31 yaşıma daha bir sene varken NY nin alacalı sokaklarında köpürüyorum. İş saati bana yeni ve ulaşılması güç bacakları ortaya çıkarıyordu. Tüm kadınlar sanki anlaşmış gibi o nefis eteklerin altına

beyaz lastik ayakkabı geçiriyor, Nerede topuk diyorum. Nerede.
Sokagın köşesinde bir kadın. Böylesini Londra da saat 8:30 da babamla gördüm ben. O sabah babam erken kaldırmasaydı hayatımdaki kadın şimdi hayallerimde olmazdı. Sağlıklı bir kadeh kaldırmıştım o gece. Kadının önünden geçerken direge toslamış gibi bakakalmış, kadın hastalıklı suratıyla bana fuck off çekmişti. Ben o gece belki yatagımda bu kadınla debeleşecektim.
Olsun diyerek tekrar NY.
Köşedeki kadın çorapla haşır-neşir. Bende yanından tül gibi kayıyorum. Ben perde o korniş hesabı. Kim kime bağlı bilinmez. Bu belgesel niteliğindeki görüntüler kayarken, akşam bir binanın önündeyim şimdi.
1 dolar diyor, 4 jeton. 2 dolar, 8 jeton. Bu bana iki dakika kazandıracak. Bol aynalı, bol yapılı zenci vücutların ardından içeri. Sonra tertemiz hemde hiç beklemediğim kokularda cam mekana giriyorum. Tam ortada.
Cam fanusun hemen yanında küçük odalar mevcut. Kara kuru bir herif yaka paça kabinlerden çıkıyor. Pantolonunu kapatana kadar iri kıyım bir zenci onu tepe taklak ediyor. Yaşlı ve beyaz sakallı biri paspas ve biraz talaş ile 2 metre karelik mekana giriyor. Solumda duran eliyle 31 yok.
Buranın tertemiz kokusu o ufak herifin spermleri ile sanki kirleniyor. Parfümler sıkılıyor.
Fanusun içinde 9 adet çıplak vücut beni gözlemekte. Bu aptal kabinlerin içine girme fırsatını kovalayan üniversite öğrencileri 5-10 doların peşinde gibi. Sarı saçlı olan -ki 4 adet var, elleri ile gögüslerini okşuyor. Diğerleride ona katılınca, arkamdan gelen herif kızıl saçlıyı işaret edip 4 numaralı kabine yollanıyor. 8 adet etin arasında benimle hiç ilgilenmeyen biraz tombul turuncu saçlı kıza işaret çakıyorum. Bana 7 dercesine isteksiz isteksiz beni gözlüyor. Kabin sağlıklı bir adam için düşünülmüş gibi hareket kabiliyeti ile sınırlı. Jetonları ellerim titreyerek atıyorum. Birden jetonların düşmesi ile paravan açılıyor. Gögüslerinde daha önce farketmediğim çengelleri görüyor, iyi diyorum. Kız sanki küfür eder gibi -ne diyor. Kuru bir NE.
Bende ellerimle gögüslerine uzanıyorum. Paravandan kollarımın uzantısı ve o anki düşüncelerim beni ilkokul sıralarına götürüyor. Kıza 5 dolar vererek dans etmesini söylüyorum. Rock n Roll a küfür etmişim gibi bakıp iki üç kıvırtıyor. Dövmeleri hoş. Cinsel organından metal bir çengel. Bana mecburum der gibi.
Kafamda bomboş hayallerle paravan kapanıyor. Kızı bir daha göremiyorum.