Yüzüme bile bakmadan okumuştu ismimi, benden yanıt beklemeden diğerine geçti. Anlam veremeden kaldım yerimde. Her gün dersi vardı bize ve yine ayı perde; yüzüme bile bakmadı… Ne çokta heyecanlanırdım aslında, hiçbir derse girmek istemeyen ben, sadece o var diye derse giriyordum. İmkânsızlıkları seviyordum ve imkânsız da olsa istiyordum. Sanırım âşık olmuştum. Dersimiz o bu şu ne fark eder benim için, sadece gözler… Hiç yaşamamıştım böyle bir duygu; ne kadar sade, ne kadar nazik bir ifade ve bir o kadar da ciddi oluşunun altında gizli bir hayat vardı ama. Günler günleri kovaladı, yorulmadı hızla koştu, ama bana yetişemedi.Tesadüf müdür, kader midir bilmem ama karşılaşmıştık bir dolmuş durağında; onun elinde bir sürü kitap, benim elimdeyse sigara. Filmlerde ki gibi olmadı, kitaplar yere düşmedi… Ama tanıştık yinede, o ilk lafı başlattı zaten, meğerse ismimi bile biliyormuş söyledi hemen. Dedim ki hocam; sıkıldım bu metabolizmadan, önce biraz şaşırdı ama beni çok iyi anladı. Usulca eğildi; “eksik bir şey vardır o yüzdendir “ dedi. Çekip gitti?Ben okulu bitirdim bitirmesine ama hocam o günden sonra bir daha girmedi derse…