Yamyamlık meselesini eskiden beri merak ederdim. Derken bir kaç yıl önce bir arkadaşım ” abooo len adamın penisini kızartıp yemiş herife bak” diye sabahın köründe mide bulandırıcı bi haberle kahvaltımın içine ettmişti. Herhalde küçükken okuduğum ayetler beni etkilemiş merakım ordan gelmiştir.
“12- Ey inananlar! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerinizi araştırmayın; biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz. O halde Allah’tan korkun, şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.”

Zira insan çocuk aklıyla insan eti yemekle nasıl mukayese edilir birşey anlamıyor. Dedikodu falan bir yana, hakkaten insan eti yenir miydi ? Çocuklukta sorulacak soru buydu benim için.
Araştırdım, karıştırdım birkaç yamyamlık linki derledim.
“düğününde kesip yemek geleneği vardı. Bunu bir şeref sayankaynanalar, düğüne kadar daha çok beslenip, semizlemek içinellerinden geleni yaparlar ve yeni kurulacak ailenin başınagelecek belaları önlemek için canlarını seve seve fedaederlerdi ve düğün yemeği olurlardı.”
Coşkun ARAL – 26 03 2003
Ansiklopediler yamyamlığın insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylüyorlar. Ancak 50 yıl öncesine kadar Yeni Zelanda, Borneo, gibi bölgelerin ilkel toplumlarında -tepki görmeden- insan yendiği görülmüş. Haberlere bakılırsa yamyamlık hala sürüyor ama artık tepki görüyor.
Yalçın Pekşen 2002 12 29
İnsan yemek, antropolojinin, arkeolojinin en gizemli konularından biri. Sanıldığı kadar da ender değil. Brezilya’dan, Arjantin’e, Meksika’ya, Kanada’ya; Çin, Japonya, Sumatra, Malenezya, Polinezya’dan, Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında rastlanıyor. Her tarihsel evrede gözleniyor. Avrupa’da 16 ve 18. yüzyıllarda, tıbbi nedenlerle de olsa insan eti yeme olguları kaydedilmiş.
Mustafa Cemal 11 Eylül 2000
Öte yandan aklımda abuk sabuk bir sürü linki gezerken başka şeylerde şekillendi. Mesela küresel ısınma ile ilgili linke basınca dünyanın resmen boka sardığını görüyoruz. Kısaca sıçtık sıçıcaz. ( küfür ettim pardon, ama sağlam bir özet geçmenin iyi bir yolu diye değerlendirin. ) Benzeri bir sürü felaket tellallığı yapılabilir tabi. Aman da dünyaya göktaşı çarpacak, güneş patlamaları dünyaya zarar verecek, yada yine hafiften hatırladığım manyetik kutuplar sapıtacak. Ama daha gerçekçi bir felaket kurgusu var aklımda. Hatta olan, devam eden bir durum bu. Yamyamlık başlığından anlaşıldığı üzere : Açlık felaketi.

İnsanlar böyle yüksek bir hızda artmaya devam ederse, birgün hayvanları yemiş, bitkileri tüketmiş ve herşeyi insana çevirmiş olacağız. Molekülleri müthiş organizmamızla işleyip yeni insanlar üretmeyeceğiz.Coşkun ARAL’ın anlattığı İrlanda’daki kaynana yeme adeti benzeri adetler gelenekler üretip, gıyaben değil resmen birbirimizi yiyebiliriz.Elimizde yeterli derecede veri olsa keşke dünyanın kaynakları ile ilgili. İnceleyip insan nüfusünun artışına bir grafik üzerinde bağlasak ve nüfus artıp yaşayan insan kütlesi çoğaldıkça kaynakların nasıl azaldığını görsek. Kimbilir Amerika’nın bilmem kaç sene sonraki nüfusunu hesaplayan türevciler gibi biz de ne zaman insan yiyeceğimizi hesaplasak.Elde edeceğimiz bu süre zaafında uzaya açılmazsak, hepimize afiyet olsun arkadaşlar…