Memurlar.net adresindeki ilgili sayfaya ulaşılamadığı için, Google önbelleğindeki yazıyı buraya ekliyoruz.Yazının hakları için ilgili internet sitesine başvurunuz.
Pek muhterem Papa cenabetleri,123 Mayıs 2008 01:21 Düzenle SilPek muhterem Papa cenapları,Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik.İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam’ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah’a aittir ve din Allah’tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetlerarası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan’ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu’daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel’in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs’ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu ziyaret bu mübarek şehri Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile, ilki Washington DC’de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa’nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim’in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran’da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi’ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb’e şükürler olsun.M. Fethullah Gülen / Rabb’in aciz kulu / 9 Şubat 1998atillaonaran23 Mayıs 2008 01:46 Düzenle SilŞu yukarıdaki paragrafı dikkatle okuyunuz.İslamı temsil ederek,Hristiyanların liderine bir mektup yazıyorsunuz.Bu kadar kendinizi neden küçültüyorsunuz.misyonun parçası olmak için can atıyor ve’En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle’ bu kelimeyle önce kendinizi ayaklar altına almışsınız sonra da temsil ettiğiniz islam değerini.Ve sonra Papa cenapları ne demek.Cenap diye kimlere hitap edilebilir.Evliyamıdır peygambermidir bu papa ,cenapları diye sesleniyorsunuz?Papa’ya cenap denmez bunu haketmez.Papa’ya mesela az muhterem çok GV. papa cenabetleri denilebilir. 🙂 Şaka bir yana papa’ya cenap demekle islami değerleride aşağılamışsınızdır.Dahası Fethullah gülen Papa’yı ziyaret ediyor.Yanındaysa sağ kolu olarak tabir edilen Alaaddin Kaya var.Bu adam tutuyor Papa’nın elini öpüyor.Siz oraya İslam temsilcileri olarak gidin ve Papa’nın elini öpün.Bu ne densizliktir.Burada da İslamı Hristiyanlara karşı küçük düşürmüyormusunuz? Papanında kardinali Fethullah’ın elini öptü mü?Başka bir not.Papa’dan ilk önce randevu talep edildiğinde,Papa’nın 2 ay dolu olduğu ve randevu veremeyecek durumda olduğu söyleniyor.Sonra ne hikmetse 2 ay dolu olan Papa 2 gün sonraya randevu veriyor.Ve bu görüşmeniz neden kapalı kapılar arkasında oluyor.Gizli saklı konuşmanızı gerektirecek neler vardı?İşte sizin tebliğ yönteminize itirazlarımızdan bazılarıydı bunlar.Gelelim diğer maddelere:Diyorsunuz ki: Siz hiç Rusya rejiminde kaldınızmı? Bizler oralara(Türki Devletlerdeki Fethullah Okulları) okullar açtık.İslamı götürüyoruz falan filan.Aşağıdaki yazıyı iyi okuyun.Türk dünyasında kurulan okullar senelerdir Türk dünyasını Batıya, ille de ABD ve İngiltere’ye bağlama vazifesi görüyor. ABD’nin gönderdiği ve CIA pasaportu taşıyan 3000 Dolar maaşlı öğretmenlerin kontrolünde bu okullarda, İngilizce eğitimi ve Batı kültürü aşılanıyorEvet olay kısaca bu oradaki okullarda İngilizce öğretmenleriniz neden CIA pasaportlu.1,5 sene kadar öncesine gidelim.Orta Asya devletlerinde peşpeşe gelen darbeleri izledik geçen senelerde.Bunun sebeblerini düşündünüzmü?Turuncu devrim adı altında Soros harekatını seyrettik.Sizin için ne deniliyor biliyormusunuz.ABD 100 senede giremeyeceği Orta Asya Devletlerine Ajan Fethullah Okulları sayesinde çok kısa bir sürede girdi.Yah işte böyle.Demiştim ki esnaf abilerle bu iş mümkünmü?Hangi iş? Aşağıda:Fethullah GÜLEN grubu, 1992 yılında başlattığı yurtdışı açılımı sonucu 35 ülkede:6 üniversite ve yüksekokul,236 lise,2 ilkokul,8 yabancı dil ve bilgisayar merkezi,6 üniversiteye hazırlık kursu,21 öğrenci yurdu olmak üzere toplam 279 eğitim kurumunu faaliyete geçirmiştir.Yurtdışındaki okulların kuruluş amaçları:Kuruldukları ülkelerde ileride devleti yönetecek nitelik ve nicelikli kadroları yetiştirmek,Işık Sigorta,Bank AsyaZaman GazetesiSamanyolu TVS HaberCHA (Cihan Haber Ajansı)Sızıntı DergisiAksiyon Dergisiİş Hayatı Dayanışma Derneği (İSHAD)Çağ Öğrenim İşletmeleri A.ŞFatih Eğitim ve Öğrenim KurumlarıUfuk Eğitim İşletmeleri Ticaret AŞFırat Eğitim Merkezi İstanbul Ticaret AŞİstanbul FEM DershaneleriAkyazılı Orta ve Yüksek Eğitim VakfıTürkiye Öğretmenler Vakfı (TÖV)Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar VakfıÖzel Maltepe DershaneleriFatih ÜniversitesiHay Maşallah diyeyim say say bitmiyor.Denilmiş ki; Müslümanken Hristiyan olan Nurcu görülmüşmü? Bakın şu an için asıl amaçta şudur:Fetullah Gülen ve İslam’ın ProtestanlaştırılmasıABD eski başkanlarından Bill Clinton’un danışmanı Eckelman, Fettullah Gülen’i “İslam’ın Martin Lutheri” olarak tanımlıyor. Martin Luther olmak, yani İslamı tahrif ederek, modernleşme-globalleşme tuzağında bozmak… Fetullah Gülen’i en iyi tarif eden kavramlardan birisi belki de budur.Impact International dergisinde , Afrika üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan Amerikalı kadın gazeteci-yazar Elizabeth Liagin bakınız Fetullah Gülen’in yarenlik ve itikad birliği ettiği neo-con’ların “Ilımlı İslam”ını nasıl anlatıyor:”ABD liderleri ve Amerikan dış politikasına yön veren toplum mühendislerinin ‘ılımlı İslam’dan söz ederken kasdettikleri şey atıl, pasif ve uysal bir İslam portresidir. Yani Amerikan hegomanyasına karşı çıkmayacak, sınırları Batı tarafından çizilmiş, alanı daraltılmış bir İslam…”Bakın ne güzel belirtilmiş.ABD hegamonyasına karşı çıkılmayacak.Sınırları Batı tarafından çizilen ve daraltılan bir İslam.Bunu Fethullah medyasında sürekli görüyoruz zaten.Etyen Mahçupyanlar,Fener Rum Patrikhanesinin Ekümeniğini tanıyan yazarlar,Hristiyanlarla Amentüde birliğimiz var diyen yazarlar,Pkk lılara Şiir kitabını veripte Türkü kasedi yaptıran ve peşinden Saman televizyonunda bu pkk lıya teşekür edenler. Evet bu belirtilenlerin hepsinide sağlayan Fethullahçılar….daha ne diyeyim ki size!!!atillaonaran23 Mayıs 2008 01:48 Düzenle SilTürkiye’de AKP’nin nasıl iktidara geldiğini ya da Fethullah Gülen cemaatinin ABD’de nasıl kolayca örgütlendiğini anlamak için de bilgi gerekiyor.CIA’nin İslamiyet Raporu da AKP ve Gülen’in kodlarını çözmeye yarayan bilgileri içeriyor. İşte o rapor:CIA’nin 88 sayfalık raporunun girişinde şu cümleler dikkat çekiyor:”İslam Dünyası kendi değerlerini ve doğasını tanımlamanın kavgasını yaşıyor. Peki ABD’nin bu kavgadaki öncelikleri neler? Önce İslamiyet’ten kaynaklanan şiddetin önlenmesi, sonra ABD’nin İslamiyet’e karşı olduğu imajından kaçınılması ve daha sonra da İslam dünyasının demokratikleştirilmesine yönelik atılacak radikal adımların planlanması…”İslam dünyası şu an gelişme yoksunluğu ve globalleşme ile uyumsuzluk sorunlarıyla boğuşuyor ve bugüne kadar İslam dünyasında çare için bulunan milliyetçilik, Pan-Arabizm, İslam devrimi vb. kavramların da bu çözümde yetersiz kaldıkları görülüyor.”Bu tanımlamadan sonra raporda İslam dünyası 4 başlıkta şöyle kategorize ediliyor:1) Köktendinciler: Demokratik değerleri redderler ve İslami değerlerle yönetilen otoriter bir dtevlet biçiminden yanadırlar.2) Tutucular: tutucu bir toplum isterler ve modernleşme ve değişim konularına kuşkulu yaklaşırlar.3) Ilımlılar: İslam dünyasının, globalleşmenin bir parçası olmasından yanadırlar ve İslamda reform ve modernleşme isterler.4) Laikler: Din ve devlet işlerinin ayrılmasından yanadırlar. Batı türü demokrasiden yanadırlar ve dini kişi düzeyine indirgemeye çalışırlar.”Bu kategorilendermenin ardından ABD yönetiminin yapması gerekenler raporda şöyle sıralanıyor:”Önce “Ilımlı İslamcılar” desteklenecek: Çalışmaları ve görüşlerinin yayınlanması ve dağıtılmasına maddi katkı yapılacak, daha geniş kitlelere ve özellikle gençlere ulaşmaları teşvik edilecek, sivil toplum kuruluşları kurmalarına, eğitim için yer bulmalarına ve politik süreç içinde gelişmelerine destek olunacak, görüşlerini yaymak için web sitesi, okul, enstitüler kurmalarının önü açılacak ve Ilımlı İslam’ın kitlelerin alternatifi olması sağlanacak.Köktendincilere karşı tutucular desteklenecek: Bu amaçla, her iki grubun ittifak kurmalarının önüne geçilecek, tutucularla Ilımlı İslamcıların ittifak kurmaları sağlanacak ve tutucu eğitim kurumlarında ılımlı İslamcılar’ın görüşlerinin yayılmasına çalışılacak, tutucu İslamcılar arasında özellikle Sufizm’in taban bulması için uğraşılacak.Laikler, duruma göre desteklenecek: Laikler’in köktendinci tehhlike karşısında ABD ile aynı görüşte olmaları için uğraşılacak ve bu durum laiklerin milliyetçilik ve sol akımlara yanaşması önlenerek gerçekleştirilecek.Köktendincilerle etkili mücadele edilecek: bu konuda da köktendincilerin terör eylemleri sürekli gündemde tutulacak, gazetecilerin köktendinci akımlar içindeki yolsuzlukları, baskıları, moralsizliği sürekli gündemde tutmaları sağlanacak, aralarındaki bölünmeler hızlandırılacak.”Raporun daha sonraki bölümlerinde kategoriler daha detaylı olarak anlatılıyor ve Türkiye’yi ilgilendiren bölümler başlıyor.Örneğin Köktendinci gruplar arasında El Kaide ile birlikte Kaplancılar da sayılıyor. Laik kategoriye en iyi örnek olarak Türkiye’deki Kemalistler gösteriliyor ve aslında milliyetçilik vb akımlar nedeniyle aslında laiklerin ABD’ye çok yakın bakmadıkları da raporda yer alıyor.Peki bu durumda en iyi ittifak olarak kim kalıyor?Rapora göre bu durumda en iyi ittifak Ilımlı İslamcılar’la yapılabilir… Ve sıkı durun raporun 38. sayfasında Ilımlı İslamcı olark Türkiye’den Fethullah Gülen’in adı örnek olarak veriliyor. 39. sayfada da Ilımlı İslamcılar’ın en büyük eksikliklerinden birinin “ekonomik güç” olduğu vurgulanıyor ve maddi açıdan desteklenmeleri isteniyor.Raporda Türkiye’nin Ilımlı İslam için iyi bir madel oluşturduğu tespitinde bulunularak, bu konuda Türkiye’deki iktidarın desteklenmesinin altı çiziliyor.Raporun daha sonraki bölümlerinde kategorilendirilen İslami grupların, kadın, evlilik, cihad, demokrasi, eğitim vb. konulara nasıl baktıkları da ayrıntılarla inceleniyor.Raporun son bölümünde “Derin Strateji” başlığı altında da, ilk başta verilen “Yapılacaklar” daha da detaylandırılıyor.Burada en ilgi çekici olanı da, “Ilımlı İslami bir lider oluşturulması” başlığı altında ortaya çıkıyor:”Ilımlı İslamcılar’ın cesur sivil liderler olmasına çalışılmalı ve demokrasi, insan hakları, kadın hakları konusunda etkili politikalar geliştirmeleri sağlanmalı. İslamın bir üst kimlik olduğundan çok, insanlarının kimliklerinin bir parçası olduğu işlenmeli, sivil toplum örgütleri oluşturarak Ilımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı…”Tabii raporda Türkiye’yi, Irak’ı ve tüm İslam dünyasını ilgilendiren bölümler ve hepimize tanıdık gelecek “uygulama önerileri” bulunuyor…Biz burada sadece raporu kısaca özetledik…RAPORUN ADRESİ :www.rand.org/publications/MR/MR1716/MR1716.pdf
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Hocaefendi hazretleri, gerçek kişiliği ve misyonunu kendi kaleminden ifşa ediyor.
Memurlar.net adresindeki ilgili sayfaya ulaşılamadığı için, Google önbelleğindeki yazıyı buraya ekliyoruz.Yazının hakları için ilgili internet sitesine başvurunuz.
Pek muhterem Papa cenabetleri,123 Mayıs 2008 01:21 Düzenle SilPek muhterem Papa cenapları,Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik.İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam’ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah’a aittir ve din Allah’tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetlerarası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan’ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu’daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel’in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs’ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu ziyaret bu mübarek şehri Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile, ilki Washington DC’de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa’nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim’in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran’da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi’ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb’e şükürler olsun.M. Fethullah Gülen / Rabb’in aciz kulu / 9 Şubat 1998atillaonaran23 Mayıs 2008 01:46 Düzenle SilŞu yukarıdaki paragrafı dikkatle okuyunuz.İslamı temsil ederek,Hristiyanların liderine bir mektup yazıyorsunuz.Bu kadar kendinizi neden küçültüyorsunuz.misyonun parçası olmak için can atıyor ve’En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle’ bu kelimeyle önce kendinizi ayaklar altına almışsınız sonra da temsil ettiğiniz islam değerini.Ve sonra Papa cenapları ne demek.Cenap diye kimlere hitap edilebilir.Evliyamıdır peygambermidir bu papa ,cenapları diye sesleniyorsunuz?Papa’ya cenap denmez bunu haketmez.Papa’ya mesela az muhterem çok GV. papa cenabetleri denilebilir. 🙂 Şaka bir yana papa’ya cenap demekle islami değerleride aşağılamışsınızdır.Dahası Fethullah gülen Papa’yı ziyaret ediyor.Yanındaysa sağ kolu olarak tabir edilen Alaaddin Kaya var.Bu adam tutuyor Papa’nın elini öpüyor.Siz oraya İslam temsilcileri olarak gidin ve Papa’nın elini öpün.Bu ne densizliktir.Burada da İslamı Hristiyanlara karşı küçük düşürmüyormusunuz? Papanında kardinali Fethullah’ın elini öptü mü?Başka bir not.Papa’dan ilk önce randevu talep edildiğinde,Papa’nın 2 ay dolu olduğu ve randevu veremeyecek durumda olduğu söyleniyor.Sonra ne hikmetse 2 ay dolu olan Papa 2 gün sonraya randevu veriyor.Ve bu görüşmeniz neden kapalı kapılar arkasında oluyor.Gizli saklı konuşmanızı gerektirecek neler vardı?İşte sizin tebliğ yönteminize itirazlarımızdan bazılarıydı bunlar.Gelelim diğer maddelere:Diyorsunuz ki: Siz hiç Rusya rejiminde kaldınızmı? Bizler oralara(Türki Devletlerdeki Fethullah Okulları) okullar açtık.İslamı götürüyoruz falan filan.Aşağıdaki yazıyı iyi okuyun.Türk dünyasında kurulan okullar senelerdir Türk dünyasını Batıya, ille de ABD ve İngiltere’ye bağlama vazifesi görüyor. ABD’nin gönderdiği ve CIA pasaportu taşıyan 3000 Dolar maaşlı öğretmenlerin kontrolünde bu okullarda, İngilizce eğitimi ve Batı kültürü aşılanıyorEvet olay kısaca bu oradaki okullarda İngilizce öğretmenleriniz neden CIA pasaportlu.1,5 sene kadar öncesine gidelim.Orta Asya devletlerinde peşpeşe gelen darbeleri izledik geçen senelerde.Bunun sebeblerini düşündünüzmü?Turuncu devrim adı altında Soros harekatını seyrettik.Sizin için ne deniliyor biliyormusunuz.ABD 100 senede giremeyeceği Orta Asya Devletlerine Ajan Fethullah Okulları sayesinde çok kısa bir sürede girdi.Yah işte böyle.Demiştim ki esnaf abilerle bu iş mümkünmü?Hangi iş? Aşağıda:Fethullah GÜLEN grubu, 1992 yılında başlattığı yurtdışı açılımı sonucu 35 ülkede:6 üniversite ve yüksekokul,236 lise,2 ilkokul,8 yabancı dil ve bilgisayar merkezi,6 üniversiteye hazırlık kursu,21 öğrenci yurdu olmak üzere toplam 279 eğitim kurumunu faaliyete geçirmiştir.Yurtdışındaki okulların kuruluş amaçları:Kuruldukları ülkelerde ileride devleti yönetecek nitelik ve nicelikli kadroları yetiştirmek,Işık Sigorta,Bank AsyaZaman GazetesiSamanyolu TVS HaberCHA (Cihan Haber Ajansı)Sızıntı DergisiAksiyon Dergisiİş Hayatı Dayanışma Derneği (İSHAD)Çağ Öğrenim İşletmeleri A.ŞFatih Eğitim ve Öğrenim KurumlarıUfuk Eğitim İşletmeleri Ticaret AŞFırat Eğitim Merkezi İstanbul Ticaret AŞİstanbul FEM DershaneleriAkyazılı Orta ve Yüksek Eğitim VakfıTürkiye Öğretmenler Vakfı (TÖV)Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar VakfıÖzel Maltepe DershaneleriFatih ÜniversitesiHay Maşallah diyeyim say say bitmiyor.Denilmiş ki; Müslümanken Hristiyan olan Nurcu görülmüşmü? Bakın şu an için asıl amaçta şudur:Fetullah Gülen ve İslam’ın ProtestanlaştırılmasıABD eski başkanlarından Bill Clinton’un danışmanı Eckelman, Fettullah Gülen’i “İslam’ın Martin Lutheri” olarak tanımlıyor. Martin Luther olmak, yani İslamı tahrif ederek, modernleşme-globalleşme tuzağında bozmak… Fetullah Gülen’i en iyi tarif eden kavramlardan birisi belki de budur.Impact International dergisinde , Afrika üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan Amerikalı kadın gazeteci-yazar Elizabeth Liagin bakınız Fetullah Gülen’in yarenlik ve itikad birliği ettiği neo-con’ların “Ilımlı İslam”ını nasıl anlatıyor:”ABD liderleri ve Amerikan dış politikasına yön veren toplum mühendislerinin ‘ılımlı İslam’dan söz ederken kasdettikleri şey atıl, pasif ve uysal bir İslam portresidir. Yani Amerikan hegomanyasına karşı çıkmayacak, sınırları Batı tarafından çizilmiş, alanı daraltılmış bir İslam…”Bakın ne güzel belirtilmiş.ABD hegamonyasına karşı çıkılmayacak.Sınırları Batı tarafından çizilen ve daraltılan bir İslam.Bunu Fethullah medyasında sürekli görüyoruz zaten.Etyen Mahçupyanlar,Fener Rum Patrikhanesinin Ekümeniğini tanıyan yazarlar,Hristiyanlarla Amentüde birliğimiz var diyen yazarlar,Pkk lılara Şiir kitabını veripte Türkü kasedi yaptıran ve peşinden Saman televizyonunda bu pkk lıya teşekür edenler. Evet bu belirtilenlerin hepsinide sağlayan Fethullahçılar….daha ne diyeyim ki size!!!atillaonaran23 Mayıs 2008 01:48 Düzenle SilTürkiye’de AKP’nin nasıl iktidara geldiğini ya da Fethullah Gülen cemaatinin ABD’de nasıl kolayca örgütlendiğini anlamak için de bilgi gerekiyor.CIA’nin İslamiyet Raporu da AKP ve Gülen’in kodlarını çözmeye yarayan bilgileri içeriyor. İşte o rapor:CIA’nin 88 sayfalık raporunun girişinde şu cümleler dikkat çekiyor:”İslam Dünyası kendi değerlerini ve doğasını tanımlamanın kavgasını yaşıyor. Peki ABD’nin bu kavgadaki öncelikleri neler? Önce İslamiyet’ten kaynaklanan şiddetin önlenmesi, sonra ABD’nin İslamiyet’e karşı olduğu imajından kaçınılması ve daha sonra da İslam dünyasının demokratikleştirilmesine yönelik atılacak radikal adımların planlanması…”İslam dünyası şu an gelişme yoksunluğu ve globalleşme ile uyumsuzluk sorunlarıyla boğuşuyor ve bugüne kadar İslam dünyasında çare için bulunan milliyetçilik, Pan-Arabizm, İslam devrimi vb. kavramların da bu çözümde yetersiz kaldıkları görülüyor.”Bu tanımlamadan sonra raporda İslam dünyası 4 başlıkta şöyle kategorize ediliyor:1) Köktendinciler: Demokratik değerleri redderler ve İslami değerlerle yönetilen otoriter bir dtevlet biçiminden yanadırlar.2) Tutucular: tutucu bir toplum isterler ve modernleşme ve değişim konularına kuşkulu yaklaşırlar.3) Ilımlılar: İslam dünyasının, globalleşmenin bir parçası olmasından yanadırlar ve İslamda reform ve modernleşme isterler.4) Laikler: Din ve devlet işlerinin ayrılmasından yanadırlar. Batı türü demokrasiden yanadırlar ve dini kişi düzeyine indirgemeye çalışırlar.”Bu kategorilendermenin ardından ABD yönetiminin yapması gerekenler raporda şöyle sıralanıyor:”Önce “Ilımlı İslamcılar” desteklenecek: Çalışmaları ve görüşlerinin yayınlanması ve dağıtılmasına maddi katkı yapılacak, daha geniş kitlelere ve özellikle gençlere ulaşmaları teşvik edilecek, sivil toplum kuruluşları kurmalarına, eğitim için yer bulmalarına ve politik süreç içinde gelişmelerine destek olunacak, görüşlerini yaymak için web sitesi, okul, enstitüler kurmalarının önü açılacak ve Ilımlı İslam’ın kitlelerin alternatifi olması sağlanacak.Köktendincilere karşı tutucular desteklenecek: Bu amaçla, her iki grubun ittifak kurmalarının önüne geçilecek, tutucularla Ilımlı İslamcıların ittifak kurmaları sağlanacak ve tutucu eğitim kurumlarında ılımlı İslamcılar’ın görüşlerinin yayılmasına çalışılacak, tutucu İslamcılar arasında özellikle Sufizm’in taban bulması için uğraşılacak.Laikler, duruma göre desteklenecek: Laikler’in köktendinci tehhlike karşısında ABD ile aynı görüşte olmaları için uğraşılacak ve bu durum laiklerin milliyetçilik ve sol akımlara yanaşması önlenerek gerçekleştirilecek.Köktendincilerle etkili mücadele edilecek: bu konuda da köktendincilerin terör eylemleri sürekli gündemde tutulacak, gazetecilerin köktendinci akımlar içindeki yolsuzlukları, baskıları, moralsizliği sürekli gündemde tutmaları sağlanacak, aralarındaki bölünmeler hızlandırılacak.”Raporun daha sonraki bölümlerinde kategoriler daha detaylı olarak anlatılıyor ve Türkiye’yi ilgilendiren bölümler başlıyor.Örneğin Köktendinci gruplar arasında El Kaide ile birlikte Kaplancılar da sayılıyor. Laik kategoriye en iyi örnek olarak Türkiye’deki Kemalistler gösteriliyor ve aslında milliyetçilik vb akımlar nedeniyle aslında laiklerin ABD’ye çok yakın bakmadıkları da raporda yer alıyor.Peki bu durumda en iyi ittifak olarak kim kalıyor?Rapora göre bu durumda en iyi ittifak Ilımlı İslamcılar’la yapılabilir… Ve sıkı durun raporun 38. sayfasında Ilımlı İslamcı olark Türkiye’den Fethullah Gülen’in adı örnek olarak veriliyor. 39. sayfada da Ilımlı İslamcılar’ın en büyük eksikliklerinden birinin “ekonomik güç” olduğu vurgulanıyor ve maddi açıdan desteklenmeleri isteniyor.Raporda Türkiye’nin Ilımlı İslam için iyi bir madel oluşturduğu tespitinde bulunularak, bu konuda Türkiye’deki iktidarın desteklenmesinin altı çiziliyor.Raporun daha sonraki bölümlerinde kategorilendirilen İslami grupların, kadın, evlilik, cihad, demokrasi, eğitim vb. konulara nasıl baktıkları da ayrıntılarla inceleniyor.Raporun son bölümünde “Derin Strateji” başlığı altında da, ilk başta verilen “Yapılacaklar” daha da detaylandırılıyor.Burada en ilgi çekici olanı da, “Ilımlı İslami bir lider oluşturulması” başlığı altında ortaya çıkıyor:”Ilımlı İslamcılar’ın cesur sivil liderler olmasına çalışılmalı ve demokrasi, insan hakları, kadın hakları konusunda etkili politikalar geliştirmeleri sağlanmalı. İslamın bir üst kimlik olduğundan çok, insanlarının kimliklerinin bir parçası olduğu işlenmeli, sivil toplum örgütleri oluşturarak Ilımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı…”Tabii raporda Türkiye’yi, Irak’ı ve tüm İslam dünyasını ilgilendiren bölümler ve hepimize tanıdık gelecek “uygulama önerileri” bulunuyor…Biz burada sadece raporu kısaca özetledik…RAPORUN ADRESİ :www.rand.org/publications/MR/MR1716/MR1716.pdf