Nükleer santrallerin reaktörleri, enerji üretiminin sonucunda yan ürün olarak yüksek dereceli tabir edilen atıklar üretirler. Bu atıklar genelde ileri derecede zırhlama gerektirecek kadar yüksek radyoaktiviteye ve yüksek sıcaklıklara sahiptirler. Bu tip atıklardan dünya genelinde yılda yaklaşık 12,000 ton üretilmektedir ve bu sayı gün geçtikçe artmaktadır.

sıcaktan kızarmış plutonyum çekirdeği
sıcaktan kızarmış plutonyum çekirdeği

Bunları ömürlerinin sonuna dek bir mağarada saklamak yerine yapılabilecek şeylerin başında yeniden kullanmak gelmektedir. Sezyum 137, Strontium 90 vb. izotoplar çeşitli endüstrilerde, sağlıkta, gıdada ve güvenlik uygulamalarının yanı sıra radyoizotop termoelektrik jeneratörü tabir edilen sistemlerde zaten kullanılmaktadır.Radyoizotop termoelektrik jeneratörleri Viking, Pioneer, Voyager, Galileo, Cassini vb. uzun süreli uzay görevlerinde enerji temini amaçlı kullanılan sistemlerdir.

cassini huygens uzay aracı...
cassini huygens uzay aracı…

Bu jeneratörler radyoaktif ışımadan kaynaklı ısıyı alır, Seebeck efekti denen bir yöntem ile direkman zayıf akıma dönüştürürler.


Çeşitli ufak örnekleri bulunan alternatif bir sistem olan Stirling motorları benzer ısı farklarında çok daha yüksek güç ve elektrik enerjisi üretebilmektedir.

stirling motoru örneği...
stirling motoru örneği…

Radyoaktif malzeme külçesinin yaydığı 600°C ye varan ısı Stirling motorunun içerisindeki helyum gazını genleştirecek, bir piston ve alternatör bu sayede enerji üretecek, ısı gaz tarafından bir yöne taşınacak ve gaz soğuyarak eski haline gelecektir.Sovyetler birliği döneminde insansız bölgelerde birçok deniz feneri bu tarz sistemlerle 30-40 sene hiç uğranmadan çalışacak şekilde tasarlanmış ve kullanılmıştır. 1.5 kg ağırlığında Plütonyum 238 külçeleri ile çalışan bu sistemlere tabii ki hırsızlar tarafından müdahale edilmesi, radyoaktif malzemenin silah yapımı amacı ile çalınabilmesi, çeşitli çevresel sorunlar çıkabilmesi dile getirilen başlıca kuşkular olmuştur.Son dönemlerde yapılmakta olan çalışmalarradyoaktif atık malzemesi ve 1870’lerde tasarlanmış Stirling motorları kullanılarak uzun vadeli çalışacak sistemler konusunda ümit vaat etmektedir. Kim bilir belki de yakın zamanda depolanmış olan nükleer atıklardan da faydalanmak mümkün olacaktır…