bu yaşamın tüm gerçekliğine gözlerini kapamak… herşey güzellikler karmaşasıyken, yaklaşan sonu görememek ya da görmeyi ertelemek.. kendi gerçekliğini üretme payından aldıkların ve verdiklerin… sen ne yaptın ki??
kendini yaratmak adına…

içinde kendini hazır bulduğun, doğduğun dünyada sana verdiklerinin ötesinde ne yarattın?? yeni bir yemek?yeni bir şiir? yeni bir resim? yeni bir hikaye?yeni bir yaşam??? yeni bir ne? kendiliğin, düşmüşlüğünden izler taşıyor mu ya da sevgisizliğinden?? kim kimi gerçekten sevdiki zaten?? sevdalar sevgi adına mı yaşandı sanki.. herşey soyut bir görüntü ardına saklanmışken dokunma boyutuyla yokettin illüzyonu!!şimdi, açıkça söylemler üretiyor zaman…
yaralı bir kuşu düşün..yaralı kanadı hiç umrunda oldu mu?yarasını sarmak içinden geldi mi?istemedin mi hiç, bir daha uçmasını? yürürken karıcaları farkettin mi bastığın anda ezdiğin;öldürdüğün,,, ya da…
sokağın kenarında sana boş gözlerle bakan ama bir o kadar da dolu olan aç yürekleri gördün mü, bakamadın değil mi suratlarına..o nlarki sevgi açları, ekmeksiz büyüyen yetimler.. hiç görmedin değil mi onları?? oysa onlar hep sana baktılar, hep seni gördüler… senin gibileri…
“herşey güzel, yaşıyoruz işte”.. ne kadar basitçe kurulmuş bir cümle! yaşamdan aldığımız kimi doyurdu.. benliğimizi mi, sevgisizliğimizi mi, yoksa gerçekliğimizi mi, hiçbirşeyi… hiçkimseyi… şimdi aynaya bak… hala boş bakıyorsun… hala hayatının bir anlamı yok… hala var değilsin…
HALA VAROLAMADIN….