Bacaklarımın ve vücudumun neden bu denli yorgun olduğunu bilemiyordum. Patates püresi düşünmeğe başlamıştım. Biraz kesik ekmek ve bir kadeh su. Hepsi tüm bu oluşan yorgunluğumu alacak, götürecek gibi geliyordu. Sıcakveçoksıcak bir su dökünmenin ardından, sabah gelmişse de duymayışım onu hissetmeyişimdendi. Biliyor gibiydim. Bilmek durumundaydım. Bilmeyi öğrenme durumundaydım. Her şey kafasız bir posta ile gönderilebilirdi. Kurye içinde hafif bir posta, azvebiraz satır. Beklemek yarına kalacaktır, nasılsa.Gazeteleri yokluyordum. Satır satır özlem geliyordu. Özlemin kırdıkları ve sonrasında düzelen telefon kesitleri.Telefon sesini duyamıyorum. Şarabın sesinden.Lütfen arayın beni. Bay şarap. İhtiyaçtan ve acizlikten .Hastalıktan yorgun düşmüşsünüz, siz.Yüzünüzde az allık, çok yorguncalar ve bitip-tükenmeyen hastalık izleri taşıyorsunuz, yüzünüzde. Takvimin rakamları üzerine bir duyuru.