Son 5 Pazar’dır olduğu gibi evde yalnızım .Bilgisayarda işle ilgili okumam gereken 200 sayfalık bir dokümanın ortalarına gelmek üzereyim. Türk Sanat müziği , Ümit Besen , Orhan Gencebay ‘ın çok eski şarkıları karışımı bir playlist var arkada , yanımda çay , keyfim yerinde .Zırrr. Kapıyı açıyorum . Sırtında çanta, top sakallı, başı belada olduğu belli bir tip :
– Antalya’dan geliyorum. 8 saattir yoldayım .Birisi benim adıma alışveriş yapmış ve babamın ismini vererek onlar beni tanır , oğluyla arkadaşız demiş ,babamın kapısına dayanmışlar borç diye . Babamla annem ayrı . Babam sabah sabah arayıp bastı küfürü . Çok dokundu bana . Kalktım geldim .Bulrsam o iti geberteceğim .
– Geçmiş olsun hocam .
– Burda arkadaşlarım oturuyordu .
– Onlar iki önceki kiracılar olacak .
– Hadi ya demek taşındılar . Siz öğrenci misiniz ?
– İdim.
– Benimle tanışmak ister misiniz ?
– Hayır.
– Vaktin varsa gel berbaber çıkıp bakalım .
– Ya hocam okumam gereken şeyler var .
– Ya gel hocam .
– Telefon bekliyorum evden [Yalan söylüyorum . Uzaklaştırmak için ]
– Ya bir ara ver iyi olur . Telefonu da yanına al.
– Ev telefonu , yok ya sağolasın .
– Hmm, ya ben bu evde çok takıldım .
– İyi de artık bu evde ben varım .
– Ya hocam telefonunuz Nokia ise şu benim telefon , şarjım bitti de ,şu çanta da burda dursa ben 15 dakika sonra döneceğim . Şu iti bulup geleceğim .
– Tamam olur .
“Allah Allah akşam akşam hayırdır ” diyorum kendi kendime . Neyse deyip telefonu şarja takıp kaldığım yerden devam ediyorum
15 dakika sonra zırr.
– Merhaba . Şarj oldu mu ?
– Eh .
– İçeri girmemde bir sakınca var mı ?
– Ya hocam okumam gereken dokümanlar var .
– Bir çay içiym . İki bira içtim de kafa iyi . Biraz ayılmam lazım .
– Tamam gel bakalım.
Ve eleman başladı anlatmaya . Meğersem bizim semtte geçmiş çocukluğu , babası iyi bir şirketin sahibiymiş . Eleman da 2 üniversiteden atıldıktan sonra üçüncüyü bitirmiş . Tam bir Yüksel ve Sakarya caddesi çocuğu . Ankara’da bar açmış . 3 ayda batırmış . Şimdi dövme yapıyor ve Antalya’da bir barda çalışıyormuş . Bir kere kalbinin az üstünden vurulmuş filan. Ve bomba : Yarın yıldırım nikahıyla evleniyorum . Bir üniversite öğrencisiyle . Bu arada 10 sigara içti rahat .
Saat 23 olmuş.
– Hocam bu semtte bir sürü akrabam var ama hiçbirinin beni görmemesi lazım . Herkes beni Antalya’da biliyor .Bu akşam burada kalabilr miyim ?
– Ya hocam bakın , şimdiye kadar birşey demedim ama tanımadığım birine kalabilirsin diyemeyeceğim.
– Ya hocam dışarısı çok soğuk . Parkta kalmak istemiyorum . Otele para verirsem de Antalya’ya geri dönemem.
Düşünüyorum . Daha 2-3 saat önce dışarıda kalan insanların şimdi bu soğukta ne yapacağını, onlar açken benim nasıl da tıka basa yediğimi , adaletin bu olmadığını düşünüyordum . Pat karşıma birini çıkardı Allah .
Bir yandan da diyorum ki gazetelerde okuduğumuz dolandırma hikayeleri de hep böyle başlar . Şimdi ne yapmalı ?
Bu arada saygın bir çevresi oldugunu anlatıp duruyor . Ben de bir sigara yakıyorum . Aslında yardım etmek isterim dışarıda kalmasını da istemem ama ne idüğü belirsiz bir adam .
– Hocam lütfen ya lütfen . Senin de başına gelebilir. Beni Tanrı misafiri olarak gör . Şu koltukta oturarak uyurum seni rahatsız etmem .
– Tamam ya tamam . Geç salona yat hocam . Dur ,oranın kalorifer peteğini de açalım ,yoksa oranın da parktan farkı yok . Çok soğuk .
– Sağol . Artık bir dostun var . İstersen cüzdanımı vereyim hırsız felan değilim ben . Sadece başıma böyle bir şey geldi . O şerefsizi bulursam yaptığı işleri burnundan getireceğim . Sinirlendiğim zaman beni kimse tutamaz .
– Ya ben dost felan istemiyorum sadece dışarıda kalmanı istemedim . Ayrıca sinirlenme de eskisi gibi delikanlılık da yapma . Artık tek başına değilsin sana bağlı birisi var . Ona göre davran . Bırak böyle işleri .
Ve eleman yattı ben de biraz daha okuyup 1 gibi yattım . Saat 7’de de elemanı kaldırdım kahvaltı ettik beraber . Kalktı, ” sağolasın hocam akşam gitmeden önce yengenle beraber uğrayacağım sana” dedi .
Sabah bana pastanede çay ısmarlamak istedi . “Sağolasın , işe yetişeceğim . ” dedim . Bugün evlenecek , akşam da gelip uğrayacak galiba .
yorumlar
gerçekten ilginç olmuş yani. yanlız geline bir şeyler takman gerekecek geldiklerinde ahahahahaha.
aman dikkat diyorum 🙂
altına ELOY un bişiiler yazmasını bekliyorum sabırsızlıkla. aslında günlük bekliyorum ondan ama yoğun bugün. 🙂
Bu arada, buna benzer bir olay da ben yaşamıştım. Hiç bilmediğim bir şehirde hiç tanımadığım biri tarafından misafirliğe çağrılmıştım. Geceyi geçirmek üzere. Çok ürkmeme rağmen yine de gitmiştim. Yaşta daha 15-16..
“Çok ürkmeme rağmen yine de gitmiştim. Yaşta daha 15-16..”
O iki noktanın manasını anlayamadım cekirge, heh heh hee 🙂
çok güzel bir yazıydı.. eminim yaşamak daha daha bir keyiflidir (öyle miydi?)
yaşamak keyifli denemez de , ilginçti . öyle yaşandı gitti . akşam da gelmedi zaten Allah’a şükür .
@tamil : 🙂 güldürdün beni ya saolasın 🙂 yengeye bişiler almak lazımdı harbiden ha 🙂
ben genelde, normalde sarfettikten sonra durakladığım cümlelerde yazarkende durakladığım için iki ya da üç nokta koyarım. Yani bişii yok. Sonrasında iyi arkadaş olduk bahsi geçen kişiyle. Zamanla bağlarımız koptu ama özlerim hala onu.
kapıyı çalan kişi. secureman’ı bir deneyeyim dedim. esaslı çıktı…
şopar a.ş. sen beni güldürdün Allah ta seni güldürsün 🙂
paşa siz giresiniz. günlük’ü. şimdi gelen sizsiniz. ben ne diyim. çok iyi ağırladım adamı falan:) olmaz yani sen gir günlüğünü belirt memnuniyetini -ki aksini kabul etmiyorum- ben ufak ufak takılırım alttan. 🙂
ban gelseydi öyle biri sabaha kadar pişpirik oynardım. o piş senin bu pirik benim…
hehe bayağı heyecanlandım okurken. keyifli bir olay yaşmışsın.
bu arada öğrendiki senin kapı zilin zırrr (3 r li) diye çalıyormuş.
hiç korkmadın mı akşam. ya kötü birşey yapsaydı… mazallah :)))
okumasi gayet keyifli de yasamis olmak da gayet streslidir, bi de bende asiri emniyetci bi tavir var.gerci nolcak iste iyilik yapmisin, bi de aksam geldiler soyle oldu ya da gelmediler filan yazsaydin ya ….
gelmediler.daha dogrusu şöyle oldu ben işten geç geldim saat 22 gibi . 23’te yorgunluktan resmen sızmışım . Eh artık geldilerse de yanSIma ‘nın da dediği gibi zırr diye çalan zilin sesini duymamış olabilirim. öyle birşey yaşadım işte. zaten bu aralar bir tuhaflıklar geliyor başıma..işte bu anlattığım Tanrı misafiri olayı , yolda yürürken [23:30 gibi] ateş isteyen cinsiyeti hakkında ciddi şüpheler duyduğum gençler, felan filan .. gece sokakta dolaşmak tehlikeli arkadaşlar yapmayın benden tavsiye.
Aslında yengeyide alıp gelicem diyince aklıma senin odalardan birini balayı suiti yapabilecekleri geldi 🙂
‘Hocam dışarısı çok soğuk . Parkta kalmak istemiyoruZ . Otele para verirsek nice olur bizim halimiz’ deseydi… Hani sezdiğime göre yufka yüreklisin (gibi geldi bana)
‘Tamam hocam tamam . Yengeyi eşikten kucakta geçire dur bende şu peteği açayım . Yoksa açmıyım mı ?’ :)))