bildirgec.org

Her sabah güne gözlerimi açtığımda ilk aklıma gelen sevgili…Uzaklardan esen sesinle doldun yüreğime, hiç ummadığım ve beklemediğim bi anda çıkageldin bana. gönül bahçem seninle şenlendi, kurumuş toprağım yeşerdi. Seninle açtım gözlerimi güne. Seninle doldum seninle var oldum tüm benliğimle.Öyle mutluyumki sevgilim öyle huzurluyum ki seninle; iyiki benimlesin, iyiki bendesin… Bazen sensiz olduğum bu lanet olası Ankara akşamlarında kendimi dinliyorum. Dalıp gidiyorum senli benli zamanlara… Alıyorum kalemi elime yazıyorum ağaç kokan sayfalara… Seni yazıyorum, aşkımı yazıyorum… Herşey seninle anlamlı, herşey sende güzel; seninle güzel….Evet lanet olası Ankara akşamları…Kimi zaman odamın buğulu penceresinden bakarken beliriveriyor hayalin, kimi zaman oyun oynayan çocukları izlerken … Artık sevmiyorum Ankara’yı sevmiyorum işte! Sensiz olan hiçbirşeyi sevmiyorum ki zaten. Herşey seninle anlamlı seninle güzel işte…Gözümü kapattım yine bu akşam, evde kimse yok resmin avuçlarımın arasında odamın penceresinden bakıyorum…Parlak şehir ışıkları tek tük geçen insan siluetleri… Arka fonda “TANER’den KADERCİ” cama vuran yağmur taneleri…Ve camda beliren silik hayalin… Evet evet o sensin herşey de sen varsın herşeyde biraz ben ….Yanımda yanı başımda… Şarkımız seni bağırıyor, aşkımızı söylüyor. İçimde senli bir huzur. Uzansam dokunuvereceğim sanki…Karşımdasın işte önce gülümsüyorsun sonra kayboluveriyorsun belirli belirsiz… Seni çok özledim sevgilim.
Gelişlerin geliyor aklıma…:) Yarın sabah kahvaltıda görüşürüz diye kapanan her telefon… Ve başımı yastığa koyduğum heyecandan öleceğim saatler… Her saat başı kalkıp baktığım şu geçmeyen bir an önce geçivermeyen saatler…Sabaha doğru uykuya dalış ve alarm sesine karışan çığlıklarım…:) Hızla kalkışım ve hazırlanışım sana…İçimde çok güzel olma isteği:) Her bir fırça darbesinde inanamayarak “aşkım geliyorrrrrrr” diye çığlık atışlarım. Evden koşa koşa çıkarak sabahın bir köründe köpeklerle birlikte yolda yürümek:):)Ve lanet olası AŞTİ!!! Seni bana kavuşturduğu gibi; yine seni benden alıp götüren AŞTİ… 126 nolu peron Aşkım uyku mahmuru bir vaziyette köşede süzülmüş beni bekliyor. Koşuyorum huzura doğru…Sımsıkı sarılıyoruz tüm özlenmişliklere inat… (Saatlerin durmasını istemek bu olsa gerek) Ve yaptığımız sıcacık kahvaltılar 🙂 Çayıma şeker atışın, yumurtamı kendi ellerinle soyuşun, diğer elinle yüzümü okşayışın… İnanamayarak durup durup sarılışlarımız… Hepsi çok güzel Aşkım herşey seninle çok güzel:):):)Sonra Ankara’nın taş sokaklarında el ele gezmek seninle…Sımsıkı tutmak elini…İçinde sen olan herşey çok güzel Aşkım. Sen gidince Ankara’yı hiç mi hiç sevmiyorum; taş betonlar yıkılıyorda ben altında kalıyorum sanki … Tek başıma yürümek o taş sokaklarda… Offfffffff içim sıkılıyor… Sen gidince şehrimin de tüm anlamları gidiyor seninle; kayboluveriyor bir anda tüm büyüsü, huzuru. Ankara’yı sen gittin gideli hiç mi hiç sevmiyorum be Aşkım. Hani senin “Sizin uzaktan işeyeceğiniz deniziniz bile yok be” deyişin varya:) İşte o yüzden değil sen olmadığın için sevmiyorum Aşkım…SEN OLMADIĞIN İÇİN…
Daha bir hafta bile olmadı sen gideli… Yine gittin İstanbul’a ve ben yine sevmiyorum Ankara’yı… İçimden kal demek geliyor. İçimden seninle ve aşkımızla ilgili çok şey yazmak geliyor. İçimden seninle gitmek geliyor; hiç birşeyi umursamadan… İçimden güzeller güzeli gözlerine bakarak Seni Çok Seviyorum Sevgilim demek geliyor… SENİ ÇOK SEVİYORUM SEVGİLİM..
Çok özledim seni… Tıpkı yanımdayken de özlediğim gibi… Hep özlediğim gibi… Hep benimle kalsan olmaz mı? Yarınlarım seninle olsa? İkimizli yarınlar olsa… AŞTİ’de giderken kimse görmeden, avucunun bi köşesine sıkıştırdığım şeye; sevgimize iyi bak sevgilim. Kendine de iyi bak…Ben hep bıraktığın yerde seni bekliyor olacağım…ETNA

Bugün herkes sevdiğine “Seni Seviyorum” desin. Çünkü sevgimizi belli etmezsek bir gün bir bakmışız ki o başkasına “Seni Seviyorum” diyor. Lütfen geç kalmayın!