sanal alemin şerrinden koru bizi yarabbi. uzun zamandır aklımdaydı, cinlerin bizi sanal alemde de bulmalarının pek zor olmayacağını düşünüyor, ne kadar saklanmaya çalışsak da bir şekilde ruhlarımıza sahip olabileceklerinden korkuyordum. üstelik bir süredir de internet yoluyla bir büyüye maruz kaldığımdan şüpheleniyordum açıkçası. neyse ki korkularım sona erdi. bir tek nazar hadisesi ve köpekbalıklarının saldırısı kaldı, umarım yakında onlara da bir çare bulunur. esas yazmak istediğim şey başka aslında. adı ve linki geçen şahsı yıllar önce tanıma şerefine erişmiştim. o dönemde bir bayan arkadaşım vardı, büyük bir gazetenin reklam departmanında çalışır, büyük bir reklamcı olma gibi gereksiz hayaller kurardı. o yıllarda bu muhterem zat sahip olduğu manevi hazineyi şirketleştirme yolunda önemli bir adım atar ve başkentimizin ücra bir semtindeki mütevazi bürosunun reklamını büyük bir gazeteyle duyurmaya karar verir. tesadüf bu ya, bu değerli kararın gerçekleşmesine katkısı bulunacak olan şanslı elçi görevi de bahsettiğim arkadaşıma verilir. hevesli ve heyecanlı arkadaşım reklam anlaşması ve reklam dizaynı gibi detayları görüşmek üzere bu şahsın (siz de uygun görürseniz eğer muhterem talihkuşu diyelim kendisine) bürosuna gider, odasına girmek için sıraya girer. odada reklam konusuyla ilgili pek fazla bir şey konuşulmadığını, daha çok genç arkadaşın kişiliği ve psikolojisi, daha da çok hayalleri üzerine konuşulduğunu hatırlıyorum. ama arkadaş genç ve tecrübesiz tabi, anlaşmayı imzalama, iş konuşma vb üzerinde daha çok durulması gerektiğini düşünür, oysa ki muhterem talihkuşu, genç kıza inanılmaz bir teklifte bulunur: kendisiyle kuracağı cinsel ilişki(ler) karşılığında bütün dileklerini gerçekleştirme teminatını verir. dikkatinizi çekerim, çok büyük bir vaat bu, öyle her an herkesin önüne gelmez. hep derim zaten, bir bu kız, bir de alaiddin. üstelik 3 dilek sınırlaması da yok burda. alabildiğine sınırsız, harikulade bir fırsat. ama dediğim gibi, kız henüz cahil, hatta ilk önce muhterem talihkuşunun ne söylediğini bile anlamıyor, şaşkın soru cümleleri ve manasız yüz ifadeleriyle kuşcaazı bayaa bi bunaltıyor. yanlış hatırlamıyorsam arkadaşım kafası karışık bir şekilde odadan çıkarken muhterem kuş “bi dakka, eğer gözlerini kapatırsan hiç dokunmadan seni ileri-geri hareket ettiririm,” diyor (bu kısımda aura kelimesi de kullanılmış galiba bi şekilde) ve kız gözlerini kapadığında göğüslerini ellemek suretiyle kendisini ayakta ileri-geri hareket ettirmeye teşebbüs ediyor. neyse, sonuçta m.k. kızı “iyi düşün, ama biliyorum geleceksin” diyerek uğurlar. fakat heyhat!.. ne yazık ki kız bi daha gitmez. kendisine bütün dileklerini gerçekleştirme vaadinde bulunan, üstelik uhrevi değere sahip muhterem bir talihkuşunu geri çevirir, onun yerine kendisine hiçbir vaadi bulunmayan, aksine kendisinden yaşama daha sakin ve huzurlu bakmak gibi bir beklentisi bulunan bir gazeteciyi tercih eder. genç arkadaşımızın neleri kaçırdığını hayal etmek çok zor (maalesef buna ayakta, gözleri kapalı, ileri-geri sallanma hareketi de dahil). ama yine de o bikaç saniyelik ön-denemenin bile bayaa bi hayrını gördüğünü düşünüyorum. ani bir şekilde reklamcılık uğraşından vazgeçmesi ne kadar mutlu bir hayatı olduğunun en önemli ispatıdır.
adı geçen zat-ı muhteremden şöyle bir mail gelmiş adresime: “BİR GÜN GÖRÜŞMEK ÜZERE EVET BİR GÜN. BU GÜNÜ YANİ BU MAİLİ OKUDUGUNUZ BU ANI BİR YERE BİR NOT EDİN SAATİ DAKİKASI İLE VE BUNDAN SONRA OLACAKLARIDA NOT EDİN GERİSİNİ GÖRÜŞÜRÜZ…”
söz konusu adres sadece hafifte kayıtlı. acaba diyorum üstteki ahkamdan dolayı eşsiz bir düşman mı kazandım? kaplan laneti bu mudur, sanal alemin cinleri mi musallat olacak bana nedir? herhangi bir hafif üyesinin mailboxında da aynı şey varsa fena halde rahatlıycam. aksi takdirde bütün kapı-baca-pencere girişleri kapalı, fakat algı mekanizmam sonuna kadar açık korkuyla bekliyorum.
hah hah hah ahah hahaaa dur sen bu daha neki musallat olmak ne kelime artık uyku bile yok sana geceleri perperişan çığlıklar atarak uyanacaksın dalga geçtiğin bütün üyeler kara basanın olacak. kapı dinlemem baca dinlemem 3 vakte kadar tımarhane görünüyor sana ahah haha hhaaha haaa
Ben medyum Recep Kaplan’ı Gerek Basından Gerekse http://www.astromerkez.com dan tanıyan biriyim.Kendisi hakkında çıkan bu yazıyı görünce özellikle üye olup bunları yazmak istedim.JUSTİNE’yi kınıyorum.Nasıl olurda bir insanın adını soyadını vererek olmayan bir konu ile onu karalarsınız? Bu hakkı nereden alıyorsunuz yada bu yetkiyi madem bu kadar dürüst ve namusluca açıklıyor iftira atıyorsunuz sizde kendi adınızı soyadınızı ve Recep Hoca’nın yanına giden şimdi evli olan o arkadaşınızın adını soyadınıda yazsanıza iyi bende buradan başbakana sanatçılara bakanlara iftira atayım oramı buramı elledi diyelim. Bence bu yaptığınız dürüstce namusluca birşey değil.Siz kesin Medyum Recep Kaplan’a rakip olan Medyumların adına Recep KAPLAN’a kara çalmak için bunları yazdınız bunuda sizin karaktersizliğinize veriyorum Lütfen kimseye iftira atmayın adam akıllı şeyler yazın. Birde çok merak ettiğim bir konu var acaba bu iftirayı atmaktaki sebebiniz nedir buradan açıklarmısınız??
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
sanal alemin şerrinden koru bizi yarabbi. uzun zamandır aklımdaydı, cinlerin bizi sanal alemde de bulmalarının pek zor olmayacağını düşünüyor, ne kadar saklanmaya çalışsak da bir şekilde ruhlarımıza sahip olabileceklerinden korkuyordum. üstelik bir süredir de internet yoluyla bir büyüye maruz kaldığımdan şüpheleniyordum açıkçası. neyse ki korkularım sona erdi. bir tek nazar hadisesi ve köpekbalıklarının saldırısı kaldı, umarım yakında onlara da bir çare bulunur. esas yazmak istediğim şey başka aslında. adı ve linki geçen şahsı yıllar önce tanıma şerefine erişmiştim. o dönemde bir bayan arkadaşım vardı, büyük bir gazetenin reklam departmanında çalışır, büyük bir reklamcı olma gibi gereksiz hayaller kurardı. o yıllarda bu muhterem zat sahip olduğu manevi hazineyi şirketleştirme yolunda önemli bir adım atar ve başkentimizin ücra bir semtindeki mütevazi bürosunun reklamını büyük bir gazeteyle duyurmaya karar verir. tesadüf bu ya, bu değerli kararın gerçekleşmesine katkısı bulunacak olan şanslı elçi görevi de bahsettiğim arkadaşıma verilir. hevesli ve heyecanlı arkadaşım reklam anlaşması ve reklam dizaynı gibi detayları görüşmek üzere bu şahsın (siz de uygun görürseniz eğer muhterem talihkuşu diyelim kendisine) bürosuna gider, odasına girmek için sıraya girer. odada reklam konusuyla ilgili pek fazla bir şey konuşulmadığını, daha çok genç arkadaşın kişiliği ve psikolojisi, daha da çok hayalleri üzerine konuşulduğunu hatırlıyorum. ama arkadaş genç ve tecrübesiz tabi, anlaşmayı imzalama, iş konuşma vb üzerinde daha çok durulması gerektiğini düşünür, oysa ki muhterem talihkuşu, genç kıza inanılmaz bir teklifte bulunur: kendisiyle kuracağı cinsel ilişki(ler) karşılığında bütün dileklerini gerçekleştirme teminatını verir. dikkatinizi çekerim, çok büyük bir vaat bu, öyle her an herkesin önüne gelmez. hep derim zaten, bir bu kız, bir de alaiddin. üstelik 3 dilek sınırlaması da yok burda. alabildiğine sınırsız, harikulade bir fırsat. ama dediğim gibi, kız henüz cahil, hatta ilk önce muhterem talihkuşunun ne söylediğini bile anlamıyor, şaşkın soru cümleleri ve manasız yüz ifadeleriyle kuşcaazı bayaa bi bunaltıyor. yanlış hatırlamıyorsam arkadaşım kafası karışık bir şekilde odadan çıkarken muhterem kuş “bi dakka, eğer gözlerini kapatırsan hiç dokunmadan seni ileri-geri hareket ettiririm,” diyor (bu kısımda aura kelimesi de kullanılmış galiba bi şekilde) ve kız gözlerini kapadığında göğüslerini ellemek suretiyle kendisini ayakta ileri-geri hareket ettirmeye teşebbüs ediyor. neyse, sonuçta m.k. kızı “iyi düşün, ama biliyorum geleceksin” diyerek uğurlar. fakat heyhat!.. ne yazık ki kız bi daha gitmez. kendisine bütün dileklerini gerçekleştirme vaadinde bulunan, üstelik uhrevi değere sahip muhterem bir talihkuşunu geri çevirir, onun yerine kendisine hiçbir vaadi bulunmayan, aksine kendisinden yaşama daha sakin ve huzurlu bakmak gibi bir beklentisi bulunan bir gazeteciyi tercih eder.
genç arkadaşımızın neleri kaçırdığını hayal etmek çok zor (maalesef buna ayakta, gözleri kapalı, ileri-geri sallanma hareketi de dahil). ama yine de o bikaç saniyelik ön-denemenin bile bayaa bi hayrını gördüğünü düşünüyorum. ani bir şekilde reklamcılık uğraşından vazgeçmesi ne kadar mutlu bir hayatı olduğunun en önemli ispatıdır.
adı geçen zat-ı muhteremden şöyle bir mail gelmiş adresime:
“BİR GÜN GÖRÜŞMEK ÜZERE EVET BİR GÜN.
BU GÜNÜ YANİ BU MAİLİ OKUDUGUNUZ BU ANI BİR YERE BİR NOT EDİN SAATİ DAKİKASI İLE VE BUNDAN SONRA OLACAKLARIDA NOT EDİN GERİSİNİ GÖRÜŞÜRÜZ…”
söz konusu adres sadece hafifte kayıtlı. acaba diyorum üstteki ahkamdan dolayı eşsiz bir düşman mı kazandım?
kaplan laneti bu mudur, sanal alemin cinleri mi musallat olacak bana nedir?
herhangi bir hafif üyesinin mailboxında da aynı şey varsa fena halde rahatlıycam. aksi takdirde bütün kapı-baca-pencere girişleri kapalı, fakat algı mekanizmam sonuna kadar açık korkuyla bekliyorum.
blogunu not almış olması muhtemel, karşılıklı notlaşmak istiyor olabilir.
Medyumluğu ise biraz gecikmeli çalışıyor galiba Haziran nere, Mart nere…
hah hah hah ahah hahaaa dur sen bu daha neki musallat olmak ne kelime artık uyku bile yok sana geceleri perperişan çığlıklar atarak uyanacaksın dalga geçtiğin bütün üyeler kara basanın olacak. kapı dinlemem baca dinlemem 3 vakte kadar tımarhane görünüyor sana ahah haha hhaaha haaa
BU JUSTİNE NİN YAZDIĞI TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ YADA KENDİSİ O MEDYUMLA YATTI ARKADAŞININ ADINI KULLANIYOR
EĞER MEDYUMUN İSMİNİ YAZACAK KADAR DÜRÜST İSE O ARKADAŞININ ADINIDA SOYADINIDA YAZSIN BÖYLE HAYALİ İFTİRALARLA OLMAZ
Ben medyum Recep Kaplan’ı Gerek Basından Gerekse http://www.astromerkez.com dan tanıyan biriyim.Kendisi hakkında çıkan bu yazıyı görünce özellikle üye olup bunları yazmak istedim.JUSTİNE’yi kınıyorum.Nasıl olurda bir insanın adını soyadını vererek olmayan bir konu ile onu karalarsınız? Bu hakkı nereden alıyorsunuz yada bu yetkiyi madem bu kadar dürüst ve namusluca açıklıyor iftira atıyorsunuz sizde kendi adınızı soyadınızı ve Recep Hoca’nın yanına giden şimdi evli olan o arkadaşınızın adını soyadınıda yazsanıza iyi bende buradan başbakana sanatçılara bakanlara iftira atayım oramı buramı elledi diyelim. Bence bu yaptığınız dürüstce namusluca birşey değil.Siz kesin Medyum Recep Kaplan’a rakip olan Medyumların adına Recep KAPLAN’a kara çalmak için bunları yazdınız bunuda sizin karaktersizliğinize veriyorum Lütfen kimseye iftira atmayın adam akıllı şeyler yazın. Birde çok merak ettiğim bir konu var acaba bu iftirayı atmaktaki sebebiniz nedir buradan açıklarmısınız??
Medyum ne demek söyle bakalım?