her reklam filmine, ilana bakın, ilk göreceğiniz şey; insanları, pazarlanan ürünün ne olmadığına, ne şekilde görülmesi gerektiğine inandırmaktır, ne olduğu önemli değildir.iletişim literatürünü çoktan sollamıştır günümüz reklamcılığı. reklamcılık, haberdar etme görevini aşmıştır. artık inandırmak (özellikle ne olmadığına) en temel öğesidir.örnek olarak gazete ve tv haber bülteni tanıtımlarına bakın: tarafsız, güvenilir, doğru,cesur vb. (hele şu bulaşık ve banyo temizlik reklamları, tam bir güldürü)niye çünkü kendileri de bu şekilde olmadıklarını bildiklerinden müşterisini-muhatabını buna inandırmak peşindedir.kısacası, fooooos. tabi benim için başkasını bilemem. ekranda yazdı diye sabah gazetesinin söylediklerine inanan varsa o da o kişinin kendi saflığıdır.
çok ilginçtir ki(!) çalıntı reklam yapan zaman söylediğinin aksine yaftacı yazarlara sahipti…bu sefer bakıyoruz “biz her dönemin adamı değiliz” deniyor, yazarlarına bakıyoruz 🙂 aynı çelişkiyle yine karşı karşıya kalıyoruz.açıkçası doğruyu “sana göre bana göre” diye ayıran beyinsiz yorumcu yalamalardan da sıkıldım,her halta demogoji katıp kendini ispatlamaya çalışan ruhu beş para etmeyen benliği meçhul yaratıkınsılardan da sıkıldım…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Kendilerini çok güzel ifade etmişler, son 10 saniye de biz buyuz diyebilseler miş keşke…
Dokunmayın sabahımın zamanvari çıkışına 🙂
her reklam filmine, ilana bakın, ilk göreceğiniz şey; insanları, pazarlanan ürünün ne olmadığına, ne şekilde görülmesi gerektiğine inandırmaktır, ne olduğu önemli değildir.iletişim literatürünü çoktan sollamıştır günümüz reklamcılığı. reklamcılık, haberdar etme görevini aşmıştır. artık inandırmak (özellikle ne olmadığına) en temel öğesidir.örnek olarak gazete ve tv haber bülteni tanıtımlarına bakın: tarafsız, güvenilir, doğru,cesur vb. (hele şu bulaşık ve banyo temizlik reklamları, tam bir güldürü)niye çünkü kendileri de bu şekilde olmadıklarını bildiklerinden müşterisini-muhatabını buna inandırmak peşindedir.kısacası, fooooos. tabi benim için başkasını bilemem. ekranda yazdı diye sabah gazetesinin söylediklerine inanan varsa o da o kişinin kendi saflığıdır.
Sana gore guzel olan belki bana gore guzel degildir, bana dogru olan belki sana dogru degildir.
çok ilginçtir ki(!) çalıntı reklam yapan zaman söylediğinin aksine yaftacı yazarlara sahipti…bu sefer bakıyoruz “biz her dönemin adamı değiliz” deniyor, yazarlarına bakıyoruz 🙂 aynı çelişkiyle yine karşı karşıya kalıyoruz.açıkçası doğruyu “sana göre bana göre” diye ayıran beyinsiz yorumcu yalamalardan da sıkıldım,her halta demogoji katıp kendini ispatlamaya çalışan ruhu beş para etmeyen benliği meçhul yaratıkınsılardan da sıkıldım…
Yalama ve benligi mechul yaratik gormek istiyorsan aynaya bak ayicik.Madem bu dilden anliyorsun bizde bu dilden konusuruz. 😉
ilk 28 sn’de sabah’ı gayet iyi ifade etmişler.