratık. Ellerini karın ile göğüs arasında kalan bir hizada kaldırmış, yukarı aşağı, belirsiz bir ritimde sallayarak geliyor (sanki baget sallıyor, ya da yumruk?). Arada ayaklarını da kollarının ritmine uydurmaya çalışıyor. Sanki yürümüyor da dansediyor. Ne düşünürsünüz?

Onlar ne düşündü bilemem(yüzlerinde şakın, gözlerindeyse hayalet görmüş gibi bir ifade vardı). Fakat ben ürkmüştüm. O saatte neden o şekilde davrandığımı, ne zamandır kollarımı öyle deli gibi salladığımı bilmiyordum. O adamlarla göz göze gelene kadar da yaptığımın farkında değildim.

Sevinç ya da tasa değildi davranışımın kaynağı… Müzikle de sadece dinleyici olarak ilgiliyim (walkman dinlemiyordum o vakit). Hayır, hayır yola çıkmadan önce dinlediğim bir parçayı da mırıldanmıyordum. içimden geliyordu müzik.

Bak şimdi o ritimlerin hiç birini hatırlamıyorum.