Merhaba;Bir insan Kaynakları Yöneticisi olarak sizlerle nedir bu ik yahu dedirten bazı konuları paylaşmak istiyorum. Her şirkette insanların bir adım geride durmayı tercih ettiği, görüşmelere gelenlerin karşılarında ne yapacakalrını bilemedikleri bir departmanız biz. Aslında korkacak bir şey yok:) Biz de başka iK’cıların önünde aynı karşımıza gelenler gibi hissediyoruz. Peki bizler nelere dikkat ediyoruz nelere dikkat etmeliyiz?Kendimden örnek vererek başlayacağım. Bir çok kişi için dış etiket çok önemlidir. Görüşmeye gelen bayansa, tam makyajlı, mümkünse diz hizasını çok yukarı geçmeyecek eteği, saçları toplu.. vıd vıdı vıdı vıdı işte, erkekse; takım elbiseli, traşlı vs.vs. işte bunu anlayamıyorum. Tamam tabi ki karşımıza gelenler kendini bırakmış, çok salaş şekillerde olmamalı ama bunu bu kadar kalıplaştırmak nedir? O zaman her geleni işe almamız gerekmez mi bu bilgiler her yerde ve bunlara uymadan gelen aday yok zaten:) Ben bu kriterleri ön eleme şartlarımın dışında bırakıyorum. Bunun yerine elimi nasıl sıktığı, kendine ne kadar güvev duyduğu, benimle nasıl iletişim kurduğu önemli bir hal alıyor.Özellikle ilk bir kaç dakika kişi gergin oluyor ve doğru gözlem yapmamız çok mümkün olmuyor, bu nedenle mümkün olduğunca önce kişiyi rahatlatma yoluna gidiyorum. Kendini bana açmasını sanki tanıdığı biri ile sohbet ettiğini hissettirmeye çalışıyorum. Tabi ki sonrasında pozisyonla özelliklerinin, tecrübelerinin uygunluğu çok önemli.Diğer bir konuda tecrübe, tutturmuşuz bir tecrübe gidiyoruz. Tamam bazı işlerde tecrübesiz olmuyor kabul ediyorum ama bir çok iş için de kişinin o işi yapabilme potansiyeli, o iş için uygun değerleri taşıyıp taşımadığı önemli bana sorarsanız. Tıpkı üniversite etiketi aramadığım gibi her pozisyonda da tecrübe aramıyorum. Kişide işi yapacak potansiyeli gördüğümde daha mutlu oluyorum. Çünkü o işi ilk kez benim şirketimde benim şirket kültürümü alarak yapacak.Hani üniversite de çok öenmlidir ya size en son başvurularda yaşadığım bir şeyi aktarmak isterim. Tamamen yabancı ülkelere (ingilizce) yapılacak bir satış pozisyonu arayışımız vardı. Kullandığımız ilan sitesine bazı ingilizce sorular ekledim. Bir başvuruyu incelemye başladım. Kişi Boğaziçi mütercim, tercümanlık bölümü mezunu. Ama sorulara verdiği cevaplar malesef iç karartıcı; maaş artı prim uygun mu sorusuna ”Yeah” gibi bir cevap vermiş. Burada 2 şey var insanı düşündüren ya ”Ben Boğaziçi Mezunuyum tabi ki ingilizcem süper bu sorularla mı uğraşacağım” ya da ”Ben o kadar okudum ama kendimi ifade etmeyi tam olarak anlamadım” Çünkü verilen cevapların görüşmeye çağrıda önemli olduğunu da belirtmişiz. Nitekim ön yargılarıma yenilmiş olsaydım o kişiyi elemem gerekebilirdi. Çünkü ciddiyetsiz cevaplar vardı. Fakat ben kedisi ile yüz yüze görüşmeyi tercih ettim. Aslında gayet iyi ingilizcesi olduğunu ve işimize uygun olabileceğini gördüm.iş arayışı aktif arkadaşlara iletebileceğim önemli bir kaç nokta ile yazımı sonlandırmak istiyorum;* Dış görünüş; evet oldukça önemli şu genel geçer kıyafet durumuna mümün olduğunca uyun derim.* Adres Sorunu; sizi bir şirket görüşmeye davet ettiğinde lütfen ısrarla adres sormayın, günümüzde adres bulmanın bir çok kolay yolu var en azından interneti kullanmayı biliyorsunuz ki başvuru yapıyorsunuz.Açıp şirket sitesine de bakıp adres alın. Tabi ki bulamadığınızda kolay bir tarif adı altında adres rica edin.* Görüşme Davetleri; mümkün olduğunca çok önemli bir maniniz yoksa size verilen mülakat zamanını esnetmemeye verilen zamanda gitmeye çalışın.* Görüşme Sırasında; Asla laubali bir tavırda olmayın rahat olun ama unutmayın karşıdaki kişi sizin her hareketinizi ölçmek ve bir karara varmak için orada bulunuyor.* Görüşme Sonrasında; bazı şirket süreçleri çok uzayabiliyor. Size verilen süre geçtiğinde eğer istediğiniz de bir iş ise mutlaka mail ya da telefon yolu ile iletişime geçerek süreçle ilgili bilgi alın.* Bunlar oldukça genel bilgilerdir. Tabi ki görüşme tamamen sizin kendinize güveniniz, kendinizi iyi ifade etmeniz, değerlerinizi ve işi ne kadar istediğinizi ortaya koymanızlşekillenecektir.Herkese iş arama süreçlerinde başarılar dilerim…