Yağmurluk mevsiminin sonlarıydı. Sigaralar tarlalarda yavaş yavaş filizlenmeye başlamış. Gök, eski parıltılı sarı rengine kavuşmuştu. Elimde ingiliz anahtarı, yeşil ve parıltılı bir masa arıyordum oturacak. Günlerden duşambe olmasına rağmen salı olduğuna dair hisler vardı içimde. Zaten ne zaman o günün salı günü olduğunu hissetsem kesin başıma bir iş gelirdi. Öyle de oldu.
yorumlar
ne olmuş diye sorsak? çok mu anormal bir soru olur? yoksa şöyle mi sormalıyız?ne bolmuş?
türk edebiyat tarihinde gerçekçiliğe geçişin en olgun örneği diye anılan kitap 1889 yılında yazılmıştır. bir esir kızın romanı adıyla da yayınlanmıştır.
nutkum yine tutukluk yaptı…….
araba ile o kadar hızlı geri giderken dikkat edebildiniz mi bilemiyorum ancak leylekler yeni havalanmışlardır tahmin edliyorum.
korkuluk.. samanları didiklenmiş.. hırpani elbiseleri ile.. kararmış sırıktan kolunda, sırdaşı kuzgun pineklemekte..
Delilerevi gözüne girsin LeSorcier insanı…
Gelen iş, Salı olduğunun farkında mıymış, bilerek mi gelmiş..? O yeşil ve parıltılı masa bakalım senin oturmanı istiyor mu? Filizlenen sigaralar tarlada olduklarını biliyorlar mı? Yoksa ingiliz anahtarına misafirliğe mi gittiklerini sanıyorlar? Mevsimin sonunda parıltılı sarı olan gök, mevsim başında ne renkti? Duşambeyse duşamde, durduk yerde salı ya ne mesaisi ne gerek…
Hem yazıda ne anlatılmak istendini hemde yorumlarda neyi yorumladıklarını akıl sır erdirememekteyim!
salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlık, cuma mübarek gün…şeklinde devam ederken, hayatı es geçip puff olabilir mesela yazan insan.
@acuistic, kelimelerle ip atlıyoruz.
Yorum ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim…