Anayasa’da “ÜMİT KIRMA” maddesi olmalı.
Yanlış anlama günlük, kimse kırmadı bi yerimi… 16 yaşında yazdığım defterlerin bi sayfasında gördüm. 16 yaşındayken böyle bir madde talep etmişim.Birgün geçmişin soğuk ellerinin arasından akıp gittiğinde anlıyorsun artık yaşlı hissettiğini…Birkaç hafta önce kızkardeşin, birkaç gün önce ise baban o soğuk ellerine bir defter sıkıştırıyor…İlk sayfayı açtıktan sonra yüzünde bir gülümseme ile acı dudaklarına yapışıyor ve hiç birşey diyemiyorsun…Zaten desen ne olacak ki?Aradan onca yıl geçmiş. Sen artık yalnızlığını saçlarının arasına almış hızlı adımlarla yoluna devam ediyorsun.Çok silik hatırladığın o yıllarda unuttuğu bir şey varmış.Adı; yaşam(…)Yıllar sonra, yıllar önce düzensiz bie el yazısıyla yazdığım günlüklerim tekrar soğuk avuçlarımda yerini aldı.Buna hazır mıydım bilmiyorum sanırım kimse bilmiyordu.Bu gece onları okumaya çalıştım.Komik…Siyah kaplı olan deftere küçük notlarda yazmışım.Bilmemkimle buluştum, bilmemkimi arıcam vs…O isimlerin kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yok ..Notlar:18 şubatsimit 25.000 olmuş11.eylülresim yaptığımda tam olarak ne yaptığımın bilincinde değilmişim.18.şubatokula gitmedim.20.şubatalış ve yadırgama27.şubatokula gittim5.kasımsanırım insanoğlu biraz megaloman ve anlayışsız çünkü umutları tüketilmiş.3 martmezun oldum .Nihayet kurtuldum.Umarım birileri mutlu olmuştur.24. şubatAnayasa da “ümit kırma” maddesi olmalı. Oyunculuk seçmelerini kazanamamışım.24.martBoyalara yine zam gelmiş. Pek renksiz bugün yüzüm.Bir kadeh PEMBE şarabım kaldı. yudum yudum içiyorum bitmesin diye… Beni beyaz koridorlar bekliyor. Ağır kokusu olan iğrenç beyaz yada pembe ışıklı makineler… Tüm “sevgili dostlarımdan” özür diliyorum. Beni aradıklarında NO tuşuna bastığım ve mesajlarına kısacık cevaplar verdiğim, gerekçe göstermeden “ben buralarda olmucam” diye not bıraktığım tüm dostlarımdan özür diliyorum…Benim nabzıma borcum var onu ödemeliyim…