Yaz iyice yaklaştı ama kıştan çıkamadım ben hala.Havalar da soğuktu.Üşümek metabolizmamızın bir parçası sanki..Ne kadar “Ben iyiyim, az biraz üşütmüşüm sadece…” desek te soranlara, için için parçalandığımızı bir tek biz biliyoruz.Soğuğun bu kadar koyduğuna inanamıyoruz.Bunca yıllardır kış sadece gelip geçici aheste bir mevsimdi, bu sene neler oluyor acaba diye düşünürken düşüncelerimizin bile donmak üzere olduğunu farkediyoruz. Konuşmak isteyip konuşamıyoruz. Artık “Nasılsın??” diye soranlara da cevap veremiyoruz. Ölüm adını veriyorlar bu olayın adına..
Halbuki kışın soğuğundan etkilenmiştik sadece birazcık..Neden hemen koydular bizi bu küçücük mezara?Hayır..Aslında ne kadar neşeli görünsekte dışarıdan, biz de farketmemiştik aslında ama, meğer her gün biraz daha yok oluyormuşuz.Eriyip gitmenin bu kadar hızlı ve kolay olduğunu başımıza gelmeden anlıyamıyoruz tabii ki.. Metabolizmamızın bir parçasıydı bu…Daha bir sürü şey metabolizmamızın bir parçası aslında ama hangimiz kendimizi tanımak için en küçük bir çaba gösterdik ki??Ne çok cevher yatıyordu içimizde biz farketmeden.Farketmenin de metabolizmamızın bir parçası olması ne güzel olurdu.Etrafımız da farkedemediğimiz bir çok olay olup bitiyor, biz kendimizin bile farkında değilken..Uğraşmak anlamsızlığın içine düşmüş bu işin başından beri zaten..Belki de sırf bu yüzden filozoflara anlamsızlık gözlerimizi çevirdik hemen..Ne de olsa onlar bizden farklı olarak, uğraşmayı seçmişlerdi..Herkes kendi konusunda uğraşır diyoruz aslında ama kim gerçekten uğraşıyor ki?Bana kalırsa eksiklerimize bahaneler bularak kendimizi avutuyoruz.Ama bu kadar acizlik olur ki kendimizi avuttuğumuz saçmalıkları bile bir zaman sonra gerçek olarak kabullenip iyice saçmalıyoruz..Çok zor bir iş düşünmek..En iyisi ben yine saçmalıklar, anlamsızlıklarla uğraşıyorum diyerek kendimi avutayım…(((Ve yazımı kalın yazarak daha inandırıcı olacağıma kendimi inandırayım…)))