gomunist yerine komünist yazması ben şaşırtmadı değil. şu lafı da ilginç buldum:”Çünkü Aydemir Güler, tam bir komünisttir. İstiklal Marşımız’da ise vatanımız, milletimiz, hürriyetimiz, dinimiz, bağımsızlığımız, şehitlerimiz, bayrağımız yüceltilmiştir. Bunlar bir komünisti nasıl hislendirir ki?”hâlâ “gaçın gomunistler geliyor” zihniyetinde insanlar var demek.ayrıca aydemir güler’in mehmet âkif’in torunu olması ismail cem’in cemil ipekçi’nin kardeşi olması kadar ilginç geldi bana.
yavuz bülent bakiler beyefendinin, kendi dedesi hakkında “o büyük bir şair, yürekli bir vatansever, gerçek bir mütefekkir, gözü pek bir idealist, müstesna bir karakter abidesi ve noksansız bir müslüman’dır” gibi kocaman ve iddialı bir cümleyi sarfedip sarfedemeyeceğidir.tahminen kendisinin doğduğu yıllarda ölen bir şahsa,karakteri ve imanı da dahil olmak üzere, böylesine büyük laflar edebilecek kadar inanmışsa ve hayransa, 15 yaşında tavrını koyup bu yoldan yürüyen bir kişiyi dedesini tanımamakla, sevmemekle nasıl suçlar? velev ki şöyle diyelim, bu beyefendinin dedesi ateist olsaydı ne yapacaktı? hayatta hiç görmediği bir insana böylesine bağlanabilen yavuz bülent bey, bir başkasının bağlandığı fikirler yüzünden, dedesini (ki onu da fikirleri yüzünden) sevmemesine ya da tanımamasına neden inanamaz?Ayrıca yazının m.akif’in mısır’a gidişi ile başlayıp, bir açıklama yapacak zahar derken, birden fesin tarihçesine ve ani bir saltoyla komünizme geçişi benim diyen kaleciyi kontrada bırakacak cinsten.görünmeyen çifte standartlara iyi bir örnek olmuş bu yazı.bahsi geçen röportaj (yalnız link google’ın önbelleğinden. ileride bir gün yok olacak. tercüman’ın sitesinde bulamadım)
bana kalırsa iki taraflı bir terdirginlik var. aydemir güler bey de komunistliğine zarar gelmesin mantığıyla sıradan cümleleri bile kurmak istemiyor. yani, komünist değil islamcı diye insan dedesine bu kadar uzak kalmaz. mehmet akif ersoy iyi hatta çok iyi bir şairdir ayrıca, en azından murathan mungan’dan iyidir. ne yazık ki anadolu komunistlerinde böyle bir tavır var; somurtan, alıngan ve sabit fikirli. oysa gülümsemeleri gerekir, aydemir güler’i gülerken görmüşlüğümüz var ne de olsa.bir de o göç meselesi değil mi efendim? her şairin karanlık yönü olabilir tabii. ancak mehmet akif, kuşkusuz ki istiklal marşı’nı yazmamış olsaydı, bugün daha büyük anılacaktı ki nazım hikmet de onun hakkını verir.kaldı ki tevkif fikret’in oğlu da papaz olmuştu, insanlar dedelerinin izini sürmek zorunda değildir ancak tekrar söylüyorum, ben aydemir güler’den daha rahat olmasını beklerdim. gülüp geçebilirdi, tercüman’daki gibi saçmalıklara yol vermeyebilirdi. bu toprakların solcularının yabancılaşmış halleri ne zaman sona erecek merak içindeyim.
basinimizin pür melali ortada sanirim, fazla lafa ne hacet? insanin akli balkanlardaki soguk hava dalgalari gibi kuruyor kaliyor böyle diyaloglari isitince. simdi bahis konusu yazarin (bu ayri bir tartisma ya) kalkip aydemir güler’i mehmet akif’in torunu olmak-olmamak arasindaki iliskisini ve komünistligini böylesine inanilmaz (!) bir arastirmaci ruhla vermesi hepimizi titretiyor.konu hakkinda görüs bildiren arkadaslar tamil gerillasi, pagan ve ia’na kismen katiliyorum.nihayetinde güler in de kalkip böyle bir sahsi cok da kaale almamasi gerekirdi veya gercekten naif bir tebessüm bile bakiydi.beni iskillendiren yazarin (!) komünist /lik, hakkindaki görüs beyanidir. pek sasirmadim lakin bildigimiz bir gercek var ki o da, türk medyasinin yillardan beri süregelen muhalif kimliklere, özgürlük icin verilen kavgalara vs. vs. yaklasimlarinin ne denli emperyal soslarla yogruldugudur.bir gecede yayin yönetmeninin odasindan gecip ertesi gün yazar olunan bir basinimiz sözkonusu.bu gercekler böyle biline ve buna göre yorum yapila…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
gomunist yerine komünist yazması ben şaşırtmadı değil. şu lafı da ilginç buldum:”Çünkü Aydemir Güler, tam bir komünisttir. İstiklal Marşımız’da ise vatanımız, milletimiz, hürriyetimiz, dinimiz, bağımsızlığımız, şehitlerimiz, bayrağımız yüceltilmiştir. Bunlar bir komünisti nasıl hislendirir ki?”hâlâ “gaçın gomunistler geliyor” zihniyetinde insanlar var demek.ayrıca aydemir güler’in mehmet âkif’in torunu olması ismail cem’in cemil ipekçi’nin kardeşi olması kadar ilginç geldi bana.
yavuz bülent bakiler beyefendinin, kendi dedesi hakkında “o büyük bir şair, yürekli bir vatansever, gerçek bir mütefekkir, gözü pek bir idealist, müstesna bir karakter abidesi ve noksansız bir müslüman’dır” gibi kocaman ve iddialı bir cümleyi sarfedip sarfedemeyeceğidir.tahminen kendisinin doğduğu yıllarda ölen bir şahsa,karakteri ve imanı da dahil olmak üzere, böylesine büyük laflar edebilecek kadar inanmışsa ve hayransa, 15 yaşında tavrını koyup bu yoldan yürüyen bir kişiyi dedesini tanımamakla, sevmemekle nasıl suçlar? velev ki şöyle diyelim, bu beyefendinin dedesi ateist olsaydı ne yapacaktı? hayatta hiç görmediği bir insana böylesine bağlanabilen yavuz bülent bey, bir başkasının bağlandığı fikirler yüzünden, dedesini (ki onu da fikirleri yüzünden) sevmemesine ya da tanımamasına neden inanamaz?Ayrıca yazının m.akif’in mısır’a gidişi ile başlayıp, bir açıklama yapacak zahar derken, birden fesin tarihçesine ve ani bir saltoyla komünizme geçişi benim diyen kaleciyi kontrada bırakacak cinsten.görünmeyen çifte standartlara iyi bir örnek olmuş bu yazı.bahsi geçen röportaj (yalnız link google’ın önbelleğinden. ileride bir gün yok olacak. tercüman’ın sitesinde bulamadım)
bana kalırsa iki taraflı bir terdirginlik var. aydemir güler bey de komunistliğine zarar gelmesin mantığıyla sıradan cümleleri bile kurmak istemiyor. yani, komünist değil islamcı diye insan dedesine bu kadar uzak kalmaz. mehmet akif ersoy iyi hatta çok iyi bir şairdir ayrıca, en azından murathan mungan’dan iyidir. ne yazık ki anadolu komunistlerinde böyle bir tavır var; somurtan, alıngan ve sabit fikirli. oysa gülümsemeleri gerekir, aydemir güler’i gülerken görmüşlüğümüz var ne de olsa.bir de o göç meselesi değil mi efendim? her şairin karanlık yönü olabilir tabii. ancak mehmet akif, kuşkusuz ki istiklal marşı’nı yazmamış olsaydı, bugün daha büyük anılacaktı ki nazım hikmet de onun hakkını verir.kaldı ki tevkif fikret’in oğlu da papaz olmuştu, insanlar dedelerinin izini sürmek zorunda değildir ancak tekrar söylüyorum, ben aydemir güler’den daha rahat olmasını beklerdim. gülüp geçebilirdi, tercüman’daki gibi saçmalıklara yol vermeyebilirdi. bu toprakların solcularının yabancılaşmış halleri ne zaman sona erecek merak içindeyim.
basinimizin pür melali ortada sanirim, fazla lafa ne hacet? insanin akli balkanlardaki soguk hava dalgalari gibi kuruyor kaliyor böyle diyaloglari isitince. simdi bahis konusu yazarin (bu ayri bir tartisma ya) kalkip aydemir güler’i mehmet akif’in torunu olmak-olmamak arasindaki iliskisini ve komünistligini böylesine inanilmaz (!) bir arastirmaci ruhla vermesi hepimizi titretiyor.konu hakkinda görüs bildiren arkadaslar tamil gerillasi, pagan ve ia’na kismen katiliyorum.nihayetinde güler in de kalkip böyle bir sahsi cok da kaale almamasi gerekirdi veya gercekten naif bir tebessüm bile bakiydi.beni iskillendiren yazarin (!) komünist /lik, hakkindaki görüs beyanidir. pek sasirmadim lakin bildigimiz bir gercek var ki o da, türk medyasinin yillardan beri süregelen muhalif kimliklere, özgürlük icin verilen kavgalara vs. vs. yaklasimlarinin ne denli emperyal soslarla yogruldugudur.bir gecede yayin yönetmeninin odasindan gecip ertesi gün yazar olunan bir basinimiz sözkonusu.bu gercekler böyle biline ve buna göre yorum yapila…