Bugunku gazetelerde yine birbirinden mukemmel haberler, kose yazilari ve resimler var. Tabii dizayn konusunda da benzersiz uygulamalar mevcut; insan sayfaya bakinca gozu bi fena oluyo. Bir belediye baskani (Izmir), ‘sehrimizin kizlarini ozgurluk guzellestiriyo’ demis. Milliyet’in Pazar ekinde ‘cool olmak ya da olmamak’ diye pek guzel bi haber var. Cesitli tipler, hangi unlu cool hangisi diil ve bu nasil bi haldir diye goruslerini belirtmisler. Bazi arkadaslara tavsiye ederim. Yine ayni ekte tam sayfada, esek kadar puntolarla su manset atilmis: Johnnie Walker: Hep ileriye, daha iyiye! Oh-oh, keep walking beyler. Sayfanin hicbi yerinde bunun bi reklam oldugunu gosteren en ufak puntoda bi yazi dahi yok. ‘En guzel cinsel fanteziler’, ‘Internetin kanunu yok, suclusu cok’ gibi basliklarla surup giden ve insana taptaze duygular veren bi ek. Aslinda Ertugrul Bey’in yazisini okuyana kadar dengem tam olarak bozulmamisti ama su satirlari gorunce, bu adama hic kimsenin rakip olamayacagini bir kez daha anladim: ”…Patlayan fisekler, ortaligi inleten 10. Yil Marsi bana aynen Amerikalilarin 4 Temmuz veya Fransizlarin 14 Temmuz bayramlarini kutlamalarini hatirlatti. Dikkat ettim, tatil koyunde kalan butun turistler programi sonuna kadar buyuk bir keyifle izlediler. Gece oradan cikip kaldigim tekneye dogru giderken, baska tatil koylerinden de ayni nakaratlar yukseliyordu: ‘Ciktik acik alinla, on yilda her savastan’. Deniz sakindi, hilali biraz gecmis yarim aya yaklasmis o guzel isikli top, Torba Korfezi’nin uzerinde icimi aydinlatiyordu. Sadece beni degil, butun Turkiye’yi…”
Acilen bertaraf edilmesi gerekenler listesinin basina Ertugrul Abi’yi koyuyorum. Liste soyle devam ediyor:
2. Camlica tepesinin uzerindeki antenler
3. Kinaliada uzerindeki antenler
4. Havaifisek imal ve ithal eden firmalarin depolari
5. Marketing Turkiye dergisinin uzerinde bi beyin olan ve altinda ‘beyin salatasi’ yazan bilbord reklamlari
6. 12 adam maskeleri
7. Istanbul ve Canakkale Bogazi uzerindeki yeni radar kuleleri
8. Hammam, Laila ve Reina
9. Taksim’de ‘bekleme yapan’ taksiler
10. Beyoglu’nda ‘tersoyum’ diye milletten para kopartip, hakiki dilenci ve alkoliklerin rizkina mani olan serseri
11. Sehirlerarasi otobus muavinleri
12. Poset denilen torbalar
yorumlar
listeler bitmez. listelemeyi pek severiz. arşivci beyin hafızayı sıraya döküp sonra inciler gibi saçmaya pek düşkündür. Burda(hafif) da örnekleri azımsanmayacak kadar çok. Herkes, sevmediklerinin, kafasını karıncalandıranların, minik ayrıntıların 10 tanesini biraraya getirdiği anda listeyi döşeyiveriyor.
Bu da pazardan girip gazeteci şoparlığından çıkacakkken günlük hayatın gözlem cilvesine takılıp sırayı dizmiş bir yazıcık..
Hep sinirlenilenler daha kolay ifade edilir nedense. “Humiliation” ın atraksiyonu(attraction daha doğrudur) olsa gerek..
Tamamen oyle. Hatta daha dogrusu “l’attraction de
l’ humilition” olabilir mi acaba? Asagilandikca aciliriz, acildikca listecikler yapar, yaziciliklar yazariz. Tabii sizin bu vaziyeti “astiginizi”, “hayatin gozlem cilvecikleri”ni artik bi kenera biraktiginizi biliyoruz. Nereden mi? Su tesadufe bakiniz ki, sizin de “my sundays” basligi altinda yazdiginiz ve yine tesadufe bakiniz ki bir “liste” halinde sinirciklerinizi doseyiverdiginiz yazinizdan.
my sundays liste değildir.
sinir değildir.
günlük hayatın yalnızca geçip giden saatleridir.
algılayınız.
yazdiklariniza. Buralarda oyalanmayin; piyasada sizin gibi sayiklamalarini yazip sonra bunlari kitap yapmis bi suru genc “yetenek” var.