Ecology of the Planted Aquarium, Diana Walstad, Handbuch Aquarienwasser, Hanns-J. Krausekitaplarından yararlandığm ve ilk çıktığı 1998 yıldan beri Almanya’da yok satan, sonradan da İngilizceye çevrilip dünyada satılan The Successful Reef Aquariumadlı kitaptan çevirerek yazdığım bu makale benim için olağanüstü derecede önemli. Sizi bilmiyorum.Dış etkenlerin, özellikle de çevre kirliliğininmercan kayalığı ekolojileriüzerindeki olumsuz etkileri çok çarpıcıdır. Fakat içinde yaşayan bütün canlılarıyla birlikte karmaşık tek bir organizma olarak düşünebileceğimiz mercan toplulukları, adaptasyon, yani yeni durumlara uyum sağlayıp yeni çözümler üretme yetenekleri sayesinde bu etkilerle kısmen başa çıkabilirler. Ancak çok temiz ve berrak sularda yaşayabilen simbiyotik sert (kalkerli) mercan kolonileri The Successful Reef AquariumkitabındanGerçek hayattan bir örnek olarak, güzel bir Filipin adası olan Guimaras‘ın kıyısına paralel olarak uzanan mercan kayalıklarını düşünün. Burada kıyıya dökülen bir nehir, okyanusa taze ve temiz tatlısu taşıyor. Deniz berrak, mercanlar binlerce canlısıyla ışıl ışıl. Derken burada insan hayatıyla birlikte tarım başlıyor. Arkasından sulama, gübreleme gibi aktiviteler yüzünden tortu yaratan toprak tabakaları ve tarım artıkları nehre karışıyor. Okyanusa taşınan bu tortuların mercan ekolojisiüzerinde çok önemli etkileri oluyor. Deniz suyu bulandığı için mercanlar daha az güneş ışığı alabiliyorlar; bunun sonucu olarak da mercanların içinde yaşayan simbiyotik yosunların fotosentez aktiviteleri önemli bir ölçüde engellenmiş oluyor. Simbiyotik yosunlarabağımlı olan mercanların hayatı tehlikeye girerken sünger gibi suyu filtreleyerek beslenen canlılara gün doğuyor. Bunlar, kendilerine yeni ekolojik avantajların kapısını aralayan bulanık suyla yaşamaktan oldukça mutlu oluyorlar. Tortulu suyun gelmesinden önceki sert rekabet koşulları, onları daracık alanlara sıkıştırmışken şimdi küçücük süngerler yayılarak serbest yüzen yosunların ve simbiyotik mercanların yaşama alanlarını işgal etmeye başlıyorlar. Diğer mercan kolonisi sakinleri de bu değişimlerden paylarını alıyorlar. Yosunlarla beslenen balık, salyangoz, deniz kestanesigibi hayvanlar ya açlıktan ölüyorlar ya da göç etmek zorunda kalıyorlar. Aynı sonuç herbivor canlılarlabeslenen karnivorlar(hayvansal gıdalarla beslenen) için de geçerli oluyor. Örneğin yosun yiyen salyangozlarla beslenen balıklar, yengeçler. Belli mercan türleriyle simbiyotik yaşam süren, örneğin Acroporakolonileriyle veya Xeniatürü yumuşak mercanların içinde yaşayan küçük simbiyotik yengeçler tamamen ortadan kayboluyorlar. Daha önce bu mercan topluluğunda hayatını sürdürmüş fakat yeni ekolojik şartlara uyum sağlayamayan birçok organizmanın da akibeti yok olmak oluyor. Tamamen bozulan ekolojik denge birçok canlının sonu olurken, filtreleyerek beslenen çeşitli su böceklerine, kurtlara, küçük yengeçlere, yine filtreleyerek beslenen istridyelere ve birçok diğer canlıya yeni fırsatlar yaratıyor. Bu yeni ekolojik düzen, istridyeleri çatlatıp içindeki yumuşak gövdeyi yemekle uzmanlaşmış deniz yıldızları gibi yeni predatorları (yırtıcı) sahneye getiriyor. Yeni ekolojik düzenin yeni organik atıklarını parçalamak için bakteri kolonileri de gerektiği şekilde adapte olup çoğalmak zorunda kalıyorlar. Bütün bunlar, içinde yaşayan canlılarla birlikte bütün bir mercanlar dış ve iç etkilere göre kendisini nasıl yeni baştan organize ettiğini açıklıyor. İçinde mercan kolonilerinin yaşadığı bir deniz akvaryumu edinmek isteyen bir kimse, öncelikle bir akvaryumun doğal mercan ekolojileri gibi karmaşık bir organizma olduğunun bilincinde olmalıdır. Bu makro-organizma, birbirlerine bir şekilde bağımlı yaşayan birçok canlıdan oluşur. Akvaryum canlılarının oluşturduğu bu organizma da, doğal ekolojilerde olduğu gibi, geçici değişim süreçlerinden geçerek bir denge yakalamaya çalışır. Dışarıdan gelecek en küçük bir alışılmadık etki, bu dengeyi başka bir yöne gitmek üzere yerinden oynatabilir.Omurgalılarla omurgasızların beraber yaşadığı bir deniz akvaryumuda tıpkı doğal mercan toplulukları gibi karmaşık bir ekosistemdir.Ancak bu karmaşık sistem, yeni bir dengede hayatını sürdürme konusunda her zaman başarılı olamayabilir. Bu tür ekolojik felaketlerin bir örneği, Filipinler’in Bolinao bölgesinde yaşanmıştır. Burada mercan kayalıkları, bir kilometre açıkta kıyıya paralel olarak uzanırlar. Buranın halkı eskiden ber balıkçılıktan geçinirmiş. Son zamanlarda aşırı nüfus artışıyla birlikte daha çok balık avlanıyor; daha çok da organik atık denize bırakılıyor. Deniz suyunun organik maddelerce zenginleşmesi yosunların artmasına neden oluyor. Balıkçılar da bu arada özellikle de irilerini seçmeye özen göstererek, aralarında birçok yosun yiyen tür olan balıkları avlamaya devam ediyorlar. En etkili yosun tüketicileri böylece kısa zamanda yok ediliyor. Geriye mercanların arasında yaşamaya çalışan küçük genç balıklar ve hızla yayılan yosunlar kalıyor.Büyük balıkları tüketen balıkçılar bu sefer küçüklerinin peşine düşüyorlar. Ellerindeki bambu sopalarla sert mercanları kaldırarak altlarında balık aramaya başlıyorlar. Sonuç olarak yara alan ve iyice güçsüzleşen mercanlar yosunlarla kaplanarak ölüyorlar. Bir zamanların cam gibi suyunda yaşayan rengarenk mercan topluluğundan geriye tortulu bir deniz ve yosun öbekleri kalıyor. Bu da farklı bir denge, yeni bir yaşam biçimi denebilir fakat eskinin binlerce tür canlıyı barındıran ekolojisine göre oldukça fakir.